Fetöcü olduklarını tahmin ettikleri çete tarafından mağdur olduklarını öne sürerek Söz Haber'e konuşan Abdi Kaya “Bizler evraklar hakkında araştırma yaptık. Evrakların gerçek olmadığını belgeledik ve mahkemeye sunduk ancak iş adliyeye gelince orada duruyor hiçbir sonuç alamıyoruz” diyerek, Başbakan Binali Yıldırım ve İl Valisi Hüseyin Aksoy'un kendilerine yardımcı olmasını istedi.
Kaya, Tellikaya, Boğazören, Topyolu, Hacıisi ve Zoge köyleri başta olmak üzere, buralarda dedelerinden kalan arazilerin, arazi mafyası ve bugün fetö'dan cezaevinde bulunan savcıların işbirliğiyle ellerinden alındığını öne sürdü. Kaya, dosyaların ve belgelerin incelenmesi için, Diyarbakır dışından bilirkişilerin görevlendirilmesini isterken, uğradıkları mağduriyetin gerçek bir soruşturmayla Diyarbakır'daki arazi mafyasının da maskesinin düşürülebilineceğini söyledi.
Dedelerinden kalma Yaklaşık 10 bin dönümlük arazilerinin büyük bölümünün bazı kişiler tarafından sahte veraset belgeleri ve nüfus kütükleri çıkarılarak ellerinden alındığını dile getiren mağdurlardan Abdi Kaya, Söz Haber'e konuştu. Kaya “Bizler evraklar hakkında araştırma yaptık. Evrakların gerçek olmadığını belgeledik ve mahkemeye sunduk ancak iş adliyeye gelince orada duruyor hiçbir sonuç alamıyoruz” diyerek, Başbakan Binali Yıldırım ve İl Valisi Hüseyin Aksoy'un kendilerine yardımcı olmasını istedi.
Tellikaya, Boğazören, Topyolu, Hacıisi ve Zoge köyleri başta olmak üzere, buralarda dedelerinden kalan arazilerin, arazi mafyası ve bugün fetö'dan cezaevinde bulunan savcıların işbirliğiyle ellerinden alındığını öne süren Abdi Kaya, yaşananları şöyle anlattı.
“Bu arazilerin hepsi dedemden mirastır”
Kaya “ şimdi bu araziler dedemden kalma dedemden kalan mallar Tellikaya, Boğazören, Topyolu, Hacıisi köyünde olan belgeler elimdedir. Bunların tüm belge ve bilgileri 2,3 yıllık araştırmalarım sonucunda bütün belgeleri topladım. Diyarbakır adliyesinde 3,4 dava açmışım hiçbir netice bana verilmemiş. Fetöcü hâkim ve savcılar şuanda toplam 59 tane tutukludur. Bunlar 1 sene burada kaldıktan sonra yeni gelen hâkim ve savcılar fetöcülerdan bahsediyorum bunlar hep birbirlerine devir ediyorlar. Benim malımın hepsini götürmüşler, şuanda bizim adımıza 2015’ten kalan 25 dönüm arazi Ergani sulh hukuk mahkemesindedir isim benzerliğinden dolayı götürmüşler. Geri kalan bütün mallarım şuanda emniyet KOM şubesi görevini yerine getirdi ve bütün belge ve sahtekârlıkları ortaya çıkarmış ve soruşturma devam ediyor. Ergani’de yapılan 2 soruşturma mahkemesi numara sı da bendedir.
“Sahte evraklarla arazilerimi satmışlar”
2 yıldır Diyarbakır Cumhuriyet savcısına suç duyurusunda bulundum, ancak beni hiçbir gün çağırmadılar. Şimdi bende terör mağduruyum Cumhurbaşkanına hele hele Adalet bakanlığına ve Diyarbakır Valisine sesleniyorum. Benim bu mallarımı ortaya çıkarsınlar. Son 3 yıldır veraset belgesini aldım aile tablomuzu parçalamıştılar. Mahkeme kararıyla bunları aldım. Bu mallar dedelerimizden geliyor Ali Kâhya ve Mehmet Mahmudoğlu. Şimdi Mehmet Mahmudoğlu yerine Batman Beşiri doğumlu aynı isim ve aynı baba adı Mahmut olan ama anne ismi ve doğum tarihi değişik birini ortaya çıkardılar. Onun soy ismi var fakat benim dedemin soy ismi yok. Cumhuriyetten önce.1997’de bu Mehmet Mahmudoğlu vefat etmiş benim dedem ise Cumhuriyetten önce vefat etmiş. Getirmişler onun yerine imza attırmışlar, belge her şey mevcuttur, Zoge köyünden götürmüş. Bakın belgeler hepsi buradadır. Yaklaşık 2000 dönüm arazidir bu. 1997’de bu adam ölmeden önce satmış benim dedemin yerine koyarak. Bu malı da 2011 de miras belgesi yapılırken Mehmet Mahmudoğlu'nun yengelerinin adına götürmüşler, onlar vekâlet veriyorlar ve benim malım bu şekilde gasp ediliyor."
Düşmanlık nedeniyle göç etmiştik
Kaya iddialarına şöyle devam etti. "Biz düşmanlık nedeniyle doğudan göç ettik, bizde mallarımıza o zaman sahip çıkamadık Güneydoğuyu zaten biliyorsunuz aşiret sistemi vardır, şimdi benimde aşiretim burada değildi bende bu yüzden göç etmek zorunda kaldım fakat hükümet değişince Şuan ki hükümet iktidara gelince bu feodal sistemlerde çöktü bizde geri döndük. Şimdi biz bu arazi 26 dönüm kullanıyorduk ama şuanda bu arazi sahte evraklarla gitmiş Ergani’ye, 2.Sulh hâkimliği orada isim benzerliğinden yapmışlar zaten bunlar hepsi ekiptir. “Tapuya gittim bana dediler ki “ ya zer ya zor yada tüfek” varsa arazilerini geri alırsın yani gücün varsa demek istiyor”
Cumhurbaşkanı, Başbakan, İl Valisi
Şimdi ben bunu net ve açık söylüyorum Cumhurbaşkanı Başbakan ve Diyarbakır valimize sesleniyorum bu işi yapanlar Tapu, nüfus ve Adliye'dir. Bunlar aile tablolarını değiştirmişler bu şekilde mal götürüyorlar. Daha öncede Diyarbakır bölgesinde toplulaştırma oldu ben gittim, bana dediler ki senin bu tapularda hiçbir sıfatın kalmamış. Cumhuriyet savcısına git dilekçe ver dedi bende öyle yaptım dilekçe verdim ancak beni kimse ne aradı nede sordu. Cumhuriyet savcısı benim hakkımı aramasa Başbakan aramasa Cumhurbaşkanı aramasa ben nasıl arayayım ben bilmiyorum ki bu kurumlar arayacak. Bu adamın hakkı nereye gitmiş diye. Çünkü ben nereye gitsem saklıdırlar bütün evraklarım saklıdır."
Elimdeki belgeler hepsi hakiki
Elindeki belgelerin resmi belgeler olduğunu ifade eden Kaya şöyle konuştu. "Bakın bu belgeler elimdedir. Ankara arşiv genel müdürlüğünden getirdiğim tapular var, bu evrakta ise 2011 yılında Ali Kâhya adına yani dedemin adına veraset düzenlemişler ve 675 dönüm araziyi sattırmışlar. Tarih olarak ta 1987 tarihi atmışlar. Yani 2011 de veraset çıkarmışlar ancak veraset belgesinin üzerine 1987 tarihini atmışlar. Şimdi Zeynep Yeşilay diye birine satmışlar, ben tanımıyorum bu kişiyi bizim sülalemizde de böyle biri yok. Ben tapu müdürüne gittim, miras belgesini götürdüm adam bakmadı bile. Bana dedi ben dosyayı sana göstermiyorum sen daha önce gelseydin ben senin adına yapacaktım ama senden önce davranmışlar" dedi. Yani bana isim bile söylemedi bir tek bildiğim Zeynep Yeşilay isimli kişi tanımam etmem. Emniyet soruşturması devam ediyor ve dosyada gizlilik olduğu için ben bir şey bilmiyorum onlarda söylemiyorlar. Sayın Valime sesleniyorum bu dosyama bir el atsın. Benim bu evraklarımda bir sahtelik varsa ben müebbede razıyım ancak benim şuanda çoluk çocuk hepsi açtır perişandır. Toplamda 10 bin dönüm arazimi götürmüşler, ya bana sahip çıkacaklar ya da beni buradan göç ettirecekler."
Arazimi açıkça gasp ettiler
Bir diğer mağdur olduğunu iddia eden Ahmet Gezer ise arazisini gasp eden şahıslar tarafından tehdit edildiğini öne sürerken, şöyle dedi;
"Benim 6 dosyam var 2013 yılında tapu ve nüfus müdürlüğü anlaşarak benim kimliğimi kullanarak mallarımı götürmek istediler ancak başarılı olamadılar yakalandılar. Ondan sonra 2013 ten sonra 3.ağır cezaya girdi 3.ağır cezada benimde mağduriyetim vardı ben üstüne gidemedim, çünkü avukat tutamadım param yoktu bakın bazı dosyalarımda buradadır hepsi de mahkemeliktir. Şimdi emniyet görevini yapıyor saygılarımı sunuyorum, emniyet getiriyor adliyeye bu iş adliyede duruyor. Avukat tuttum sonra avukatta üstüne gidemiyor ve ben yine mağdur oluyorum."
“Beni tehdit ediyorlar”
6 tane dosya dışında birde gizlilik kararı olan bir dosyamız var. Şimdi benim vergi verdiğim parseller 101,104, 36, 37 belediye benden bunların raiş bedelini vergi dairesi de vergisini aldı, bunlara dair belgelerin hepsi dosyada mevcuttur. Göletli parkın nevruz alanının orada bunların hepsini sahte evraklarla kendi adlarına yapmışlar Fetöcü ve arazi mafyalarıyla beraber. Şimdi burada benimde mağduriyetim var. Beni tehdit ediyorlar ben konuşamıyorum. Ben bunları Sayın Cumhurbaşkanımıza ve başbakanımıza ve adalet bakanımıza havale ediyorum. Rica da bulunuyorum bunların önünü kesin ben zavallıyım. Ben burada anam tarafından mağdur olmuşum. Şanlıurfa da babamdan kalan arazilerim var. 2013/119 nolu dosya. Onlarda devletten destekleme alıyorlar o desteklemeyi de boş yere alıyorlar aralarında götürüyorlar herhangi bir tapuları olmadıkları halde ve bunlar beni tehdit ediyorlar. Ben mahkemede de hâkime söyledim neye dayanarak bunlar destekleme alıyorlar bana dedi ki seni ne alakadar ediyor. Bu arazileri dedem ermeni kabilelerinden almış ama bunlar sahte evraklarla üstülerine almışlar. Bunlar hepsi tespitli dosyalarımın içinde vardır efendim. Bir an önce devletimizden yardım istiyorum."
Dışardan bilirkişi istiyoruz
Kaya ve Gezer uğradıkları mağduriyetin giderilmesi için yetkili makamları göreve çağırırken, bilgilerle ilgili olarak ta, Diyarbakır dışından bilirkişilerin belirlenerek, incelemeye alınmasını istedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz