Danıştay 10. Dairesi, Milli Eğitim Bakanlığı'nın (MEB) 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarının Ankara dışındaki illerde sadece okullarda öğrencilerle kutlanmasını öngören genelgesinin yürütmesini durdurdu. MEB'in 11 Ocak 2012 tarihli 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı Kutlamaları Genelgesi'nin iptali ve yürütmesinin durdurulması istemiyle Danıştay'da 7 ayrı dava açılmıştı. akanlığın davayla ilgili savunmasını aldıktan sonra dosyaları görüşen Danıştay 10. Dairesi, bir sendikayla bir öğrencinin açtığı 2 davayı karara bağladı. Daire, genelgenin yürütmesini durdurdu. Kararın gerekçesinde, üst hukuk normlarında hangi bayramın ne şekilde kutlanacağının açık olduğu belirtilerek, genelgenin düzenleyici işlem niteliği taşımadığı kaydedildi.
HUKUKİ BİR GARABET KARAR
Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, Danıştay tarafından iptal edilen 19 Mayıs genelgesinin hukuki bir garabet olduğunu söyledi. Bakan Dinçer, şunları kaydetti: ''19 Mayıs kutlamalarıyla ilgili genelgenin yürütmesinin durdurulması meselesi, doğrusunu söylemek gerekirse bence hukuki bir garabet. Bunu, altını çizerek de söylemek istiyorum. Çünkü yürütmeyi durdurma kararı gerekçesine baktığımızda, bir üst hukuk normu olan yönetmeliklerde 19 Mayıs'ın nasıl kutlanacağına dair her türlü ayrıntının yazıldığı ifade ediliyor. Bunun için de yeni bir idari düzenleme yapmaya gerek olmadığı söyleniyor. Şimdi ben size şunu söylemek istiyorum, zaten bizim yayınladığımız genelge de yönetmeliğin gereklerine uygun olarak davranılması şeklindeydi. Başka bir ifadeyle, 1980 yılından bu zamana kadar yönetmeliğin gereği olmayan pek çok iş ve uygulama aslında 19 Mayıs törenlerine dahil edilmişti. Milli Eğitim Bakanlığı'nın yaptığı genelge ise 'bundan sonra yönetmelik neyi emrediyorsa ona uyun' şeklindeydi.''
Aslında Danıştay'ın bir tarafıyla yürütmeyi durdurma kararı verirken, yönetmeliklere ''uyun'' talimatı verdiğini ifade eden Dinçer, ''Ancak ne gariptir ki bizim genelgemiz de aynı şeyi söylüyordu. Öyleyse verilen bu kararın ne anlama geldiğini hep beraber sorgulayabiliriz'' dedi.
KUTLAMALARA DÜZENLEME
Ömer Dinçer, ''Biz 19 Mayıs'larımızı, 23 Nisan'larımızı, 29 Ekim'lerimizi bu halkın da benimsediği bir tarzda daha coşkulu bir şekilde kutlayacağız. Çünkü inanıyoruz ki 23 Nisan, 19 Mayıs 30 Ağustos, 29 Ekim bizim ortak değerlerimizdir. Bu ortak değerleri bütün toplumu birleştirecek şekilde kutlayacağız. Ama kutlama şekillerinin değiştirilmesi gerektiğine hala inanıyorum. Yani yukarıdan otoriter bir tarzla ve herkesin neyi nasıl kutlayacağını belirleyen bir yapı içerisinde bayram kutlanmaz. Bayram halka ait bir şeydir, gence ve çocuğa, öğrenciye ait bir şeydir. Nasıl kutlayacağını, içinden nasıl geliyorsa öyle yaparak ortaya koymalıdır'' şeklinde konuştu.
Yukarıdan otoriter bir tarzda bayram kutlama şekillerinin, toplumun benimsemesine engel sonuçlar doğurduğunu vurgulayan Dinçer, bu açıdan bakıldığında halkın içselleştirdiği ve benimsediği kutlama törenleri için mevcut kutlama şekillerine karşı çıktığını ve çıkmaya devam edeceğini belirtti.
GEREKÇELER KALDIRILMALI
Buarada, Eğitim-Bir-Sen Genel Sekreteri Ahmet Özer, yaptığı yazılı açıklamada, 19 Mayısların stadyumlara sıkıştırılmasının doğru olmadığına dikkat çekerek, "Bizler milli bayramlarımızı, ülkemizde sadece stadyumlara sıkıştırma çağdışılığından kurtarmalıyız. Bu bağlamda, Milli Eğitim Bakanlığı'nın, Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı kutlamalarını halka açma yönündeki çalışmalarının hukuki yönünde aksaklık olmuş olsa da özü itibariyle doğru bir karar olduğunu düşünmekteyiz. Burada yapılması gereken 19 Mayısları stadyumlara sıkıştırmaya devam etmek değil, Meclis eliyle hukuki düzenlemeleri yapıp 19 Mayısları halka açmaktır. Bu doğrultuda Danıştay'ın 19 Mayısları stadyum duvarlarına hapseden kararındaki gerekçeler ne ise bunlar ortadan kaldırılmalıdır." dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz