Iran Ulusal Yüksek Güvenlik Konseyi Sekreteri ve Nükleer Başmüzakereci Said Celili, ''Barışçıl uygulamalarımız için yüzde 20 oranında yüksek zenginleştirilmiş uranyuma ihtiyacımız var'' dedi.
Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı'nda gerçekleştirilen İran ile ''5 1'' ülkeleri arasındaki nükleer müzakerelerin sona ermesinin ardından basın toplantısı düzenleyen Celili, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
''Şehit edilen nükleer bilim adamlarının fotoğrafları var. Onlar hakkında ne düşünüyorsunuz?'' sorusu üzerine Celili, bu gençlerin İran'ın gençleri olduğunu belirterek, ''Bu insanlar bizim insanlarımız. 'İnsan hakları' diyenler, her yerde insan haklarından bahsederken, 'kimse için nükleer bomba olmasın' diyenler bu yaptıkları eylemler hakkında açıklama yapmalılar'' diye konuştu.
''Çok yoğun bir gün geçirdiniz. Bu görüşmeler başlamadan önce batı medyasında dile getirilen bazı konular vardı? Bahsedilen konular acaba görüşüldü mü?'' şeklindeki soruya da Celili, şu yanıtı verdi:
''Hangi konuları söylüyorsunuz bilmiyorum. Ancak bizim bugün konuştuklarımız, İran'ın nükleer hakları. Bütün bunları, nükleer silahların önlenmesi çerçevesinde hak ve yükümlükleri ele aldık. Burada bir denge gütmek önemli. Her iki tarafın da çıkarlarını ele almak gerekiyor. Elbette nükleer konu çok önemli.''
''Ashton'dan bütün bu görüşmelerin devamının nükleer silahların önlenmesi anlaşması çerçevesinde olduğunu duyduğunuzda sizin için İran'da uranyum zenginleştirme hakkının tanıması anlamına mı geliyor. Bunu böyle mi anlıyorsunuz. Ayrıca 15 ay önce de buradaydık. 15 ay öncesine kıyasla bugün atmosferde ne fark vardı?'' sorusu üzerine de Celili, ''Elbette haklar var. Uranyum zenginleştirme de bunlardan bir tanesi. Biz baştan beri İran'ın aradığı hakların, başka devletlerin aradığı haklarla aynı olduğunu söyledik. Bugünkü görüşmeler de bu yaklaşım içerisindeydi'' ifadelerini kullandı.
Celili, İran halkının isteğinin nükleer silahların yığılmasının önlenmesi olduğunu, bu çerçevede yükümlülüklerini ve haklarını kullanmak istediklerini, Bağdat'ta bu konuları birlikte ele almak istediklerini kaydetti.
İşbirliği çerçevesinde bu süreç kapsamında İran halkının güveninin alınması gerektiğini ifade eden Celili, İran halkının işbirliği çerçevesinde yaptırımların kaldırılmasını istediğini belirtti.
''Nükleer silahların yığılması anlaşmasına taraf olmayan, buna katılmayan ülkelerle ilgili bir şey konuştunuz mu?'' şeklindeki soruya da Celili, gelecekteki işbirliğinin şekli konusunda konuştuklarını kaydederek, ''Ancak sizin dile getirdiğiniz konu da çok önemli bir konu. Nükleer işbirliği görüşmelerinde özellikle silahsızlanma ve silahların önlenmesi açısından sürece dikkat etmeliyiz'' dedi.
Bugünkü atmosferi nasıl bulduğu sorulan Celili, bugün olumlu bir yaklaşımın olduğunu belirterek, ''Biz, ileriye doğru atılmış bir adım olarak düşünüyoruz. Daha önce söylediğim gibi, İran halkına karşı tehdit dilini kullanmak işe yaramıyor. Halbuki işbirliğine dayalı bir söylem söz konusu olursa sonuç verebilir, meyve verebilir'' karşılığını verdi.
Nükleer konunun ne yöne doğru ilerlediğinin sorulması üzerine de Celili, nükleer konusunda işbirliği kapsamında ana konular bulunduğunu, bunlardan bir tanesinin silahsızlanma olduğunu kaydetti.
Celili, nükleer silahların uluslararası barış ve istikrar açısından faydalı olmadığını ifade etti.
''Yüzde 20 zenginleştirilmiş uranyum konusu konuşuldu mu?'' şeklindeki soru üzerine de Celili, çeşitli konuları konuştuklarını, daha genel anlamda konulardan bahsettiklerini, bu konuların detayına, içeriğine girmediklerini belirtti.
Nükleer konu dışında başka bir konunun gündeme gelip gelmediği, Suriye konusunun konuşulup konuşulmadığı sorulan Celili, bu müzakereleri, çeşitli konuların konuşulacağı bir zemin olarak gördüklerini belirtti.
Müzakerelerde yapıcı bir yaklaşım getirilip getirilmediği sorulan Celili, işbirliğine dayalı bir müzakere havası sezdiklerini ve bunu olumlu karşıladıklarını kaydetti.
''Bugünkü müzakere sürecimiz daha başarılı oldu''
Celili, Rus meslektaşlarıyla ikili müzakereler düzenlediklerini, başka hiçbir ülkeyle ikili müzakerelerinin olmadığını bildirdi.
''Ashton ile aranızda bir profesyonel ilişki oluştu. Bu durum müzakereleri olumlu etkilemesi açısından nasıl yardımcı oluyor?'' sorusuna karşılık da Celili, Ashton ile müzakerelerde yaptıkları görüşmelerin faydalı olduğunu belirterek, ''Ancak bugünkü müzakere sürecimiz, bundan önceki müzakere sürecine kıyasla daha başarılı olmuştur. Onlar buraya daha pozitif yaklaşım içinde geldiler en azından. Bayan Ashton'un rolü yadsınamaz'' şeklinde konuştu.
Celili, kitle imha silahlarına karşı savaşacaklarını, mücadele edeceklerini, bu silahların yayılmasına kesinlikle karşı olduklarını kaydetti.
''Bağdat'ın seçilmesinin arkasındaki sebepler nelerdir?'' sorusu üzerine de Celili, böyle bir toplantıya Bağdat'ın ev sahipliği yapmasının önemli olacağını belirtti.
Celili, ''Uranyum konusunun durdurulacağını düşünüyor musunuz?'' şeklindeki soruya karşılık da şunları söyledi:
''Kitle imha silahların önlenmesi anlaşması çerçevesinde, bu anlaşmada gösterilen tüm haklara saygı gösterilmesi gerekiyor. İran'ın da buna hakkı vardır. Barışçıl amaçlarla nükleer niteliklerden yararlanma imkanı olmalıdır. Tahran'daki araştırma reaktörü için, reaktörün çalışabilmesi çok büyük bir destek sağlayacaktır İran'da. Bunun için de nükleer yakıta ihtiyacımız var. Biz, Atom Enerjisi Ajansı'nın bu reaktör için yakıt tedarikini kolaylaştırmasını istemiştik. Ama ne yazık ki bunu yapmadılar. Bir değiş tokuş önerisi öne sürüldü. Ancak bu da gerçekleştirilmedi. Bundan sonra bizim genç bilim adamlarımız bu yakıtı üretmeye çalıştılar. Burada şehitlerimizin resimlerini görüyorsunuz. Şehitlerimiz nükleer enerjinin yerelleştirilmesi konusunda çok büyük katkılar sağlamışlardır. Ama bunlar onların hayatına mal olmuştur. Barışçıl uygulamalarımız için yüzde 20 oranında yüksek zenginleştirilmiş uranyuma ihtiyacımız var.''
''Suriye, kendi kararını kendi vermeli''
Konuşulan konulardan birinin nükleer olduğunu dile getiren Celili, ''Suriye konusunda aynı görüşlere sahibiz. Suriye halkı özgür bir seçimle, kendi geleceklerine kendileri karar vermeliler. Herhangi bir dışarıdan müdahalenin, herhangi bir şekilde şiddetin Suriye'deki sorunu çözeceğine inanmıyoruz. O yüzden Suriye'de bir seçim olmalı. Kendi kararını kendi vermeli'' diye konuştu.
AA
Kaynak: Diyarbakır Söz