Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Sarayı'nda Başbakan Davutoğlu ile görüştü. Görüşmede seçim hükümetinin kurulması için Davutoğlu Başbakan olarak atandı. Atama sonrası kameraların karşısına geçen Başbakan Davutoğlu, seçim hükümeti kurmakla görevlendirilmesinin 'anayasal zorunluluk'tan olduğunu söyledi. Davutoğlu muhalefet liderlerine de şöyle seslendi:
"Çağrı yapıyorum, gelin bu sorumluluğu birlikte omuzlayalım. Gelin anayasanın gösterdiği çerçevede bir hükümet oluşturalım. Genel başkanlar görüşmek isterse kapım açık. Neredeyse yalvardım 'Gelin 45 gün dolmadan birlikte hükümet kuralım' dedim."
İşte Davutoğlu'nun açıklamalarından satır başları:
"TOPLANTIYI BAŞBAKANLIK'TA YAPTIK ÇÜNKÜ..."
"AFAD ve ilgili bakanlarımız çalışmaları yürütüyorlar. Böyle bir felaketin yaşanmamasını Allah'tan niyaz ediyorum. Demokrasi tarihimizde bir ilki yaşıyoruz bugün. Dikkat ederseniz bugün bu açıklamayı Başbakanlık'ta yapıyoruz. Koalisyon görüşmelerinden sonra açıklamaları Ak Parti genel merkezinde yapmıştık. Bugün üstlendiğimiz görev bir devlet görevidir. Siyasi mahiyettedir. Siyasi parti kimliğinin ötesinde seçimlere ülkeyi götürecek halkın huzur içinde seçimlere gitmesini sağlayacak bir görevdir. O yüzden bu toplantıyı burada yapmayı uygun gördüm.
"ANAYASAL ZORUNLULUK"
Bu süreç anayasal bir zorunluluk. 7 Haziran'dan bu yana hep anayasal süreçleri işletmek ve meşruiyet çizgisi içinde kalmayı savundum. CHP genel başkanı ile yaptığımız görüşmede koalisyon değil ama koalisyon kurma ihtimali için görüşme yapmak üzere mutabık kaldık.
"KİMSEYİ SUÇLAYACAK DEĞİLİM"
'Bize koalisyon görüşme teklif edilmedi' söylemi yanlıştır. Zaten bir koalisyon zemini olup olmadığı konuşulacaktık. Derin görüş ayrılıkları çıktığı için uzun dönemli koalisyon için ciddi tereddütler ortaya çıktı. Daha sonra da reform ağırlıklı kısa dönemli ülkeyi seçime götürecek bir hükümet konusu konuşuldu. Bu mümkün olmadı, kimseyi suçlayacak değilim.
"ELEŞTİRMEK İÇİN SÖYLEMİYORUM AMA…"
Sayın Bahçeli'nin koalisyona kapalı olduğu ve seçime gidilmesi gerektiği yönünde ifadeleri vardı. Sayın Bahçeli'yle konuşmamızın daha başında uzun dönemli koalisyona AK Parti azınlık hükümetine ve meclisten erken seçim kararına karşı olduklarını söylediler. Eleştirmek için söylemiyorum ama tablo bu. Koalisyon ihtimali kalmayınca görevi iade ettim.
"DENEMEDİĞİM YOL VE YÖNTEM KALMADI"
Deniz tükenene kadar her şeyi denedik. Denemediğim yol ve yöntem kalmadı. 45 günün dolmasına müteakip anayasa gereği sayın cumhurbaşkanımız erken seçim kararı aldı. Bu sabah da bir yönetim boşluğu olmaması için görevi bana tevdi ederek geçici Bakanlar Kurulu kurmamı ülkeyi sükunetle seçimlere götürme konusunda adım atmamızı bildirdi.
"KEŞKE BİR KOALİSYON KURULSAYDI"
Bu görev bir koalisyon hükümeti kurma görevi değildir. Bu görev diğer partilerle bir müzakere başlatma süreci de değildir. Keşke bir koalisyon kurulsaydı. Türkiye cumhuriyeti tarihinin ilk uygulamasıyla karşı karşıyayız. Hukukçularla istişare yaptım. Değişik görüşleri aldım. Teamüle çok önem veren biri olarak yanlış bir teamüle yol açmak istemem. Anayasanın ilgili maddelerini beğeniriz beğenmeyiz ama bu maddelere göre hareket etmek bir borç.
"GÜNEŞ MOTEL UYGULAMALARININ PEŞİNDE DEĞİLİZ"
Biz güneş motel uygulamalarının peşinde değiliz. Eğer bir benzetme yapılmak isteniyorsa biz 8 Haziran'da böyle bir girişimde bulunabilirdik. Allah da millet de şahit ki meşruiyet çizgisinden sapmadım. Dün ve bugün yapılan yorumları çok talihsiz yorumlar olarak gördüm.
"KAPILARI KAPATMAKLA ÜLKE YÖNETİLMEZ"
Hiçbir partinin içinde huzursuzluk çıkması için küçük ayak oyunlarına kurnazlıklara itibar etmeyeceğimizi söylemek isterim. Şu andaki çalışmam nasıl anayasal bir sorumluluk ise görev tevdi edilen milletvekillerinin bu görevi yerine getirmesi de bir anayasal zorunluluktur. Anayasal çizgi ne diyorsa onu yaparız. Kapıları kapatmakla ülke yönetilemez. Biz diğer partiler gibi AK Parti de şunu demiş olsaydı "biz de üye vermeyeceğiz." Ne olacaktı bu ülkenin hali?
"GELİN SORUMLULUĞU BİRLİKTE OMUZLAYALIM"
Anayasal çizgiye sonuna kadar riayet edeceğim. Kim ne derse desin bu çizgiden sapmayacağım. Bu çerçeve şimdi TBMM Başkanından oranlara göre bakanlıkları bildiren bir yazı verilecek. Liderlere ve milletvekillerine bir çağrı yapıyorum: Gelin bu sorumluluğu birlikte omuzlayalım. Her türlü görüştürmeyi gerçekleştirebiliriz.
"NEREDEYSE YALVARDIM"
TBMM'den yazının gelmesine müteakiben teklifte bulunacağım. Anayasa çok açık şekilde partililere teklif edilir diyor. Ama genel başkanlar görüşmek isterse kapım açık. Neredeyse yalvardım "Gelin 45 gün dolmadan birlikte hükümet kuralım" dedim.
"AHLAKSIZ TEKLİFTE BULUNMADIK"
Partiler üzerine baskı yapmak onlara gayri ahlakilik suçlaması yapmak doğru değildir. Teklif edilen şey ülkenin yönetimini 2 ay boyunca birlikte yürütmektir. Ne ben ne de arkadaşlarım hiçbir partinin iç işlerine müdahale etmedik etmeyiz. Gayri ahlaki hiçbir görüşmenin içinde olmadık olmayız. Hiç kimseye ahlaksız teklifte bulunmadık.
"TBMM ÜYELERİNE TEKLİFTE BULUNACAĞIM"
TBMM üyelerinin hiçbirisi böyle bir teklifin muhatabı değildir. Anayasa bana bu görevi veriyor. Hem de 5 günlük bir süre tanıyor. Benim görevim madem genel başkanlar reddetti. TBMM üyelerine teklifte bulunacağım. Bağımsız üye atayamam. Onlarla görüşmeden bağımsız üye atarsam anayasal suç işlemiş olurum.
"YOLLAR TIKANMASIN, KAPILAR KAPANMASIN"
Hem bizi zan altında hem de kendi milletvekillerini zan altında bırakmak doğru değil. Gerekirse görüşürüz ama kimse yolları tıkamasın, kapıları kapatmasın.
"VEKİLLERİN ÖZGEÇMİŞLERİNİ TEK TEK İNCELEDİM, TEKLİFİ YAPMAK ZORUNDAYIM"
TBMM Başkanı bana oranları ilettiğinden itibaren ben ilgili milletvekillerine teklif götürmeyi düşünüyorum. Kriterler belli, ehliyet, liyakat, STK'larda görev almış olmak…
Milletvekillerinin bütün özgeçmişlerini adeta tek tek inceledim. Belli kriterlere uyulmasına özen gösterdim. Biz teklif ettikten sonra her milletvekilinin kendi partisiyle görüşme hakkı var. Ama o teklifi yapmak zorundayız. Bu teklifleri makul bir sürede cevaplandırmaları için milletvekillerine davette bulunacağım.
Son olarak milletimize bir kez daha çağrıda bulunmak istiyorum. 7 Haziran'dan bugüne ülkede bir yönetim boşluğuna izin vermedik. Milli iradeye saygılı şekilde seçimlere gidilmesi için elimizden geleni yapacağız. Puslu havalarda ortaya çıkan şer odaklarına izin vermeyeceğiz.
SORU & CEVAP
- Liderlere nasıl çağrı yapacaksınız? Kapalı zarfla mı vekillere teklif yapılacak? HDP'lilerden kime teklif gidecek?
- Liderlere yaptığım çağrı seçime giderken ülkenin gereksiz gerginliklere düşmeden görüşebilme çağrısıydı. Biz düşman değiliz. Siyasi rakibiz. Bir hasım gibi birbirimize bakmayalım. Üretilecek çözümleri birlikte üretelim. Milet de karar versin. Böyle bir seçim ortamına giderken tekrar bloklaşma çabasına girmek ülkemizin geleceği bağlamında sorumsuzca bir davranış olur kanaatindeyim. Çağrıma cevap gelirse liderlerle görüşmeye hazırım. Liderleri aşarak bir hesap içinde değilim. Ama Anayasa bunu gerektiriyor. Çünkü liderler görüşemediği için milletvekillerine teklif götürülüyor.
Ben CHP, MHP vekillerine teklif etmezsem, 7 - 8 bakanlık boş kalır. Ben oraya bağımsız üye atayamam. Anayasa diyor ki; 'teklif edilecek. Reddetmesi halinde oraya bağımsız üye atanır' diyor.
Telefonları kapıları kapattınız, ee bacaları da kapatın demokrasi odasına nereden gireceğiz biz. Olmaz ki…
"İSİMLERİ EN YAKIN ARKADAŞLARIM DA BİLMİYOR"
Burada herkesi sorumluluk içinde davranmaya çağırıyorum. Tek tek özgeçmişlere baktım. Devlet tecrübesi de içinde olmak üzere değerlendirme yapmaya çalıştım. İsimler konusuna gelince… En yakın arkadaşlarım da bilmiyor. Bu isimler bende mahfuzdur. AK Parti içindeki görevlendirmeler de ben de mahfuz olan bir konu. En sonda AK Parti'yi düşünüyorum. Diğer partileri bilirsem ona göre bir dağılım yapacağız. AK Parti'den hiçbir arkadaşım bu görevden kaçacak değil. Onlara da tek tek yapacağım. Parti organları üzerinden yapmayacağım.
- Geçici bakanların profili nasıl olacak?
Bunlar tek tek görevlendirmeler olduğu için kişilerin o görevi ifa edebilme açısından bir değerlendirmenin daha doğru olduğu kanaatindeyim. Devlet tecrübesi ya da sivil toplum tecrübesi benim için önemli hususlar. Bakanlık teklifi yaparken parti dengelerini gözetmeyeceğim. Ben doğru kişiyi doğru yerde değerlendirebilmek için teklifimi yaparım.
"KARDEŞ ACISIYLA BU SÖZLERİ SARFETTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUM"
Şehit Yüzbaşı Ali Alkan'ın ağabeyi Yarbay Mehmet Alkan'a yönelik ağır suçlamalar yapıldı. Bu konudaki düşünceleriniz nelerdir?
Zor günlerden geçiyoruz. Her eve düşen bu acı bizim de yüreğimize düşüyor. Türkiye 78 milyonluk bir büyük aile. Nasıl kenetlendiğimizi de dünya şahit. Ateş düştüğü yeri daha fazla yakar. Onlarca şehit ailesi ile konuştum hala hatırladığımda gözlerimi yaşartan insani dialoglar duyduk. Başsağlığı için aradığım anne ve babanın vatan sağolsun demesini... Aradığım şehit ailelerinden sitemkar ifadeler duymadım. GATA'da gazileri ziyaret ettim. Bir gazimiz şuradan çıkayım hemen gidip mücadele edeceğim dedi. Annesi ben evladımı bu günler için yetiştirdim dedi. Bugünler vakar içinde davranma günleri. Bizim askerimizin, subayımızın bilinci, şuuru bu. Bu yarbayımızın silah arkadaşları da bu vatan için çarpışıyor. Bir kardeş acısı ile bu sözlerin sarfedildiğini düşünüyorum. Ama TSK mensuplarının en derin acılara bile vakar içinde dimdik durabileceğini de biliyorum. Acıları anlıyoruz ama bu vakaarın korunması gerektiğini düşünüyorum."
Kaynak: Diyarbakır Söz