“NUSAYBİN KAPISININ AÇILMASI GEREKİYOR”
DTSO Başkanı Mehmet Kaya, ticaret anlamında ivedilikle Nusaybin Sınır Kapısının açılması gerektiğini dile getirirken, “Sadece Türkiye’deki Kürtlerle değil, Suriye ve Irak’taki Kürtlerle iyi diyalog oluşturmalı Bu zeminde en fazla Türkiye’ye kazandıracak” dedi.
“ANLAŞMA BÜTÜN UNSURLAR VE KÜRTLER İÇİN YAPICI GÖRÜNÜYOR”
D. Ü. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Erkan, “Suriye’de Kürt sorunu bir ölçüde çözülmeye başladığı zaman, Türkiye’de yeni başlayan sürece de olumlu yansıyacaktır. Suriye’de birlikte yaşama iradesi sağlanırsa, başta İsrail ve diğer güçlerin dış müdahalesini azaltmış olur”
“ANLAŞMA HEPİMİZİ HEYECANLANDIRDI VE UMUTLANDIRDI”
DESOB Başkanı Alican Ebedinoğlu , “Suriye’deki son gelişmeler, oldukça sevindiricidir. İnanıyorum ki siyasetçilerimizin de sağduyusuyla, mecliste atılması gereken adımların atılmasıyla da birlikte özlemini duyduğumuz barış ve kardeşliği yaşarız”
“İŞ DÜNYASINA MUAZZAM FIRSATLAR YARATACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
GÜNSİAD Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu, “ Türkiye’nin özellikle kuzey Suriye’deki Kürt çevreleriyle kuracağı yakın ilişkinin bizim bölgemizdeki iş dünyasına muazzam fırsatlar yaratacağını düşünüyorum. Anlaşma, önemli bir aşamadır”
“ANLAŞMAYI MEMNUNİYETLE KARŞILIYORUZ”
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Ortak Akıl Federasyonu Genel Başkanı Abdulvasi Yaz “Ümmet anlayışlarını bir arada toplamazlarsa bu ülkeler istikbalen yakın tarihte başını İsrail ve ABD’nin çektiği emperyal devletler tarafından işgal edileceklerini düşünüyorum”
Ortadoğu’da barış umutlarının yeniden yeşermesine neden olan Suriye hükümeti ve SDG arasındaki anlaşma, iş dünyasını heyecanlandırdı. Anlaşmanın Türkiye ve Suriye arasındaki ticaretin gelişmesine katkı sağlayacağı iş çevrelerince belirtilirken, bölgenin de kaderinin olumlu yönde değişeceği umutları arttı. Anlaşmanın siyasi ve ekonomik sonuçlarının Türkiye’ye Ortadoğu’ya özelinde olumlu olduğunu dile getirildi.
ÖCALAN’IN ÇAĞRISI SONRASI SÜRPRİZ GELİŞME
Suriye’de merkezi hükümet ve SDG arasında imzalanan 8 maddelik anlaşma Türkiye’de büyük bir heyecan ve mutlulukla karşılandı. Öcalan’ın örgütün lağvedilmesi çağrısında Suriye’deki YPG’yi kapsayıp kapsamadığı yönündeki tartışmalara da bir ölçüde nokta koyan anlaşmanın Ortadoğu’nun yeniden şekillenmesinde ve normalleşmenin sağlanmasında önemli bir eşik olduğu muhakkak.
SÖZ HABER İŞ DÜNYASI VE AKADEMİSYENLERE SORDU
Söz Haber, ani gelişen ve gündemi bir anda değiştiren anlaşmanın yankılarını Diyarbakır’daki sivil toplum kuruluşlarından oluşan iş dünyası temsilcilerine ve akademisyenlerle sordu.
“NUSAYBİN KAPISININ AÇILMASI GEREKİYOR”
Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, anlaşma kapsamındaki sınır kapılarının merkezi hükümete devredilmesiyle birlikte, Nusaybin Sınır Kapısındaki sorunların son bulacağını belirterek, bununda bölgedeki ticaretin gelişmesinde olumlu rol oynayacağını kaydetti.
DTSO Başkanı Kaya, anlaşmayla ektik azınlıkların temsiliyetinin sağlanacağını ve bunun Türkiye açısından da önemli olduğunu vurgulayarak, “Suriye’de yerelin, azınlıkların, haklarının ve idari yapıdaki temsiliyetlerinin korunarak, bir merkezsi hükümet oluşturulması hem Suriye için hem Türkiye için oldukça önemli. Bölge olarak baktığımızda da, bizler içinde çok önemli. Bildiğimiz gibi bölgenin ekonomik anlamda, Suriye ile ticaret yapabileceği en iyi kapı Nusaybin Kapısıdır. Bizim Hatay’dan veya Kilis’ten açılan kapılarla Suriye’ye gidip ticaret yapma şansımız yok. Bizim doğru bir şekilde rekabet üstünlüğünü sağlayabilmemiz için bir an önce Türkiye’nin Nusaybin Kapısını açması gerekiyor. Bunun önündeki engellerden bir tanesi Türkiye’nin o kapının karşısındaki yapıyla ilgili sorunlu ilişkisinden kaynaklanıyordu. Bu anlaşmayla birlikte bütün kapılar ve yurt dışı bağlantıları merkezi hükümetin kontrolüne geçiyor. Bir an önce Suriye ile Nusaybin Kapısının, bölge ticaretini çok önemli etkileyecek. Bizde bu çerçevede Mayıs ayında Şam’da düzenlenecek olan inşaat fuarına Diyarbakırlı üreticilerimizle birlikte katılım sağlayacağız. Suriye’de barışın sağlanması bizim için önemlidir. İnsan kayıplarının bir daha olmaması, ülkenin yeniden imar edilip ayağa kalkmasında bölge işadamlarının orada gitmesi için mekanizmaların oluşturulması gerekmektedir” dedi.
Türkiye’nin en büyük ihracatının büyük ölçüde ırak ve Suriye’ye yönelik olduğunu anlatan Kaya, anlaşma sayesinde güvenlik sorunun da ortadan kalkacağını ifade etti.
“İŞ DÜNYASI OLARAK ANLAŞMAYI DESTEKLİYORUZ”
Kaya, Irak’taki Kürt oluşumu liderlerinin de bu anlaşmaya olumlu baktıklarına dikkati çekerek, şöyle konuştu: “Türkiye’de önemli bir barış iklimi hakim. Hem iktidar ve hem muhalefet partilerinin bir süreç devam ettiriliyor. Burada çatışmalı sürecin bitmesi çok önemli. Beraberinde Türkiye’nin, sadece Türkiye’deki Kürtlerle değil, Suriye ve Irak’taki Kürtlerle iyi diyalog oluşturması Ortadoğu’ya barış gelmesi anlamında, en önemli adımlardan biri olacak. İnanıyorum ki Kuzey Irak’taki Kürt gruplarının da bu sürece destek verip, Türkiye ile ortak bir zeminde buluşmalarını umuyoruz. bu en fazla Türkiye’ye kazandıracak. Türkiye savaşa harcayacağı bütçeyi yatırıma yönlendirmesi ekonomimiz için önemidir. En büyük ticaret partnerlerimiz Suriye ve Irak’tır. Güvenlik politikası engeli ortadan kalkmış olacak. Bizler iş dünyası olarak hem Türkiye’de Kürt sorununun çözümü ile ilgili yürütülen süreci ve Suriye’de SDG ve geçici hükümet arasındaki anlaşmayı destekliyoruz.”
Kaya, Diyarbakır’da sivil toplum platformu temsilcileriyle birlikte siyasi parti liderlerini ziyaret ettiklerini hatırlatarak, 16 Mart’ta süreçle ilgili bir çalıştay düzenleyeceklerini sözlerine ekledi.
“ANLAŞMA BÜTÜN UNSURLAR VE KÜRTLER İÇİN YAPICI GÖRÜNÜYOR”
Dicle Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Rüstem Erkan da, ani gibi görünen ancak arka planda uzun soluklu bir sürecin sonuçlarını kamuoyunun yeni duyduğuna dikkati çekerek, ABD, Avrupa ve hatta Rusya’nın da dahil olduğu büyük bir planın uygulandığını aktardı.
Anlaşmayı son derece olumlu bulduğunu söyleyen Prof. Dr. Erkan, “Bu anlaşma Öcalan’ın çağrısından bir ölçüde bağımsız gibi görünse de, sadece Suriye’yi ilgilendiriyor gibi görünse de, SDG’nin büyük bir askeri gücü var. Bu anlaşmayla bunun bağımsız bir güç olmaktan çıkıp, Suriye’nin geleceğinde yer alacağını gösteriyor. Anlaşmadaki maddeleri incelediğimizde, Suriye’nin bütünlüğü ve Suriye’nin geleceğinin nasıl gerçekleşeceğini ve nasıl bir devlet olacağı ifade ediliyor. Bu maddelerin hepsi, Suriye’deki bütün unsurlar ile Kürtler için yapıcı görünüyor. Düzgün bir devlet nasıl olacak, diğer gruplara, ektik kimliklere, dinlere nasıl davranılacağının çerçevesi çiziliyor. Suriye’de yeni hazırlanacak olan anayasanın da çerçevesini çiziyor. Bu anlaşma nasıl bu kadar hızlı oldu denebilir. Sanki bu işler çok daha önceden tartışılmış gibi görünüyor. Büyük bir plan üzerinde gidiliyor gibi. Dünyada karar alıcı ülkelerinde bu anlaşmada rolü var gibi görünüyor. ABD, Avrupa ve hatta Rusya tarafından bir gelecek vizyonu çizilmiş gibi. Suriye’de Kürt sorunu bir ölçüde çözülmeye başladığı zaman, Türkiye’de yeni başlayan sürece de olumlu yansıyacaktır. Bu anlaşmaya göre SDG’nin Suriye ordusunun bir parçasına dönüşeceği belirtiliyor. Bu gelişmeleri olumlu olarak değerlendiriyorum” şeklinde konuştu.
“SURİYE ORTADOĞU’NUN EN ÖNEMLİ BİR ÜLKESİNE DÖNÜŞECEKTİR “
Anlaşmanın uygulanmasıyla Suriye’nin Ortadoğu’da önemli bir ülkeye dönüşeceğini dile getiren Prof. Dr. Erkan, şu ifadeleri kullandı: “Bu anlaşma eğer uygulanırsa, Suriye’nin de, Ortadoğu’nun da normalleşmesini sağlar. Suriye şuanda dış müdahaleye çok açık bir durumda. Dolayısıyla Suriye’de birlikte yaşama iradesi sağlanırsa, başta İsrail ve diğer güçlerin dış müdahalesini azaltmış olur. Burada en büyük görev Suriye yönetimine düşüyor. Bütün etnik grupları baskıyla yönetirim düşüncesine girmemesi lazım. Suriye ve Afganistan birbirinden çok farklı. Suriye savaştan önce bir model ülkeydi. Herkesin katılabileceği, kendisini Suriye’nin bir yurttaşı olarak görebildiği ve geleceğini de Suriye üzerinden kurgulayacağı bir yapı ortaya çıkarsa, Suriye Ortadoğu’nun en önemli bir ülkesine dönüşecektir.”
“ANLAŞMA HEPİMİZİ HEYECANLANDIRDI VE UMUTLANDIRDI”
Diyarbakır Esnaf ve Sanatkarlar Odaları Birliği (DESOB) Başkanı Alican Ebedinoğlu ise, devlet ve Öcalan arasındaki görüşmenin 1,5 yıl önce başladığını belirtti. Ebedinoğlu, anlaşmanı büyük bir sevinç oluşturduğunu söyleyerek, “Tabi ki bu süreç kamuoyuna yansıdığı şekliyle kısa zamanda gerçekleşmedi. En az 1,5 yıl Öcalan’la görüşülüyordu. Tabi ki bu işin içinde her anlamda paydaşı olan, faydası olan ve örgütü kullanan bir sürü devlet var. Bunun başında ABD gelir. Türkiye’nin verdiği mücadele ortada. Kürtler ve Türkler et ve tırnak gibi. Kız alıp kız vermiş. Hiçbir güç bu hakları birbirinden ayıramaz. Türklerle Kürtlerin bir arada yaşamaktan başka şansları yoktur. Bunu herkes biliyor. Geçmişte bazı demokratik adımların atılmaması, Kürt varlığının inkarı, örgütü yarattı. Bu durum 10 binlerce insanın canına mal oldu. Herkesin elini taşın altına koyması, geçmişi bir kenara bırakıp, geleceğe odaklanılması gerekliliğine artık devlette kanatır. Siyasi partilerimizin çoğu da böyledir. Onun için Suriye’deki son gelişmeler, oldukça sevindiricidir. SDG ve hükümet arasında yapılan 8 maddelik anlaşma hepimiz heyecanlandırdı ve umutlandırdı. İnanıyorum ki siyasetçilerimizin de sağduyusuyla, mecliste atılması gereken adımların atılmasıyla da birlikte özlemini duyduğumuz barış ve kardeşliği bu ülkede yaşarız diye düşünüyorum.”
“İŞ DÜNYASINA MUAZZAM FIRSATLAR YARATACAĞINI DÜŞÜNÜYORUM”
Güneydoğu Sanayici İş İnsanları Derneği (GÜNSİAD) Başkanı Şahismail Bedirhanoğlu da 2013 yılındaki başlayan çözüm sürecinin Suriye’deki gelişmeler neticesinde kesintiye uğradığını söyledi.
Yeni sürecin akamete uğramaması açısından suriyedeki gelişmelerin önemine değinen Bedirhanoğlu, “Kürt meselesinin çözümünde Suriye’deki gelişmeler önemlidir. 2013 yılındaki Çözüm Sürecini de Suriye’deki gelişmeler ciddi bir şekilde akamete uğratmıştı. Yeni bir çözüm süreci olacaksa, Suriye üzerinden bir mutabakat sağlanırsa, çözümü güçlendirir demiştik. Önceki gün SDG ve merkezi hükümet tarafından varılan bu mutabakattan sonra ben Türkiye’de de İmralı sürecinin güçlü bir şekilde yürüyeceği iyimserliğim daha da artmış oldu. Geçmişte Kuzey Irak’taki Kürt Bölgesel Yönetimi oluşumunu tehdit olarak değil bir fırsat olarak bakan bir siyaset oluşturulması gerektiğini belirtmiştik. Suriye meselesinde de bir tehdit değil bir fırsat olarak bakılmasında artık bundan sonra fayda var. Önümüzdeki dönemde Türkiye’nin özellikle kuzey Suriye’deki Kürt çevreleriyle kuracağı yakın ilişkinin bizim bölgemizdeki iş dünyasına muazzam fırsatlar yaratacağını düşünüyorum. Dün varılan mutabakat bölgemiz ülkemiz için gerçekten çok önemli bir aşamadır” ifadelerini kullandı.
“ANLAŞMAYI MEMNUNİYETLE KARŞILIYORUZ”
Doğu ve Güneydoğu Anadolu Ortak Akıl Federasyonu Genel Başkanı Abdulvasi Yaz ise Suriye’deki Kürtler ile hükümet arasındaki anlaşmanın emperyalist devletlerin işine gelmediğini ifade etti. Yaz, “Ortadoğu’daki ülkelerin kedi vatanlarının bütünlüğünü, birlik ve beraberliklerinin sağlanmasını, ekmek ve sudan daha önemli bir gelişme olarak görüyorum. İktidarlar ilk olarak ülkenin birliğini düşünmek zorundadırlar. Bugünkü konjonktürde eğer ki ülkeler, ümmet anlayışlarını bir arada toplamazlarsa ve bu birliği sağlayamazlarsa, istikbalen yakın tarihte başını İsrail ve ABD’nin çektiği emperyal devletler tarafından işgal edileceklerini düşünüyorum. Suriye’deki Müslüman Kürtlerin kendi yönetimleriyle birlik ve beraberlik içerisinde bu anlaşmaya varmaları çok güzel bir şeydir. Biz bunu sonuna kadar bu anlaşmayı memnuniyetle karşılıyoruz” diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz