Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, televizyon programında soruları yanıtladı. Bozdağ, Anayasa değişikliği çalışmalarına değinerek, başörtüsü, aile ve çocuk hakları hususunda 2 maddenin değişeceğini söyledi. Bozdağ, "CHP’nin Türkiye Büyük Millet Meclisi'ne verdiği teklif, esasında bu sorunu şu anda olmayan sorunu yeniden sorun haline dönüştürecek bir yasal dayanak teşkil ediyor. Çünkü burada bir defa ortaöğretim ve yükseköğretimde okuyan öğrencileri bu teklif kapsamıyor. İkincisi kamu ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları dışında olan yerlerdeki kadınları da tam kapsamıyor. Hiçbirini kapsamıyor. Yani özel sektörü ve diğer alanı kapsamıyor. Üçüncüsü de kamu kurumu ve kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarında sadece bir mesleği icra eden kadınları kapsıyor. Eğer bir meslek icrası yoksa mesela mühendislik, hekimlik, avukatlık gibi bir meslek icra etmiyorsa, o zaman bunun kapsamı dışında kalıyor. Buraya baktığımız zaman kamu işçilerinde ve diğer alanlarda pek çok kişi kapsam dışı kalıyor. Bunların ne kadar olduğunu da tam bilemiyoruz. İkincisi bu tam da yasaklayamıyor; 'zorlayamaz' diyor. Yani zorladığı zaman bunu bir müeyyidesi yok. Buradan hareketle pek çok yasağa daha önce Anayasa dayanak oluşturmaz iken, herhangi bir yasa buna idari düzenleme ve uygulama yapması için yetki ve imkan tanımazken bu düzenleme bu açıdan yasakçı bir zihniyet geldiği zaman ona yasak koymak için yasal da dayanak oluşturmaktadır. Esasında olmayan bir sorunu yasal güvence ile 'bir daha hiç gündeme gelmesin' düşüncesiyle getirilen bir teklif; ama olmayan bir sorunu yasal dayanaklı yeniden soruna dönüştürme kabiliyeti yüksek ve zaten ortaöğretim ve yükseköğretimde yeniden başörtüsü yasağı konulmasına da hiçbir engel yok. Özel sektörde de hiçbir engel yok. Meslek icra etmeyen kadınlar bakımından da kamuda hiçbir engel yok" dedi.
'BAŞKANLIK SİSTEMİNİN DEĞİŞTİRİCİ GÜCÜDÜR'
Bozdağ, 50+1'in CHP’yi bu noktaya getirdiğine işaret ederek, "Çünkü 50+1 farklı zihniyetleri, fikirleri de birbirine yaklaştırmaya zorlama gücü var. 25, 30, 40 ile iktidar olamayınca, kendi sabit oyları yetmeyince karşıdan oy alacak. Nasıl olacak? İşte bu açıdan bir sebeple alacak. Bir sürü vatandaşlarımızın kanaatlerini etkilemek için bu yönde teklifler gündeme getiriyorlar. 'Biz değiştik' diyor, 'eskisi gibi değiliz' diyor. İyi bir şey bu. Başkanlık Sistemi’nin değiştirici gücüdür bu. Sayın Cumhurbaşkanımızın, muhalefetin bu ülkede neredeyse asra yakın değişmeyen kodlarını değiştirmeye başladığını da gösterir. Cumhurbaşkanımızı yenme ve onun bir daha kazanma korkusu onları eminim daha fazla mütedeyyin insanlara yaklaşmaya da zorlayacaktır. Bir yandan Cumhurbaşkanımızın liderlik başarıları ve çalışkanlığı, bu ülkeye kazandırdıkları, 20 yıldır yenilmez bir başpehlivan oluşu. Öte yandan da yeni sistemin 50+1 oy arayışı, Cumhuriyet Halk Partisi’ni böylesi bir değişime zorlamıştır. İnşallah bu değişim devam edecek CHP’de. CHP’nin zihniyetini AK Parti bulunduğu yerden ürettiği politikalarla değiştirmeye devam edecektir. Biz hayırlı ve olumlu bir değişim olarak görüyoruz. İnşallah kalıcı olur" ifadelerini kullandı.
'BUNUN DOĞRU YERİ ANAYASA'NIN 24'ÜNCÜ MADDESİDİR'
Bozdağ, Anayasa değişikliği ile ilgili çalışma yaptıklarını belirterek, "Önce siyasilerle, grup başkanımız, başkan vekillerimiz, genel başkan yardımcılarımızdan hukukçu olan genel başkan yardımcılarımız, Anayasa ve Adalet Komisyonu Başkanımız katıldı. Arkasından Anayasa hukuku uzmanı profesörlerle, akademisyenlerle bir araya geldik. Daha sonra kabinede bir sunum yaptım. Pek çok vatandaşlarımızdan öneri, teklif geldi. Onları değerlendirmek için yeniden bize süre verildi. Biz onları da değerlendirdik. Sonra bu iki heyeti; hem siyasi hem uzman heyeti birlikte istişare yaptık. Milliyetçi Hareket Partisi’nden de Fethi Yıldız Bey bu toplantılara katıldı. Beraber bu çalışmaları yürüttük. Ve nihayetinde şu karara varıldı bu çalışmalar sonrasında. Tek maddede yapalım. Bunun doğru yeri din ve vicdan hürriyetini düzenleyen Anayasa’nın 24’ncü maddesidir" dedi.
'DÜZENLEME BAŞI AÇIK KADINLARIN HAKLARINI DA KORUYACAK'
Bozdağ, bu düzenlemenin sadece başını örten kadınların değil, aynı zamanda başı açık olan kadınların da haklarını, hukuklarını koruyan ve ikisini de teminat altına alan bir düzenleme olacağını kaydederek, "Bizim çalışmamızda başı örtülü, başı açık hiçbir kadının anayasadaki temel hak ve hürriyetleri kullanmasını engelleyemeyeceği, hiçbir şarta bağlanamayacağı çok açık ve net bir biçimde ifade ediliyor ve arkasından da tabii diğer bu dini inancı sebebiyle başını örten kadınlar veya kıyafet tercihinde bulunanların temel hak ve hürriyetleri kullanması kamuya sunulan özel, vatandaşa sunulan özel ya da kamu tarafından hizmetlerden yararlanması ki; herhangi bir kısıtlamaya, engellemeye maruz kalmadan din ve vicdan hürriyetinin tam da anayasamızda ifadesi bulunan laiklik ilkesinin teminatı altında özgürce kullanılmasını sağlayan ve hiç kimseye de bu alana müdahale yapma imkanı vermeyen; ancak hürriyeti teminat altına alma, daha etkin kullanma ve bunun engellenmesini önleme noktasında devlete yasama, yürütme ve yargıya görev veren bir düzenleme olacaktır. Ben eminim ki düzenleme Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından detayları kamuoyuyla paylaşıldıktan sonra büyük bir kabul görecektir. Şu anda farklı düşünse bile Cumhuriyet Halk Partisi'nin de ben bu düzenlemeye destek vermemek için fazlaca bir bahane bulacağını işin doğrusu düşünmüyorum" dedi.
'NASIL OY İSTEYECEKLER?'
Burada korunan değerlerin, 85 milyon aziz milletin koruduğu değerlerin olduğunu aktaran Bakan Bozdağ, "Aile, bu aziz milletin değer verdiği şeydir. Şimdi ben metin ortaya çıktığı zaman, işin doğrusu şahsi görüşüm bu benim; diğer partilerin buna karşı bir fazla argüman geliştireceğini düşünmüyorum. Belki 'şurası şöyle olsun, daha iyi olur' diyebilirler; ama toptan bir karşı duruş ortaya koymaları, ya bu milleti tanımamaları ya bu milletin neye değer verdiğinin farkında olmamaları ya da o değerlerle kavgalı oldukları anlamına gelir. Tabii referanduma gittiği takdirde ben kahir ekseriyetle bunun kabulle neticeleneceğini düşünüyorum. Referanduma gitti. Nasıl propaganda yapacak? Bu ülkede inancı sebebiyle kadınların çalışmasına, eğitimine, siyasetine engel olunmasın; 'biz engel olacağız, oy verin.' Nasıl diyecekler? Milletten nasıl oy isteyecekler? Bunun referanduma gitmesini muhalefetin arzu edeceğini düşünmüyorum. Sayın Cumhurbaşkanımız çağrı yaptı; 'referandum.’ Eğer siz 400'ü geçen oy vermezseniz '360'ın üzerinde kalsın, referanduma gitsin' derseniz biz bundan çekinmeyiz. Referanduma da gideriz, bunu milletimize sorarız. Milletin hakemliği bizim için kıymetlidir. Millet ne derse başımız üstündedir. Cumhurbaşkanımız milletin bu konudaki iradesini biliyor. Biz de biliyoruz. Esasında herkes biliyor" dedi.
'MUHALEFET REFERANDUMA GİDİŞİNE İZİN VERMEYECEKTİR'
Bozdağ, referandumda CHP'li seçmenlerin dahi önemli bir kısmının 'evet' diyeceğinden emin olduğunu söyleyerek, "Yani kim ailenin korunmasına karşı çıkabilir? Kim insanların inancı sebebiyle, tercih ettiği kıyafet yüzünden temel hak ve hürriyetlerinden, eğitim hakkından, çalışma hakkından, siyaset yapma hakkından mahrum edilmesini, adil ve doğru görebilir? Yani mümkün değil. Referandum, bu milleti, muhalefetin hiç tanımadığını ve Türkiye'de de hiçbir zaman iktidar olamayacaklarının somut göstergesi olur. Ben onun için muhalefetin referanduma bu işin gidişine izin vermeyeceğini düşünüyorum" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Diyarbakır Söz