Diyarbakır'da 5 Temmuz 1991 günü evinden kaçırılan ve iki gün sonra işkence edilerek kurşunlanıp öldürülmüş cesedi bulunan kapatılan Halkın Emek Partisi İl Başkanı Vedat Aydın cinayetini araştırmak için TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu bünyesinde kurulan Faili Meçhul Cinayetleri Araştırma Alt Komisyonu Diyarbakır'a geliyor.
ANF'nin haberine göre, haftaya Diyarbakır'a gelecek olan komisyon üyeleri, faili meçhul cinayetler kapsamında Vedat Aydın'ın ailesi ve Vedat Aydın'ın 10 Temmuz 1991 günü yapılan cenaze töreninde halka özel harekat timleri ve itirafçıların ateş açması sonucu öldürülenleri ve saldırıya tanık olanları dinleyecek.
ZAMAN AŞIMINA 1 GÜN KALA SORUŞTURMA UZATILMIŞTI
Vedat Aydın'ın katledilmesi üzerine Özel Yetkili Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı'nca açılan soruşturma geçen yıl 5 Temmuz 2011 tarihinde zaman aşımından düşmesine birgün kala, eşi Şükran Aydın'ın verdiği teşhis tebligatı sonrasında soruşturma dosyası zaman aşımına birgün kala uzatılmıştı.
Şükran Aydın, 4 Temmuz 2011 tarihinde Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı'na verdiği ifadede eşini kaçıranların arasında Yeşil kod adlı kontrgerilla elemanı Mahmut Yıldırım'ın da bulunduğunu belirtince fotoğraflardan teşhis yapılmış ve Başsavcılık Yeşil hakkında "Suç işlemek amacıyla kurulmuş örgüte üye olmak" ve "örgüt faaliyeti çerçevesinde kasten adam öldürmek" suçundan yakalama emri çıkardı. Arama emri çıkarılması ardından, soruşturma zaman aşımından düştü.
HANEFİ AVCI: VEDAT AYDIN CİNAYETİ JİTEMİN İŞİ
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen ve aralarında Kayseri eski Alay Komutanı Albay Cemal Temizöz, Cizre eski Belediye Başkanı korucubaşı Kamil Atak ve korucuların da yargılandığı davada tanık olarak dinlenen dönemin Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü İstihbarat Şube Müdürü Hanefi Avcı, Diyarbakır'da görev yaparken Jandarma Asayiş Bölge Komutanlığı bünyesinde JİTEM diye bir birimin olduğunu belirterek şunları söylemişti: "Burada görev yaparken, Cem'ler, (Ersever), Arif'ler (Doğan) burada görev yapıyordu. Başlarında Cem vardı. Bu birimden Ankara Genel Komutanlık ve İl Jandarma Alay Komutanlığı'nda da vardı. Biz zaman zaman toplantılarda bir araya gelirdik.
Polisin, jandarmanın ve MİT'in içinde terörle başka tarzda mücadele etmek isteyen unsurların olduğu biliniyor. Bu birimdeki bazı kişiler, terörle mücadelede kanun dışına çıkmaya yatkın kişilerdi. Kanuna aykırılık durumu vardı. Benim dönemimde üç olaya şahit oldum. Diyarbakır'da bir avukatın (Mustafa Özer) arabasına yapılan bombalı saldırı vardı. O olaydan sonra kaçan bir araç durduruldu. Araçta bulunanların kendilerini JİTEM'ci olarak tanıttıklarına dair bir telsiz anonsu yapıldı. Bir gazete bürosuna yapılan saldırı ve Vedat Aydın'ın öldürülmesi olayını soruştururken de buraya doğru gittiğini gördüm. Olayı bu grubun yaptığı kanaatindeyim" dedi.
İTİRAFÇILAR SERBEST BIRAKILDI
Yeşil hakkında arama kararı çıkarılması ve soruşturmanın zaman aşımından düşmemesi ardından Diyarbakır Özel Yetkili Cumhuriyet Başsavcılığı, cinayete karıştıkları iddiasıyla 3 itirafçıyı 6 Temmuz 2011 günü gözaltına aldı. Gözaltına alınan itirafçılar Hasan Adak, Murat Demir ve Halit Çelik, soruşturmayı yürüten Özel Yetkili Savcılığa ifade verdikten sonra serbest bırakıldı.
AYGAN, CİNAYETE KARIŞANLARI AÇIKLAMIŞTI
PKK'den kaçtıktan sonra JİTEM'e çalışan ve oradan da ayrılıp itiraflarda bulunan itirafçı Abdülkadir Aygan, Vedat Aydın cinayetine ilişkin şunları söylemişti:
"Bu cinayetten önce, JİTEM Diyarbakır Grup Komutanı A. Cem Ersever ve Grup Komutan Yardımcısı (Celil) kod adlı Aytekin Özen, Ali Ozansoy, Selahattin Görgülü ve ben; JİTEM emrine verilmiş yeşil renkli steyjin Kartal marka arabayla Vedat Aydın'ın evinin bulunduğu İstasyon caddesine gittik. Cem Ersever, Ali Ozansoy ve Selahattin Görgülü keşif yaparak evin bulunduğu apartman katını ve numarasını öğrendi. Aradan birkaç gün geçmişti, 7 Temmuz 1991 günü evimden JİTEM'e gittim. Görevli iki üç askerden başkaca hiç kimse ayakta değildi. Cem Ersever'in postası olan asker, 'abi yavaş konuş, komutan ve diğer arkadaşlar uyuyor. Gece göreve gitmişlerdi, geç saatlerde döndüler. ' dedi. ve öğlene doğru uyanan Cem Ersever bana 'niçin erken geldin ortalık karışık, Vedat Aydın'ın cesedi bulunmuş' dedi. Durumu anladım. Vedat Aydın'ın eşi Şükran Aydın tarafından yapılan eşkâl tarifine göre çizilen robot resimdekilerden birisi tıpa tıp Aytekin Özen'dir."
VEDAT AYDIN KİMDİR?
1953'te Diyarbakır’ın Bismil ilçesine bağlı Kürthacı köyünde doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Bismil'de yaptı. 1979'da Diyarbakır Eğitim Enstitüsü Edebiyat Bölümü'nden mezun oldu. 12 Eylül askeri darbe döneminde tutuklanıp 4 yıl hapis yattı. 1990 yılında İHD Diyarbakır Şubesi Yönetim Kurulu'na seçildi. Çalışmaları süresince defalarca gözaltına alındı. 28 Ekim 1990 tarihinde İHD Genel Kurulu’nda konuşmasını Kürtçe yaptığı için tutuklandı. Duruşmada, Türkçe konuşmayı reddetti. Birkaç ay sonra tahliye olan Aydın, 1990 yılı sonlarında İHD Diyarbakır Şubesi Başkanlığı'na seçildi. 1991 yılı Haziran ayında yapılan HEP Diyarbakır İl Kongresi’nde başkanlığa seçilen Aydın, 5 Temmuz'da kendilerini polis olarak tanıtan kişilerce evinden gözaltına alındı. Cesedi 7 Temmuz günü Elazığ'ın Maden ilçesi yakınlarında bir köprü altındaki menfezde işkence edilerek kolları ve bacakları kırılmış ve vücudu kurşunlanmış olarak cesedi bulundu.
CENAZE DEFNİNDE OLAYLAR
Diyarbakır'da yüzbinden fazla kişinin katıldığı cenaze töreninde, Mardinkapı Karakolu ve Mardinkapı Mezarlığı yanında cenaze kortejine yüzleri maskeli özel harekat timleri ve itirafçılar tarafından ateş açıldı. Açılan ateş sonucu 20'den fazla kişi öldürüldü, binden fazla kişi ise yaralandı.
Kaynak: Diyarbakır Söz