İNŞAAT Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi tarafından yapılan yazılı açıklamada depremin yaşandığı İran-Irak sınır kesiminde toprak kaymalarının yaşandığı belirtilerek, TMMOB ile oluşturacakları teknik bir heyetin bölgeye giderek incelemelerde bulunacağı kaydedildi.
DEPREM uzmanı Prof. Dr. Ahmet Ercan, meydana gelen depremle yerden 150 atom bombası gücünde bir gerginlik boşaldığını belirtip, kırık boyunca yerin 2 metre 40 santim yer değiştirdiğini söyledi. Prof. Dr. Ercan, depremin artçılarının 10 gün, etkisinin ise en az bir hafta süreceğini kaydetti.
HABER MERKEZİ
İran-Irak sınırında meydana gelen ve şuana kadar 450 kişinin öldüğü, bine yakın kişinin de yaralandığı açıklanan 7.3 şiddetindeki depremin Ortadoğu ülkelerinde yarattığı fay hattı kırılma tartışmaları sürerken, bu depremin Türkiye'ye etkisinin olmayacağı ancak, benzer bur şiddetteki depremin Türkiye için her zaman beklendiği ifade edildi.
İRAN-IRAK SINIRINDAKİ DEPREM
Deprem üzerine araştırmalarda bulunan Dicle Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Maden Mühendisliği Bölümü Genel Jeoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. M. Şefik İmamoğlu, Irak Kürdistanı'nda Halepçe’nin 32 kilometre güneybatısında önceki gece saat 21.18'de meydana gelen 7,3 büyüklüğündeki depremi değerlendirdi.
Depremin Bitlis-Zagros Bindirme Kuşağı üzerinde meydana geldiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. İmamoğlu, bu kuşağın Kahramanmaraş’a kadar devam ettiğini söyledi.
Erzincan’da 1939 yılında meydana gelen depremin ardından birkaç yıl batıya doğru bir deprem devamlılığın olduğunu hatırlatan İmamoğlu, Irak-İran sınırında meydana gelen depremin Türkiye’ye etkisinin bu aşamada görülmediğinin altını çizdi.
Depremin meydana geldiği Bitlis-Zagros Bindirme Kuşağının Zagros Dağlarının eteklerinde başladığını dile getiren İmamoğlu, bu fay hattının 'bindirme karakterli' olduğuna dikkat çekti.
BİNDİRME KARAKTERLİ DEPREM
İmamoğlu, "Avrasya kesimi, Arabistan plakasının üzerinde bindirmiş şeklinde görebiliyoruz. Buradakiler ve kuzey doğudan, güney batının üzerine bindirme şeklinde biz bunu görüyoruz. Bu sadece tek bir itilme şeklinde değildir, geniş bir alan içinde bir kuşak halinde bunu görüyoruz. Yani bu kuşağın içinde burada hemen o bindirme hattın ön tarafında da bu sefer kıvrım kuşağı vardır. O kıvrım kuşağı petrol açısından da son derece önemli olan yerlerden bir tanesidir. Bu deprem bu bindirme hattı üzerinde Zagros dağlarının eteklerinde olan bir kesimde meydana gelmiş." dedi.
KUZEY DOĞUYA DOĞRU
Kızıldeniz’de meydana gelen açılma çatlağı nedeniyle kuzey doğuya doğru bir kayma olduğunu söyleyen İmamoğlu, "Bu bindirme hattı bizim Güneydoğu Anadolu bölgemizin kuzey sınırını takip edecek şekilde ta Kahramanmaraş’a kadar devam eden bir bindirme hattıdır. Aynı kuşak üzerinde meydana geldiği için bu açılma çatlağına bağlı olarak, daha doğrusu Kızıldeniz açılma çatlağına bağlı olarak Arabistan deprem plakası sürekli kuzey doğuya doğru ve kuzeye doğru hareket ediyor. Bu hareket hiç durmadan devam ettiği için de bu aralarda tekrar belli bir şekildeki bindirmeler şekline kendini gösteriyor. Belli bir tarafı alttan yitiliyor, bir tarafta enerji boşaldıktan sonra o enerjinin, bindirme hattının yan taraflarında tekrar enerji birikmeye başlıyor. Burada biraz daha depremin meydana geldiği yerden daha güneye doğru belli enerji birikmesini göreceğiz ileriki dönemlerde. Bir de Türkiye’de Hakkâri tarafına doğru ve Hakkâri’nin oradan sonra Lice’ye doğru gelen bindirme kuşağı ta Kahramanmaraş’a kadar giden bir hat boyunca bu sürekli enerji biriktirir." ifadelerini kullandı.
BENZER BİR SARSINTI
Irak-İran sınırında meydana gelen depremin Türkiye’ye etkisinin bu aşamada görülmediğini dile getiren İmamoğlu, "Mesela bir Erzincan Depremi olmuştu ve orası yanal atımlı bir fay hattı üzerindeydi. Orada 1939 depreminden sonra birkaç yıl arayla ta batıya kadar, körfeze kadar devam eden devamlılık oldu, burada öyle bir devamlılık görünmüyor. Burada o hareketi engelleyen belli noktalar nerde olursa orada depremler olur. Daha önceki dönemlerde Lice’de ve Kulp’ta deprem olmuştu. Pervari kuzeyinde de deprem olmuştu. Tarihi depremlere baktığımızda, Hakkâri depremleri var. Hakkâri’de deprem olmuştu ve ondan sonra Bitlis-Zagros üzerine geldiğimiz zaman da son yüzyıl içinde çok büyük depremlerin olduğunu görüyoruz. Direk tetikler mi? Şu anda öyle bir şey söyleyemiyoruz ama etki devam eder mi? Devam ediyor. Çünkü biz burada aynı şekilde her zaman deprem bekliyoruz." şeklinde değerlendirmede bulundu.
Her depremden sonra ana şokun bir derece altına kadar artçı sarsıntıların olabileceğini ifade eden İmamoğlu, depremin meydana geldiği bölgede bir yıla kadar 6,- 6,3-6.5 şiddetlerinde artçı sarsıntıların olabileceğini söyledi.
Afet bilincine dikkat çeken İmamoğlu, söz konusu durumları göz önünde alınması gereken önlemlerin altını çizdi.
AFET BİLİNCİ OLUŞTURULMALI
Türkiye’de her gün depremlerin olduğuna vurgu yapan İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
"Biz hep söylüyoruz ‘afet bilinci’ diye. Bizim, önce afetin ne kadar uzağındayız, onu bilmemiz gerekir. Yani bir depremden uzak bir yerde miyiz? Hayır. Her gün, her dakika Türkiye’de depremler oluyor. Bazılarını biz hissetmiyoruz, bazılarını da çok duyarlı olanlar hissedebiliyor ama aletler bütün hepsini hissediyor. Türkiye’nin ciddi bir deprem bölgesi üzerinde yer aldığını bilincinde olursak, ona karşı ne tür önlemler alabileceğimizi de çok iyi biliriz. Buna karşı önlemleri alırsak hiçbir şekilde depremden korkmamamız lazım. Çünkü deprem sonuçta bir doğa olayıdır ve açık alanda olursanız 9 şiddetinde deprem dahi olursa size hiçbir zarar veremez ama bir kapalı alanda olursanız zarar görebilirsiniz. Eğer binamızı depreme dayanıklı olarak yaparsak, zeminine uygun olarak gerekli demiri, çimentoyu sağlamlığını ona göre yaparsak hiçbir zaman depremden korkmamamız lazım. Buradaki depremler bir Uzakdoğu’daki depremler gibi değildir. Oradaki depremler bindirme karakterliğindedir. Fakat orada ciddi bir şekilde tsunamilere neden olabiliyor. Mesela bu Japonya’daki Kobe Depreminde tsunami her tarafı mahvetti. Ege Denizi tarafından ufak tefek tsunamiler oluyor ama çok büyük değil. Dolayısıyla eğer doğru dürüst depreme dayanıklı yapı yaparsak, o bilinci de topluma iyice kazandırırsak, deprem anında nelere dikkat etmemiz lazım, sonrasında nelere dikkat etmemiz lazım onları da bilirsek depremler bir doğa olayı olarak gelir geçer. Hiçbir sıkıntı yaratmaz bize."
TOPRAK KAYMASI OLUYOR
Öte yandan, İnşaat Mühendisleri Odası Diyarbakır Şubesi (İMO) tarafından yapılan yazılı açıklamada, İMO Diyarbakır Şubesi, merkez üssü Irak Kürt Bölgesi'nin Süleymaniye kenti olan 7.3 büyüklüğündeki depremde yüzlerce kişimin yaşamını yitirdiği, binlerce kişinin de yaralandığı belirtilerek, "Depremde yaşamını yitirenlere Allah'tan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyoruz. Irak Kürt Bölgesi'nin Süleymaniye kentinde 12 Kasım 2017 günü saat 21.18 sıralarında 7.3 büyüklüğünde bir deprem İran, Irak, Suriye, Kuveyt ve Birleşik Arap Emirlikleri'nde de hissedildi.
TOPRAK KAYMALARI
Deprem nedeniyle özellikle İran-Irak sınırında toprak kaymalarının meydana geldiği yönünde bilgiler alıyoruz. Depremde en çok İran'ın Kirmanşan eyaletine bağlı Kasrı Şirin kentinin etkilendiği bildirildi. Depremde şimdiye kadar çoğu Kasrı Şirin kentinde olmak üzere yüzlerce kişinin yaşamını yitirdiği, binlerce kişinin de yaralandığı belirtiliyor. Kirmanşan eyaletinde on binlerce insanın evlerini terk ettiği haberleri geliyor. İMO Diyarbakır Şubesi ile TMMOB'un oluşturduğu teknik heyetimiz, deprem bölgesinde inceleme yaptıktan sonra detaylı açıklama yapacaktır" denildi.
ETKİSİ BİR HAFTA SÜRER
Prof. Dr. Ahmet Ercan, Irak'ın güneydoğusunda yer alan Süleymaniye ve Halepçe kentlerinin kesiştiği noktada meydana gelen 7.3 büyüklüğündeki depremi değerlendirdi. Prof. Dr. Ercan, depremin artçılarının 10 gün, etkisinin ise en az bir hafta süreceğini kaydetti. Depremin Zağros kırığında, ters bir kırılma ile gerçekleştiğini belirten Prof. Dr. Ercan, şöyle dedi:
"Deprem Arap bindirme kuşağının Zağros kırığında, ters bir kırılmayla gerçekleşti. Zağros bindirme kırığı, sağ atımlı Kuzey Anadolu kırığının, güneydoğuya uzayan kuyruğu üzerinde yer alır. Bitlis-Zağros bindirme kuşağı, Türk toprakları içinde Hakkari, Diyarbakır, Adıyaman, Kahramanmaraş'a doğru uzanır. Kırılmayı yaratan güç, Arap kalkanının kuzeye doğru (Anadolu'ya) yaklaşık yılda 2 santimetre hızla bindirmesinden kaynaklanmıştır. Depremin yerde yaklaşık oluşturduğu kırık boyu 40 ile 45 kilometredir. Deprem 30 saniye sürmüştür. Bu depremle yerden 150 atom bombası gücünde bir gerginlik boşalmıştır. Kırık boyunca yer 2 metre 40 santim yer değiştirmiştir. Depremin yıkım gücü 10'dur."
DAĞLIK KESİMDE OLMASI
Prof. Dr. Ercan, depremin dağlık kesimde meydana gelmesi ve yüksek sıklıkta sarsılan kayalık alan üzerindeki az katlı konutlarda 'çalkalanma' olmaması nedeniyle yıkımın az olduğunu kaydetti. Prof. Dr. Ercan, "Depremin artçıları ilk 10 gün yoğun sürecektir. Bu depremin etki alanı 200 kilometre çaplı bir alandır. Bu alan içinde taşma düzeyine dek birikmiş gerginleri taşıyan kırıklar varsa, bu depremin etkisiyle buralarda yeni bir depremi tetikleyebilir.Yerin çekirdeğine dek sarsıntılar indiğinden, yer kabuğu mekik, şişme-büzülme, burkulma devinimi durumundadır. Türkiye için ivedi bir etkileşim beklenmez" diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz