Sosyal medyada büyük tepki gören Çalapkulu, bugün yazılı açıklama yaparak 'halife' kelimesini farklı anlamda kullandığını ileri sürdü. Çalapkulu açıklamasında, "Cumhurbaşkanımız ve Ak Partimizin kurucu Genel Başkanını seviyoruz" dedi. Ak Parti İl Başkanı Fuat Özgür Çalapkulu, Erdoğan'ı çok sevdiğini belirterek şöyle dedi:
"Şahsen seviyorum. Siirtli olarak seviyoruz. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olarak seviyoruz. Nüfusunun yüzde 99 Müslüman olan bir ülkenin Müslüman bir yurttaşı olarak seviyoruz. Ülkemize çok güzel hizmetleri olduğuna şahidiz. Bunun devam edeceğine inanıyoruz. Başarılı buluyoruz. Örnek alıyoruz. Sadece biz değil, milyonlarca İslam vatandaşı seviyor. Milyonlarca vicdanlı dünya vatandaşı seviyor ve beğeniyor. Böyle bir değerin dünya siyasetine armağanında az da olsa emeği geçen Siirtliler olarak gururlanıyoruz. Kendileri tartışmasız büyük bir lider ve örnek alınacak bir önderdir. Kimine göre ülkemiz için büyük değer, kimine göre İslam coğrafyası için büyük bir değer, kimisine göre dünya siyaseti için büyük bir değerdir. Bunun yanında sadece şahsımın değil tüm Siirtlilerin gönlünde müstesna bir yeri bulunmaktadır." i.
YAZILAN İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ KAPSAMINDA DEĞERLENDİRİLMELİ
Ak Parti İl Başkanı Çalapkulu, daha sonra şöyle devam etti:
"Sosyal paylaşım sitesi twitterda başka bir kullanıcı tarafından yazılan şahsım tarafından da beğenilen mevzuya gelince, 'bağcıyı dövme' nazarıyla olaya yaklaşanları ikna etme mecburiyetinde kendimi hissetmemekle birlikte, 'üzüm yeme' derdindeki kamuoyuna açıklamak isterim ki TDK'nın 'halife' sözcüğüne ilişkin anlamlarına herkes ulaşabilir. Şahsımın bu sözcüğe ilişkin algısı yukarıda kısaca açıkladığım üzeredir. Ben bu cümledeki halife kelimesini ülkesinin tüm sorunlarına, kurumlarına ve idaresine hakim, tüm dünya ezilenlerin hür ve gür sesi, mazlumların koruyucusu, iyi ve başarılı, öncü, ileri görüşlü, sözü dinlenen bir lider şeklinde anlıyorum. Başka birileri halifeyi hakan, hükümdar, reis, sultan vs şeklinde algılayabilir veya algılamak isteyebilir. Yazılanları düşünce ve ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirip herkesin düşünce, inanç, kanaat, tutum veya duygularını barışçı yoldan açığa vurmasını korkulardan arınarak algılamak gerekir."
Kaynak: Diyarbakır Söz