Güldal, hububat rekoltesi ve TMO randevu sistemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Hasat dönemini yoğun şekilde yaşadıklarını ve 2023 rekoltesinin bereketli geldiğini belirten Güldal, 21 milyon ton civarında buğday ve 8,5 milyon ton civarında arpa beklediklerini bildirdi.
Güldal, Çukurova, Güneydoğu ve Akdeniz'de hasadın neredeyse bittiğini, Marmara ve Ege bölgesinde sonuna yaklaşıldığını ve İç Anadolu Bölgesi'nde de bunun yoğunlaşarak devam edeceğini vurgulayarak, Trakya'da hasada yeni başlandığını, Doğu Anadolu'nun ise daha sonra devreye gireceğini anlattı.
Son gelen yağışların etkisiyle çok güzel verimlilik yaşandığına dikkati çeken Güldal, "Üreticilerimiz buğday ve arpada birim alandan dönüm başına son yılların en yüksek verimini alıyor. Bu durum rekolteye ciddi manada katkı sağladı." diye konuştu.
Güldal, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 6 Haziran'da buğdayda ton başına 8 bin 250 lira, arpada ton başına 7 bin lira hububat alım fiyatı açıkladığını hatırlatarak, buna ilave bu yıl tüm üreticilere Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından buğdayda 1000 lira ve arpada 500 lira ödeneceğini ve böylelikle üreticilerin TMO ve dışardaki tüccara, sanayiciye ürün satmaları halinde bakanlık desteklerinden yararlanacağını söyledi.
"TMO BAŞKA YERLERE ÜRÜN SATIN DEMEZ"
TMO'nun aldığı fiyatların piyasanın en yüksek fiyatı olduğunun altını çizen Güldal, dolayısıyla bütün üreticilerin ürünlerini kendilerine satmak istediğini dile getirdi.
Güldal, şu ana kadar sistemlerinde 4 milyon ton ürün için randevu verildiği bilgisini paylaşarak, şöyle devam etti:
"Yaklaşık 2 milyon ton ürün teslim alındı ve alımlarımız devam ediyor. 540 noktada alım noktası oluşturuldu. Bir günde 30-35 bin randevu veriliyor. Burada bir ihtiyaç söz konusu. Ama buradaki sorun şu, üreticilerimiz ürünlerini hasat ettikten sonra TMO alım yerlerine götürüp teslim etmek istiyor. Dolayısıyla herkes ürününü aynı anda teslim etmek istediği için bir yığılma söz konusu. Biz üreticilerimize sakin olmalarını tavsiye ediyoruz. Tüm ürünü alabilecek şekilde depo ve personel planlamamızı yaptık. Her türlü ihtiyaçları görecek şekilde hazırlıklarımızı yaptık. Hiçbir üreticimizin ürünü TMO tarafından başka yerlere yönlendirilmeyecek. TMO başka yerlere ürün satın demez. Kendisine gelen ürünü alır ama bunun randevu sistemine göre planlanması gerekiyor."
"GÜNLÜK ALIM KAPASİTEMİZİ 220 BİN TONA ÇIKARTACAĞIZ"
Güldal, randevu sistemlerini sürekli güncellediklerinin altını çizerek, yeni alım noktaları belirledikçe, yeni depolar kullanmaya başladıkça randevu sistemin genişlettiklerini anlattı.
Haftada 7 gün çalıştıklarını vurgulayan Güldal, "Kurban Bayramı'nda dahi 2 gün tatil yaptık. Diğer günler alımlara devam ettik. Bu anlamda temmuz sonuna kadar 7 gün, günde 12-13 saat alım yerlerimiz açık olacak şekilde planlamamızı yaptık. Ülke genelinde günlük 120-130 bin ton ürün alıyoruz. Temmuzda İç Anadolu yoğunlaştıktan sonra günlük alım kapasitemizi 220 bin tona çıkartacağız." ifadelerini kullandı.
"ALIMI KAPATMAYACAĞIZ"
Güldal, bütün imkan ve kapasitelerini üreticinin ürününü almaya yönelik olarak planladıklarını belirterek, üreticiden beklentilerinin sakin olmaları, acele etmemeleri ve randevu sistemini kullanarak ürünlerini getirmelerini sağlamak olduğunu söyledi.
TMO'nun alımları kapatmayacağını vurgulayan Güldal, şunları kaydetti:
"İleri tarihlere doğru sürekli alacağız. Piyasada bizim altımızdaki fiyatlara ürünlerini vermelerini istemiyoruz. TMO'nun fiyatları referans fiyatlardır. Bunun altında ürünlerini vermelerini arzu etmiyoruz, arada 1-2 bin lira fark var. Üreticimizin 1 yıllık emeklerinin karşılığı, bize teslim süreleri gecikse bile devlet tarafından, TMO tarafından alınacak ve üreticilerimiz zarar yaşamayacak. Son ürün alınana, üreticimizin TMO'ya arz edeceği son ürün gelene kadar alım yerlerimiz açık olacak. Planlamalarımızı buna göre yapıyoruz. Herhangi bir geri çevirme ve yönlendirme olmadı, olmayacak. Çiftçilerimizin telaş yapmasına gerek yok. Yeni yerleri de ihtiyaç oldukça açacağız, tüm ürünleri alacağız. Geçen yıl 7 milyon ton ürün aldık, bu sene 10 milyon tonu geçeceğimizi düşünüyoruz."
Kaynak: Diyarbakır Söz