AK Parti’nin taşeron işçilere kadro vaadini hayata geçirecek olmasını değerlendiren işçi ve memur konfederasyonlarının yöneticileri, bu gelişmenin yeni kurulacak hükümet için büyük bir adım olacağını vurguladı.
Hak-İş Konfederasyonu Genel Başkanı Mahmut Arslan, hükümetin yüz gün içinde taşeron işçileri kadroya alacağı yönündeki açıklamasının sevindirici olduğunu söyledi. Kadro verme sürecine sendikaların da dahil edilmesini isteyen Arslan, çalışma hayatının sosyal taraflarının görüşleri alındıktan sonra gerekli yasal düzenlenmenin yapılması gerektiğini ifade etti.
Kadroya alınacak işçi sayısıyla ilgili basında bazı rakamların yer aldığına işaret eden Arslan, rastgele rakam telaffuz edilmesini doğru bulmadıklarını vurguladı. Arslan, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Sendika olarak uzun zamandan beri takipçisi olduğumuz taşeronların kadroya alınacak olmasıyla ilgili hükümetin adımı sevindiricidir. Ancak öncelikle hangi işlerin asıl, hangilerinin yardımcı iş olduğunun sınırları çizilmelidir. Bunun için de işin sosyal taraflarıyla görüşülüp, uzlaşma sağlanmalıdır. Eğer asıl iş ve yardımcı iş konusunda kesin bir ayrım yapılmazsa, yargıya taşınacak bir konuyla karşı karşıya kalacağız.”
Kadroların iş kanununda yer alan kriterler doğrultusunda hazırlanması gerektiğini savunan Arslan, alımların buna göre yapılması halinde hem çalışanlar hem de devlet için önemli bir gelişme kaydedileceğini söyledi. Arslan, “Kanunda yer alan kriterler göz önünde bulundurulduğunda 1 milyona yakın işçinin kadro almasını bekliyoruz" dedi.
Hükümetin 2014 yılında taşeron işçilere yönelik kapsayıcı bir çalışma yaptığını, kıdem tazminatı ve diğer sosyal hakları güvence altına aldığını anlatan Arslan, şunları kaydetti:
"AK Parti Hükümetinin 2014’te yaptığı düzenleme ile önemli bir eşik atladık. Toplu sözleşme hakkının tanınması gibi daha önce taşeronların mahrum bırakıldığı haklar güvenceye alındı. Kadroya giden yolda önemli bir adım atılmıştı. Taşeronlara toplu sözleşme hakkının tanınmasının ardından müzakereler başladı. Aradan geçen süreye rağmen bir sonuca varılamadı. Başbakanın bu konuda talimatı var. Buna rağmen toplu sözleşmeler için imza atılmadı. Yüz binlerce işçi toplu sözleşmelerin bitmesini bekliyor. Bu konu en az kadro kadar önemlidir. Acil olan şu an toplu sözleşmenin sonuçlandırılmasıdır."
- Taşeron işçilerin kadro beklentisi
Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Hacı Bayram Tonbul da taşeron işçilerin uzun yıllardan beri kadro beklentisi içerisinde olduğuna dikkati çekerek, "Kadro vaadinin hayata geçecek olması, işçilerin beklentisini karşılayacağı gibi yeni kurulacak hükümetin de elini güçlendirecek" dedi.
AK Parti’nin taşeron işçileri kadroya alması halinde hükümete karşı toplumda var olan güvenin pekişeceğine işaret eden Tonbul, diğer seçim vaatlerinin yerine getirilmesi adına da güven verici bir gelişme olacağını kaydetti. Kadro verilmesini "devlet ile çalışanın barışması" olarak değerlendiren Tonbul, "Bugüne kadar kamu imkanları ile devam ettirilen taşeronluk sisteminde hem çalışanların hem de devletin kaybı oluyordu. Kadro ile bu kayıp kazanıma dönüşecek, devlet ile çalışan barışacak” ifadesini kullandı.
Kadro konusunun titiz bir çalışma ile belirlenmesi gerektiğini söyleyen Tonbul, her kurumun kendine özel durumu bulunduğunu, bu nedenle ayrı ayrı değerlendirme yapılmasının yerinde olacağını ifade etti.
Tonbul, şunları kaydetti:
"Herhangi bir kamu kurumunda çalışan temizlik işçisi yardımcı sınıf kategorisinde yer alıyorken belediyelerde çalışan temizlik işçisi ise asıl işi yapan statüsündedir. Çünkü temizlik yapmak belediyelerin asli görevidir ve bu işi yapan kişi de asıl işi yapan olarak kadroyu hak ediyor. Bunun için kurumların ayrı ayrı değerlendirmesi gerekiyor. Aksi takdirde genel bir değerlendirme bazı işçilerin hak kaybını beraberinde getirebilir.”
Kadro dağıtımından sonra devletin artık taşeron çalıştırmasını beklemediklerini aktaran Hacı Bayram Tonbul, bu süreçte sendikalara da önemli bir görev düştüğünü ifade etti. Tonbul, bir dönem Türkiye’de 2 milyona yakın kamu işçisinin bulunduğunu, bu sayının bugün 230 bin civarına gerilediğini belirterek, "Yeniden taşeronlaşmaya karşı sendikalar da hükümet kadar üzerine düşeni yapmalıdır. Bunun için neden taşerona ihtiyaç duyuldu diyen herkesin sorgulama yapması gerekiyor. Adam kayırmalar, verilen işin yapılmaması, vasıfsız kişilerin istihdam edilmesi gibi nedenlerin bugün bizi bu tabloyla karşı karşıya bıraktığını unutmayalım" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Diyarbakır Söz