Türkiye'nin önemli tahıl üretim merkezi Diyarbakır ve Şanlıurfa'da, kurak geçen sonbahar ve kışın ardından son günlerde etkili olan yağışlar çiftçilerin yüzünü güldürdü.
Ekilebilen tarım alanı bakımından Konya ve Ankara'dan sonra üçüncü sırada yer alan Diyarbakır ve Şanlıurfa'da, Türkiye'deki mercimeğin yüzde 36'sı, buğdayın yüzde 10'u, arpanın ise yüzde 11'i üretiliyor.
Yaklaşık 6 milyon 394 bin dekar alanda hububat tarımının yapıldığı kent, Atatürk Barajı'nın sağladığı sulama imkanları sayesinde bu sektörde önemli bir merkez olmaya aday gösteriliyor. Sonbahar ve kış mevsiminin kurak geçtiği Şanlıurfa'da son günlerde etkili olan yağışlar üreticilerin yüzünü güldürdü.
- Çiftçiler mutlu
Eyyübiye İlçesine bağlı Karahisar Mahallesi'nde 300 dönüm alanda arpa ve buğday eken çiftçi Ahmet Sel, neredeyse bu yıldan umutlarını kesmeye başladıklarını ancak yağışlarla birlikte her şeyin değiştiğini belirtti.
Ekinlerin şu anda çok iyi duruma geldiğini anlatan Sel, "Bizim burada su yok, tarlalar yağmura bağlı. Allah'a şükür mart ve nisan aylarındaki yağışlar sayesinde yüzümüz güldü. Sezon sonunda iyi bir verim alacağımızı düşünüyoruz." dedi.
Abdülkerim Aksoy da bahar yağmurlarının bölge çiftçisi ve besicisi için adeta ilaç olduğunu dile getirerek, hem ekinler hem de meranın uzun zamandan beri bu kadar gelişmediğini aktardı.
Harran Üniversitesi (HRÜ) Ziraat Fakültesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu, önemli bölümü yarı kurak iklim etkisi altında bulunan Türkiye'de bir damla yağışın bile önemli olduğunu vurguladı.
Tarım yapılan alanların yaklaşık yüzde 20’sinin sulanabildiğini ve geriye kalan alanların tamamen yağışlara bağlı olduğunu ifade eden Çullu, şöyle konuştu:
"Ortalama rekoltesi 20 milyon ton olan tahıl üretimi çoğunlukla yağışlara bağlı ve kurak geçen yıllarda yüzde 20-30 verim kayıpları meydana gelebilmektedir. Ülkenin farklı bölgelerinde zaman zaman yağan kar ve yağmurlara rağmen Meteoroloji Genel Müdürlüğünün hazırladığı kuraklık indisine göre ülkenin çok önemli bir bölümü kuraklıktan etkilenmiş görünmektedir. En çok etkilenen GAP alanında özellikle ocak ve şubat aylarında hububat kuruma tehlikesi ile karşı karşıya kalmıştır. Mart ayı ortalarında ülkenin farklı alanlarında yağan yağmur hububat için can simidi olmuştur. Kuruma tehlikesi ile karşı karıya kalmış olan hububat, bu son yağışlarla yeniden canlandı. Yağmurlar ile birlikte son bir ayda havanın serin gitmesi de ayrıca toprakta nem kaybını önlemiş oldu. Mart ayı ortasından nisan ayı ortalarına kadar yağan yağmur hem hububat hem de meraların kurtulmasını sağlamıştır."
Bundan sonraki dönemde hava sıcaklığının yükselmesi ve yetersiz yağışın hububat bitkisi için önemli bir risk olacağını ve verim kayıplarına neden olabileceğini dile getiren Prof. Dr. Çullu, Şanlıurfa'da ocak ve şubat aylarında ortalama metrekareye 150 kilogram yağış beklenirken sadece 10 kilogram yağışın düştüğünü söyledi.
Türkiye'de her ne kadar sulanan alanlarda artış bulunsa da yağışların eksik düşmesinin sulanmayan kırsal alanlardaki bitkisel üretimin ve çiftçi gelirinin azalmasına neden olduğunu anlatan Çullu, şunları kaydetti:
"Para kazanamayan çiftçiler, dar alanlarda tarımı terk edebilmektedir. Ekonomik ve sosyal sonuçları olacak kuraklığın etkisini minimize etmek için aşırı su kullanımının önlenmesi, yağmur suyunun arazide hasat edilmesi, kuraklığa dayanıklı ürünlerin devreye konulması ve kuraklığa uyumlu tarım politikalarının etkin uygulanmasında yarar bulunmaktadır."
Kaynak: Diyarbakır Söz