"Petrol fiyatlarındaki düşüşün verdiği ivme ve ABD ekonomisindeki büyümeye karşın, küresel ekonomik büyümeye ilişkin öngörülerimizi geçen Ekim'den bu yana iki kez düşürdük. Küresel ekonomide bu yıl için yüzde 3.5 ve gelecek yıl için de yüzde 3.7 olan büyüme öngörüleri, yaşadığımız kadar büyük bir kriz sonrası için beklediklerimizin oldukça altında kalıyor."
Küresel toparlanmanın önündeki birinci riskin "zaman uyumsuz para politikaları" olduğunun altını çizen Lagarde, ABD ve İngiltere'de faiz artırımları yoluyla ekonomide normalleşme sürecine girilirken, Japonya ve Euro Bölgesi'nde parasal genişlemeye geçildiğini vurguladı ve "Bu süreç iyi yönetilse bile finansal piyasalarda büyük dalgalanmalara yol açacaktır" dedi.
"İkinci risk, Euro Bölgesi ve Japonya'nın uzun bir süre 'düşük büyüme - düşük enflasyon' döngüsü içinde kalmaları olacaktır. Bu da, küresel düzeyde ülkelerin işsizliği düşürmelerini zorlaştıracak, kamu ve özel sektör borçlarını aşırı artıracak ve durgunluk riskleri ve deflasyonist baskıları artıracaktır."
Lagarde, üçüncü risk olarak da, yükselen ve gelişen ekonomilerin, güçlü dolar, yüksek faizler ve sermaye girişlerinde iniş/çıkışlardan üçlü darbe ile karşı karşıya kalmalarını gösterdi. Lagarde, özellikle son beş yılda gelişmekte olan ülkelerde düşük faizler yüzünden bankaların ve şirketlerin dolar bazında büyük bir borç yükü altına girdiklerini vurguladı.
Dünyanın her yerindeki ülkelerde, büyüme ve iş yaratmaya uygun finansal düzenlemeler ve yapısal reformların istihdam artışı ve büyüme için kritik önemde olduğunun altını çizdi ve "Örneğin, düşen petrol fiyatları, ağırlıklı olarak orta sınıfların yararlandığı enerji subvansiyonlarını kesmek için altın değerinde fırsat sunuyor." diye ekledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz