Fırıncılık sektöründe kabul görmüş bazı firmaların döviz kurundaki artışları fırsat bilerek unu karaborsa misali bekletip yüksek fiyata satma hesabı güttüklerini belirten fırın esnafı, bu sorunun tek çözümünün un sektörünün Toprak Mahsulleri Ofisi bünyesinde tekelleşmesi olduğunu belirtti.
Son zamlarla beraber yaşadıkları sıkıntıları aktaran fırın esnafından Murat Elhakan, "Ülkede iktisadi bir kiriz var. Geçen ay un fiyatı 170 TL'ydi, bugün ise 315 TL oldu. Rutin olarak 20-25 TL'lik artışlarla bugün itibariyle 315 TL'ye kadar geldi. Bunun bir fırsatçılık olduğunu düşünüyorum başka bir izahı yoktur. TMO'nun açıkladığı buğdayın fiyatı 250 TL'dir. Diyarbakır da faaliyet gösteren fabrikalara buğday vereceklerini beyan ettiler ama biz fabrika sahipleri ile görüştüğümüz zaman onlar bu işi yükselişe sürüyorlar. Şu an unun fiyatı 315 TL'ye yükselmiş, bunun düşmesini istemiyorlar bu da açık ve net bir fırsatçılıktır. Eğer TMO'dan alıp piyasaya sürseler un yine geçen ay 170 TL ise 185 TL'ye olacak o da onların hesabına gelmediği için ciddi bir sıkıntı meydana geliyor. Ekmeğe birkaç gün önce zam geldi ve vatandaşlar ağır tepkiler gösterdi. Zamların olmasının sebeplerinden biri de fabrikalardır." şeklinde konuştu.
"Fabrikaların yaptığı işi yokuşa sürüp devletin onlara sunduğu imkânı kullanmamak için gayret sarf ediyorlar"
Fabrikaların denetlenmesi gerektiğine değinen Elhakan, "Biz bir un indirmeye çalıştığımız zaman örneğin, 315 TL'den hesaplayınca 100 torba un aldığınız zaman 31 bin 500 TL tutuyor. Fabrika un aracı fırına getirdiğinde unu alabilmem için peşin para ödemem gerekiyor. Yarın öbür gün ödeme yapamamam durumunda mecburen kepenk indireceğim. Buna ciddi şekilde bir şekilde el atılması lazım yoksa ekmek sıkıntısı baş gösterecek. TMO'nun açıkladığı buğday fiyatı 250 TL'dir. Devlet bu işe müdahale etti ama fabrikaların hesabına gelmiyor. Ben fabrika sahiplerinin birisiyle konuştum dedi ki 'Ben o buğdayı alır öğütürüm sana 185 TL'den gönderirim yalnız sen buğday ekmeği olarak çıkarırsın. Sen bana unun kepeğini aldır dersen 10 TL farkını alırım ama nakliyesini üstlenmem, o da eklenirse 10 TL'de nakliye farkı alırım. Toplam 205 TL.' Yani fabrikaların yaptığı işi yokuşa sürüp devletin onlara sunduğu imkânı kullanmamak için gayret sarf ediyorlar. Çünkü onların işine gelmiyor." ifadelerini kullandı.
"BEN FABRİKALARDA DA BUĞDAY SIKINTISI OLDUĞUNA İNANMIYORUM"
Elhakan, "Geçen ay ekmeğin fiyatı 2,50 TL'ye veriyorduk. Normal rayiç fiyatı 3 TL'ydi. Diyarbakır’da rekabet olduğu için rekabetten dolayı 2,50 TL'ye veriyordum. Yeni gelen rayiçe göre 3,50 TL. Vatandaş için de 50 kuruş, 50 kuruştur. Genelde müşterilerimiz bu konuda hükûmeti suçlayıp tepkilerini onlara gösterirler. Benden ekmek aldıkları zaman ben 3,50 TL dediğimde hükümete tepkisini gösteriyor. Bunun da görülmesi lazım. Özelikle Diyarbakır Valiliği birkaç ay önce verilen rayiçi geri çekti. Orasına bir şey demiyorum, halkı düşünmesi doğaldır ama halkı düşündüğü gibi esnafı da düşünmesi lazımdır çünkü esnaftan alıp başkasının boğazına bıraktığın zaman esnafı mağdur etmiş oluyorsun." diye belirtti.
TMO'da buğday sıkıntısı olmadığını hatırlatan Elhakan, "Ben fabrikalarda da buğday sıkıntısı olduğuna inanmıyorum. Piyasada tanıdığımız 3-5 dostumuzda 60-70 tona yakın buğday vardı. Çağırttığımız insan oldu gelip almadılar. Bu açık stokçuluktur adam orda malını tutuyor zam yapıyor. Mesela ben diyorum 200 torba gönder bana adam 50 gönderiyor, ben 50 desem o 25 gönderiyor. Niye? Malı zaten olduğu gibi yerinde de değer kazanıyor, bu da açık bir tefeciliktir ve fırsatçılıktır. Devletin buna ciddi manada el atması lazım hem esnaf açısından hem de vatandaş açısından." dedi.
"BU SORUNUN TEK ÇÖZÜMÜ ARACISIZ ŞEKİLDE UNU DEVLETİN ALMASIDIR"
Bilindiği üzere ekmek fiyatlarındaki artışların buğday ve yakıtın yükselmesinden kaynaklandığını söyleyen fırıncı esnafından Süleyman Elaldı, "Daha önce 400 TL'ye aldığımız odunu şimdi bin TL'ye alıyoruz. En son Kurban Bayramı sonrası 115-120 TL'ye aldığım unu dün sorduğumda Diyarbakır unu 310, Gaziantep unu 315 TL dediler. Haziran ayında 2,25 TL olarak fiyatı açıklanan buğday, 6 ay geçmeden 5 TL'ye satılmaya başlandı. Bu sorunun tek çözümü aracısız şekilde unu devletin almasıdır. Yani Toprak Mahsulleri Ofisine satılıp oradan alınacak, başka da bir çare yok." ifadelerini kullandı.
Fırıncılar için TMO'nun uygun gördüğü 185 TL'lik un satışı olduğunu dile getiren Elaldı, "Bu konuda bir haber bülteninde Fırıncılar Federasyonu Başkanının açıklamasında TMO'nun verdiği tavuk yeminden yapılan buğday olduğu söylendi. Yani normalde 14-15 protein olması gereken buğdaydan sadece 11'i temin ediliyor. Nitekim o da tavuklara verilen buğdaydır. Bu buğdayla tandır ekmeği dahi olmaz. Normal buğdaya 40 litre su ilave edilirken buna en fazla 20-22 litre eklenebilir. Ekmek adedine hesaplandığında 160 yerine 110 ekmek çıkarılır. 30-40 ekmek eksik olduğu zaman da yine arada zarar eden fırıncı oluyor." şeklinde konuştu.
"Halkın elindeki mercimek, fasulye, bulgur ve pirinç gitti. Bir tek buğday kalmıştı, onun da lüks yiyecekler kategorisine gireceği görülüyor"
Elaldı, "Oluşan zamları halk da normal karşılamaya başladı ama mağdur olduğu da bellidir. Yaklaşık 10 yıldır askıda ekmek uygulamamızda artıdayken son 10 gündür eksiye düşmüş. Daha önce haftada 4-5 mağdur gelirken şimdi günlüğe dönüşmüş. Halkın elindeki mercimek, fasulye, bulgur ve pirinç gitti. Bir tek buğday kalmıştı, onun da lüks yiyecekler kategorisine gireceği görülüyor. 2 TL'lik buğday 5 lira olmuş. Bir mercimek çorbamız vardı, o da 12 TL olmuş. Ekmek de giderse bu halk ne yiyecek? Firmalar, depolarındaki buğdayı borsa fiyatıyla piyasaya sürüyor. Yağ satışında da aynı yöntem kullanılıyor, bu haramdır. 3 gün evveline kadar satılmayan una bugün 310 TL fiyat verilirken pazartesi günü için 350 TL olabileceği söyleniyor." diye belirtti.
Kaynak: Diyarbakır Söz