Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, "Enflasyonla mücadeleyi kararlı ve bütüncül bir anlayışla sürdürdüğümüz ölçüde, döviz kuru istikrara kavuşacak ve ülke risk primimiz düşecektir. Bu sayede uzun vadeli faiz oranları da gerileyecek ve yatırımlar için öngörülebilirlik ufku artacaktır" dedi.
Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği (TSPB) tarafından bu yıl 5'incisi düzenlenen Türkiye Sermaye Piyasaları Kongresi ‘Yeniden Birlikteyiz’ temasıyla başladı. İki gün sürecek olan kongrenin açılışına, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, Sermaye Piyasası Kurulu Başkanı Ali Fuat Taşkesenlioğlu, Borsa İstanbul Genel Müdürü Korkmaz Ergun ve TSPB Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Öztop katıldı. Kongrede, Koronavirüs Sonrası Ekonomi ve Finansal Piyasalar, Sürdürülebilirlik, Dijital Dönüşüm ve Gelecek Senaryoları ile Yeni Nesil Girişimcilik ve Sermaye Piyasası Olanakları olmak üzere dört ana konu tartışmaya açıldı.
DÜNYA ZORLU DÖNEMDEN GEÇİYOR
Kongrenin açılışında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan, "Son iki senedir tüm dünya zorlu bir dönemden geçiyor. Yaşadığımız küresel salgın; insan sağlığına olan etkilerinin yanında, maalesef küresel ekonomiyi de derinden sarstı. Dünya genelinde yüz milyonlarca iş kaybı oldu. Ekonomilerden trilyonlarca dolar silindi ve küresel yoksulluk son çeyrek asırda ilk defa arttı. Salgının en kötü dönemlerini geride bırakmış olabiliriz ancak son gelişmeler bir süre daha salgınla yaşamak zorunda olacağımızı gösteriyor. Böylesine zorlu bir dönemde, yaşadığımız birtakım sorunlara rağmen, başarılı bir performans gösterdik. Üretim, yatırım, büyüme ve istihdam göstergelerinde, pek çok ülkeye göre farkımızı ortaya koyduk. Salgın sürecinde uyguladığımız özenli ve seçici kamu maliyesi politikaları, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelere göre Türkiye ekonomisini pozitif ayrıştırmıştır. Güçlü kamu maliyesi, makroekonomik istikrarın en önemli dayanaklarından biri olmaya devam edecektir. Enflasyon cephesindeyse, maalesef arzuladığımız seviyede değiliz" dedi.
Bakan Elvan, sözlerine şu şekilde devam etti:
ENFLASYONLA MÜCADELE CABASI
"Küresel konjonktür ve yurt içi görünüm, enflasyonla mücadelede son derece dikkatli olmamız gerektiğini gösteriyor. Her zaman altını çizdiğim üzere, biz özel sektör öncülüğünde dengeli, sürdürülebilir, rekabetçi, istihdam ve çevre dostu bir büyümeden yanayız. Hedeflediğimiz büyümeyi sürekli kılmanın ön koşulu fiyat istikrarından geçiyor. Karşımızdaki enflasyonun; arz ve talep kaynaklı sebeplerinin yanında, fiyatlama davranışları ve bekleyişler kanalıyla da bozulan bir yapısı var. Her bir kök nedene karşı uygulanacak politika seti de farklılaşmak durumunda. Dolayısıyla her bir kurumun, kendi görev alanı kapsamında üzerine düşeni yerine getirmesinin önemli olduğunu düşünüyorum. Biz Hazine ve Maliye Bakanlığı olarak, enflasyonla mücadele kararlılığımızı çok net bir biçimde gösteriyoruz. Yönetilen ve yönlendirilen fiyatların yanında, iç talep gelişmelerini de çok yakından takip ediyor, gerektiğinde makro ihtiyati tedbirleri gecikmeden alıyoruz. Enflasyonla mücadeleyi kararlı ve bütüncül bir anlayışla sürdürdüğümüz ölçüde, döviz kuru istikrara kavuşacak ve ülke risk primimiz düşecektir. Bu sayede uzun vadeli faiz oranları da gerileyecek ve yatırımlar için öngörülebilirlik ufku artacaktır"
Finansmana erişim bir anlamda, iklim değişikliğine yönelik uygulanan politikalara bağlı olmaya başladığını belirten Bakan Elvan, "Karbon ayak izini azaltan, çevreyi koruyan ve toplumsal gelişmeye yönelik projeler daha fazla talep görüyor. Bu gibi projelerin finansmanında, sermaye piyasalarına da kayda değer bir görev düşüyor. ESG diye adlandırılan Çevresel, Sosyal ve Yönetim piyasası çok hızlı bir büyüme performansı gösteriyor. Rakam vermek gerekirse, küresel ESG tahvil piyasasında, bu yılın ilk 9 ayında yaklaşık 780 milyar dolarlık işlem gerçekleştirildi" dedi.
PİYASADAKİ YATIRIMCI SAYISI
Bakan Elvan, "Pay piyasasındaki yatırımcı sayısı, son iki senede yüzde 100’lük bir artışla yaklaşık 2 buçuk milyona yaklaştı. Ancak, davranışsal finans üzerine yapılan birçok çalışma, yatırımcıların özellikle belli dönemlerde aşırı güven, sosyal etkileşim ve genelleme gibi duygulara kapılarak sağlıksız yatırım kararları verebildiklerini ortaya koyuyor. Borsa İstanbul işlem hacmi açısından da küresel ölçekte oldukça iyi bir konumda. Örneğin 2020 rakamlarına göre, ülkemiz milli gelire oranla işlem hacmi sıralamasında Kore, ABD ve Çin’in ardından 4’üncü sırada geliyor. Bu veri borsamızın oldukça likit olduğunu gösteriyor. Ancak, burada temel sorun Borsa İstanbul’da ortalama pay elde tutma sürelerinin yerli yatırımcılarda 18 güne kadar düşmüş olmasıdır" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Diyarbakır Söz