Isparta’dan akşam saatlerinde Eskişehir’e gelen Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, ilk olarak Vali Güngör Azim Tuna’yı, ardından da Ak Parti il Teşkilatını ziyaret etti. Soylu Ak Parti il binasında yaptığı konuşmada Türkiye’nin çok önemli bir evrenin içerisinde olduğunu söyledi. Teröre karşı mücadelede Türkiye’nin kararlı bir tutum sergilediğini ifade eden Soylu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Etrafımızdaki coğrafyada, birçok ülkede maalesef normal düzenin dışında karmaşıklıklar söz konusu. O ülkelerin insanları da sıkıntı yaşıyorlar ama bizim kendi gönül coğrafyamız olduğu için şunu açık yüreklilikle ifade etmek gerekir ki; hem gönül coğrafyamızdaki insanların böyle bir muamele ile karşı karşıya kalması, istikrarsızlıkla karşı karşıya kalması, hem bizi üzüyor, hem de ekonomik alanımız konusunda da etkilendiğimizi ifade etmek isterim. Oraların hem istikrarla, hem huzurla ve hem öngörülebilirlilikle sürdürülebilir bir istikrar ile karşı karşıya bırakılması Türkiye açısından da büyük önem arz etmektedir. İşte bütün bunlara rağmen Rusya ile yaşadıklarımızı hem kamuoyumuz, hem de tüm dünya takip ediyor. Buna nazaran Türkiye ilk çeyrekte OECD ülkeleri 1.8, Türkiye ise yüzde 4.8 büyüyor. Türkiye geçen yıl yüzde 4’lük büyümesini bu yıl da yüzde 4 ve daha üzerine çıkarabilmek için büyük bir gayreti ortaya koymaktadır."
Bakan Soylu Türkiye’nin 2 milyon 700 bini Suriyeli olmak üzere 3 milyon kişiye ev sahipliği yaptığını söyleyerek " Bu konuda en ufak bir sitemimiz kimseye yok" dedi.
Turkuaz Kart adı altında uluslararası iş gücü kanununu oluşturduklarını da anlatan bakan Soylu, bunu yakında Türkiye Büyük Milet Meclisi’ne sevk edeceklerini söyledi.
’GENEL SAĞLIK SİGORTASI’NDA TEK BİR PRİME GİDİYORUZ’
Türkiye’nin gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin içinde sağlık reformunu, sosyal güvenlik reformunu, genel sağlık sigortası reform dönüşümünü başarı ile gerçekleştirmiş yegane ülke olduğunu söyleyen Soylu konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Amerika bunu başaramadı, ama Türkiye başardı. Biz bunu sürdürülebilir olarak ortaya koymak zorundayız. Yaklaşık 10 milyon 50 binin biraz üzerinde Genel Sağlık Sigortası’ndan istifade eden vatandaşımız var. Bu vatandaşlarımızın yaklaşık 7 milyon 300 bini yeşil kartlı. Diğerleri de işte 65 lira gibi bir prim ödeyerek, 197 lira prim ödeyerek, 395 lira bir prim ödeyerek hem özel hastanelerden, hem de devlet hastanelerinden istifade edebilmektedirler. Genel Sağlık Sigortası’ndaki 3 milyonu aşkın G1, G2 ve G3 diye nitelendirdiğimiz ve yatırdıkları prim karşılığında hem devlet hastanelerinden, hem de özel hastanelerden istifade eden Genel Sağlık Sigortası’ndan yararlananlarda tek bir prime gidiyoruz. bugünkü 65 liranın altında olacak. Tek bir prim."
ERKEN EMEKLİLİK AÇIKLAMASI
Bakan Soylu bir gazetecinin erken emeklilikte bir düzenleme olup olmayacağını sorması üzerine şunları söyledi:
"Vatandaşlarımızın erken emeklilik konusundaki taleplerini çok insani ve beklenti içinde olabileceklerini düşünüyorum. Ama kamuoyu da takdir eder ki sosyal güvenlik sistemimizin bir gelir-gider dengesi var. Sosyal güvenlik sistemimizin bir aktif ve pasif dengesi var. Biz bunu sürdürülebilir kılmak zorundayız. Bu ülke emekli maaşlarını ödeyebilmek için 500 milyon dolara muhtaç oldu. Siz de ben de biliyoruz ki; ’acaba önümüzdeki ay emekli maaşları ödenebilecek mi?’ daha bizim hatıralarımızdan çıkmış değil. Biz böyle bir Türkiye manzarası arzu ediyor değiliz. Ayağımızı yorganımıza göre uzatmalıyız. Ama biz bu yaklaşımlar içinde bulunursak hesabı şaşırırız. Hesabı şaşırdığımız zaman da zamanı geldiğinde emekli olana emekli maaşını ödeyemeyecek duruma düşeriz. Türkiye çok yakın bir zaman dilimi içinde bu duruma düşmüştü. Yani sıkıntılı bir durumdaydı. Yine aynı korku dolu günleri, endişe dolu günleri yaşamak istemiyoruz."
Kendisinin de emeklilikte yaşa takılanlardan olduğunu belirten bakan Soylu, "Ben de emeklilikte yaşa takılanım. Benim bugün emekli olmam lazım. 25 yıla yakın prim ödedim ve ben de yaşa takıldım. SSK da, Bağ-Kur da ödedim ama bugün bekliyorum. 46 yaşındayım, ama 50 yaşında emekli olmamam lazım. Ben 60 yaşına kadar 65 yaşına kadar çalışmam lazım. Bakın Avrupa’daki bazı ülkelerde bu yaş 67’ye kadar çıktı. Eskiden 65 yaşında bir ölen için iyi yaşadı denirdi. Şimdi ise 70 yaşında ölen için genç öldü diyoruz. Çünkü yaşam kalitesi arttı, sağlık imkanları arttı. Sadece Türkiye’de değil, dünyada yaşam süresi uzadı. Yaşam süresi uzayınca, daha fazla emekli maaşı ödüyorsunuz, daha fazla sağlık gideri ödüyorsunuz. Bunu aynı seviyede tutarsak, gelecek nesile bir şey kalmaz. Ayağımızı yorganımıza göre uzatmak zorundayız. Biz çalışkan bir toplumuz ve çalışmaya devam edeceğiz" dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz