Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu'nun (TİSK) 50. kuruluş yıldönümü münasebetiyle düzenlenen gala yemeğinde konuşan Başbakan Yardımcısı Babacan, Türkiye ve dünya ekonomisine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Babacan, ''TİSK, Türkiye'de işçi ve işveren ilişkilerinin geliştirilmesi için ilkeli, yapıcı bir tutum sergilemiş durumda. Önümüzdeki dönemde de sizlere çok önemli görevler düşeceğini vurgulamak istiyorum'' dedi.
Bütün bu zor dönemlerin ardından son 10 yıldır ülkede güven ve istikrar ortamının yakalandığını kaydeden Babacan, küresel ekonomik krizin yaşandığı dönemde Türkiye'nin en önemli varlığının da güven ve istikrar ortamı olduğunu vurguladı.
EN ÖNEMLİ KAYNAK GİRİŞİMCİ
Türkiye'nin petrolünün çok az olduğunu, doğalgazının bulunmadığını, maden üretiminin de çok yüksek düzeyde olmadığını anlatan Babacan, ''Yani 'hazırı sat para gelsin', böyle bir ekonomik yapımız yok. Bizim çalışkan insanımız var, girişimcimiz var. Türk müteşebbisleri artık sadece Türkiye'de değil, dünyanın her yerinde takdir ediliyor, saygı görüyor'' dedi.
Büyüme rakamlarının özel sektörün faaliyetleri sayesinde gerçekleştiğini kaydeden Babacan, devlet yatırımlarının büyümeye katkısının sıfır olduğunu söyledi.
Ekonomik iyileşmeye paralel olarak bankacılık sektörünün de çok geliştiğini dile getiren Babacan, bugün bankaların topladığı mevduattan daha fazla piyasaya kredi kullandırır hale geldiğini bildirdi.
YARGI VE EĞİTİM REFORMU
''Son 10 yılda Türkiye'de çok önemli siyasi ve ekonomik reformlar gerçekleşti, ama yaptıklarımız yeterli değil. Önümüzde önemli gündem maddelerimiz var'' diyen Babacan, bunlardan birinin yargı reformu olduğunu, bu konuda mutlaka ilerlemek gerektiğini bildirdi.
Yargı reformu konusunda 2010 yılındaki Anayasa değişikliğine kadar fazla bir adım atılamadığını kaydeden Babacan, ''Yargı reformu adına yapmak istediğimiz pek çok şey bizzat yargının kendisi tarafından engellendi. 2010'dan sonra biraz önümüz açılmış durumda'' diye konuştu.
Hukukun üstünlüğü tam anlamıyla egemen olmadan hiçbir zaman gelişmiş ülke olunamayacağını savunan Babacan, yine hukukun üstünlüğü olmadan ileri bir demokrasi de olamayacağını söyledi.
Bir başka öncelik alanlarının ise eğitim olduğunu belirten Babacan, Türkiye'de çalışma yaşındaki nüfusun ortalama eğitim süresinin 6,5 yıl olduğunu, bu eğitim yapısıyla da kalkınmış bir ülke haline gelmenin mümkün olmadığını vurguladı.
Babacan, ''Dolasıyla ekonomi alanındaki reformlarımıza devam edeceğiz, ama eğitim ve yargı alanında da mutlaka ilerlememiz gerekiyor ki 2023'te dünyanın en büyük 10 ekonomisinden biri olma hedefini yakalayabilelim'' diye konuştu.
KÜRESEL KRİZ VE TÜRKİYE
Küresel krizin aradan 4 yıl geçmesine rağmen evreler değiştirerek devam ettiğini ifade eden Ali Babacan, iyi anlaşılması, makro ekonomik politikaların da buna göre oluşturulması gerektiğini söyledi.
Türkiye'nin krizden en az etkilenen ülkelerden biri olduğunu ve hızlı toparlandığını ifade eden Babacan, buna rağmen ekonomide bazı yapısal sorunlar bulunduğunu bildirdi. Bunlardan birinin de düşük tasarruf oranları olduğunu söyleyen Babacan, ''Düşük tasarruf oranı bizi dış kaynağa bağlı bırakıyor. Kendi kaynaklarımıza dayanan bir ekonomik yapımız olsa çok daha güçlü hale gelebiliriz'' dedi.
Avrupa'nın artık büyüyemediğini, hatta küçüldüğünü belirten Babacan, şöyle konuştu:
''Türkiye artık mutlaka Avrupa'nın ötesine bakmak zorunda. Evet, Avrupa hemen yanı başımızda büyük bir ekonomidir. Ama artık bundan sonra büyümeyecek bir ekonomi. Eğer biz daha çok büyüme istiyorsak, daha çok ihracat yapmak istiyorsak Avrupa dışındaki pazarlara bakmamız gerekiyor. Bunun için elimizden geleni yapıyoruz. AB'ye ihracatımız toplam ihracatımızın yarısıydı. Bu yıl bu oranı yaklaşık yüzde 36-37'lere kadar düşürdük. Ortadoğu ve Afrika'ya ihracatımız arttı. Asya, Latin Amerika çok önemli, sadece ticaret açısından değil, finansman açısından da önemli. İş dünyamızın artık geleneksel ürünler ve geleneksel pazarlardan daha yeni ülkelere ve yeni pazarlara açılması gerekiyor. Ancak böyle bir ekonomik yapıyı güçlendirebiliriz.''
Yemekte konuşan TİSK Başkanı Tuğrul Kudatgobilik de TİSK'in Türkiye'nin en güçlü sivil toplum örgütlerinden biri olduğunu söyledi.
''Çalışma barışını korumak, hür teşebbüs ve piyasa ekonomisini anlayışla sürdürmek, işletmelerin ekonomisini ve uluslararası rekabet gücünü artırmak, üretim, verimlilik, yatırım ve ihracatı geliştirmek, işsizliği önlemek, işçi-işveren barışını korumak'' hedeflerinin TİSK'in önemli hedefleri olduğunu anlatan Kudatgobilik, TİSK'in 50 yıllık tarihinde dayanışma ve bütünleşmeyi sağladığını, bundan sonra bu hedefler doğrultusunda ilerleyeceklerini söyledi.
Sheraton Oteli'nde düzenlenen gala yemeğine, Başbakan Yardımcı Ali Babacan'ın yanı sıra Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik ile çok sayıda sivil toplum örgütü temsilcisi, işadamı ve bürokrat katıldı.
AA
Kaynak: Diyarbakır Söz