Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Türkiye'den bankaların Çin'de faal olmalarını arzu ettiklerini belirtti. Babacan, "Bunlar ticaretin, yatırımın önünü açacaktır. İki hükümet olarak karşılıklı lisanlar konusunda çalışmalar başlattık." dedi.
Çin Devlet Başkan Yardımcısı Xi Jin Ping, Türkiye-Çin Ekonomi, Ticaret ve Yatırım İşbirliği Forumu'na katıldı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) tarafından tertip edilen forumda Çin Ticaret Başkan Yardımcısı Gao Hu Cheng, Başbakan Yardımcısı Ali Babacan ve Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan da bulundu.
Ali Babacan, forumda yaptığı konuşmada Türkiye ile Çin'in siyasi ve kültürel bağların güçlü olduğunu vurguladı. Kültürlerin yakınlığını önemli gördüklerini anlatan Babacan, "Malum, Türkiye'de üniveristelerde Konfiçyus Enstitüleri bulunuyor. Bunlar, öğrencilerin ilgisini çekmekte, burada öğrenim görülmektedir. Çin'de de Yunus Emre Enstitüleri'nin kurulması, Çin ile yaptığımız görüşmelerin önemli gündem maddelerinden." dedi. Türkiye ile Çin ticaretine değinen Babacan, şöyle konuştu:
"2002'de Çin ile Türkiye arasında toplam ticaret hacmi 1 milyar dolar. Bu rakam, 2011 sonu itibari ile 24 milyar dolara çıktı. İvmenin bu şekilde devamını biz de öngörüyoruz, Çinli muhataplarımız da öngörüyor. Burada bir defa turizm önemli bir alan. Türkiye 2010 itibari ile 21 milyar dolar turizm geliri elde etti, 2011'de de 36 milyon konuk ağırladı, 23 milyar dolar gelir elde etti. Çin, gelecekte en fazla turist alan ve gönderen ülke olacak. Demek ki turizmde her iki ülke için potansiyel fazla. Bakın geçen sene ülkemize gelen turist sayısı 100 bin oldu, bu rakam daha artabilir. Onun için iktidar olarak gerekeni yapacağız. Yatırımlar da daha çok şirketlerin, girişimcilerin çabaları ile olacak. Bunlar hedef rakamların yakalanmasına imkân tanıyacak. İktidarlar olarak bizler, girişimcinin önünü açacağız, neticeyi de kurumlar ve ekonomi alacak."
Türkiye’nin yabancı yatırım adına artılarına değinen Başbakan Yardımcısı, “Ülkemiz konumu kadar kültürel olarak da önemli. Avrupa'da, Ortadoğu’da, Orta Asya’da yatırımcılarımızın muhatapları ile diyaloga girmesi süratli ve kolay olmaktadır. Öte yandan İstanbul, ulus aşırı şirketler tarafından mercek altına alınan bir şehirdir. Çünkü şirketler buradan, tek Türkiye’ye değil, başka ülkelere de hitap ediyor." diye konuştu.
Türkiye’den ve Çin’den müteahhitlerin üçüncü ülkelerde yapacakları ortak yatırımları önemli gören Ali Babacan, “Ülkemizin tarihi ve kültürel anlamda yakın olduğu bölgelerde Çinli firmalarla büyük projelerin hayata geçirileblir.” önerisinde bulundu.
THY’nin İstanbul'dan şu an 190 noktaya uçabildiğini aktaran Babacan, “2023 geldiğinde Türkiye dünyanın 10 büyük ekonomisinden biri olacak, İstanbul da dünyanın 10 finans merkezinden biri olacak. İstanbul'un finansal merkez olması Çin bankalarının burada daha fazla iş yapmaları, şube açmaları önemli. Biz Türkiye’den bankaları Çin’de daha faal görmekten yanayız. Bunlar ticaretin yatırımın önünü açacaktır. Karşılıklı lisanslar konusunda iki hükümet olarak faaliyetler başlattık.” ifadelerini kullandı.
BÜYÜKEKŞİ: ÇİN’İN İTHALATI İÇİNDE PAYIMIZI ARTIRMALIYIZ
TİM Başkanı Mehmet Büyükekşi ise Çin ile ticaretin 2000’den bu yana iyi bir trend ortaya koyduğuna temas etti. Büyükekşi, “Son 10 senede Çin’den ithalatımız 23 kat, Çin’e ihracatımız 12 kat, dış ticaret hacmimiz 21 kat arttı. Şu an 24 milyar dolara gelen ticaret hacmimiz söz konusu. Çin, Türkiye’nin en fazla ihracat yaptığı 21’inci en fazla ithalat yaptığı 3’üncü ülke konumunda yer alıyor. Ancak ikili ticari bağlarda bu ilerlemeye rağmen, Türkiye’nin verdiği dış ticaret açığı gittikçe artıyor. Bu aleyhimize açık 19 milyar dolar. Türkiye’nin üretim ve ihracat kapasitesi temel alındığında gidecek çok yolumuz olduğunu görüyoruz. Çin’in ithalatı içinde Türkiye’nin payını artırmamız oldukça önemli.” değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye-Çin Forumu'nun sonunda karşılıklı yatırım ve ortaklık anlaşmaları imzalandı. 1 milyar 378 milyon dolarlık anlaşmaların 500 milyonu Çin'e ihracat, 570 milyonunu finansman, 308 milyonu da müteahhitlik ve enerji ile ilgili.
Kaynak: Diyarbakır Söz
