Zihnini kontrol et

Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) sayılı günler kala öğrencilere tavsiyelerde bulunan Sebahattin Kutlu, “Sınava girecek üniversite adaylarının, deneme sınavlarını AYT ve TYT saatlerine uygun bir şekilde çözerek kendilerini sınava zihnen hazırlamaları önemli” dedi. Kutlu, öğrencilerin sınava hazırlanma süreçlerini küçümsememesi gerektiğinin de altını çizdi.

Zihnini kontrol et

İki buçuk milyondan fazla öğrencinin gireceği Yükseköğretim Kurumları Sınavı’na (YKS) sayılı günler kaldı. Sınava girecek öğrenciler kadar ailelerin de heyecan ve stres içerisinde beklediği YKS, 26 – 27 Haziran tarihlerinde gerçekleşecek. Üç oturum şeklinde gerçekleşecek sınavın ilk oturumu Temel Yeterlilik Testi (TYT) 26 Haziran Cumartesi günü 10.15’te, ikinci oturumu Alan Yeterlilik Testi (AYT) 27 Haziran Pazar günü 10.15’te, üçüncü oturumu Yabancı Dil Testi (YDT) 27 Haziran Pazar günü 15.45’te yapılacak.

SINAVA ZİHNEN HAZIRLANIN

Sebahattin Kutlu, konu çalışmalarının tamamlandığı bu süreçte öğrencilerin deneme sınavlarını saatlerine uygun biçimde çözüp, kendilerini mental olarak sınava hazırlamaları gerektiğini belirterek, “Artık YKS’ye hazırlanmak için çok uzun bir süre yok. Gerek mezun olanlar gerek lise son sınıf öğrencileri olan arkadaşlarımız hazırlıklarını tamamladı. 26 Haziran Cumartesi günü TYT’ye girecekler, 27 Haziran Pazar günü de AYT’ye girecekler. Böylece bu seneki YKS maratonunun ilk aşamasını sonlandırmış olacaklar. Bu noktada öğrencilere, ‘Eksikleriniz var, bu derse çalışın’ demek yerine iki konunun altını çizebiliriz. Birincisi, bol bol deneme sınavı yapıp kendilerini denemeleri. Mümkün olduğunca TYT ve AYT’nin saatlerine uyarak, bunların provalarını yapmak önemli. Tıpkı gerçek sınava giriyormuş gibi saatine uygun bir şekilde deneme olsunlar. İkincisi ise, kendilerini zihnen buna hazırlamaları. Yani işin mental tarafı var. Sonuç itibariyle TYT de AYT de öğrencinin performansının ölçüldüğü sınavlar” dedi.

“ELİNİZDEN GELENİ YAPTIĞINIZI UNUTMAYIN”

Kimi öğrencilerin az kimilerinin ise çok çalıştığını söyleyen Kutlu, “Arkadaşlarımıza, ellerinden geleni yaptıklarını unutmamalarını söylüyoruz. Bazı arkadaşlarımız biraz daha azını bazıları ise fazlasını yaptı ama hepsi elinden geleni yaptı. Bu saatten sonra bunu değiştirmek mümkün değil. Dolayısıyla artık geriye dönmemeliler. ‘Ben 3 ay önce bunu da yapmalıydım’, ‘Keşke 6 ay önce şöyle yapsaydım’ dememeliler. Bütün konsantrasyon sınav gününe verilmeli. O gün sınava girildiğinde de sınava dair yaptıkları hazırlıkları en iyi şekilde ortaya koyup performans sergilemeliler” diyerek öğrencilerin sınava odaklanması gerektiğini söyledi.

SINAV İÇİN YAPTIĞINIZ ÇALIŞMALARI KÜÇÜMSEMEYİN

Öğrencilerin, sınava kadarki hazırlanma sürecini ve deneme sınavlarında elde ettikleri başarıyı küçümsememeleri gerektiğini kaydeden Kutlu, “Yaptıkları hazırlıkları küçümsemesinler. Az ya da çok, bir şekilde çalıştılar. Denemelerde aldıkları puanları, yaptıkları netleri de küçümsemesinler. Çünkü onlara yetecek puanları alabilirler. Çünkü çok alternatif var. Tercih döneminde kendileri de görecekler. 200’ün üzerinde üniversite, binlerce bölüm alternatifi var. Muhakkak onlar için uygun bölümleri, mutlu olacakları, geleceğe kendilerini taşıyacakları, doğru eğitimi alacakları üniversiteleri bulacaklar. Ayrıca kendilerine uygun olan, bir ömür gururla taşıyacakları ve ‘iyi ki bu bölümü seçmişim’ diyecekleri bir meslekleri olacaktır. Puanlarını fakülteye dönüştürürken, aslında hayata da dönüştürdüklerini unutmayacaklar. Çünkü bugün yaptıkları çalışmalar; sınav anını ve sınavdaki performanslarını, 4 Ağustos’ta açıklanacak olan sınav sonuçlarına, başarı sıralarına ve tercihlerine yansıyacak” diye konuştu.

Sebahattin Kutlu, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Asla ‘Bu bir hayat memat meselesi’ demiyoruz. Böyle bir şey söz konusu değil. Üniversite tercihi yapıyoruz. Bu sürece, bundan fazlasını yüklememek lazım. Bu da ayrı bir stres oluşturur. 4 Ağustos’ta alınan puanlarla, bize sunulan imkanlar içerisinden tercihlerimizi yapacağız. Doğru üniversiteleri, doğru meslekleri ve bölümleri tercih etmeye çalışacağız.”

Kaynak: Diyarbakır Söz