Sayıları hızla azalan kırtasiyeciler ise ucuz okul malzemesi satan zincir marketlerle yarışamamaktan şikayetçi.
Eğitim sendikaları okul masrafları konusunda devlet desteğinin artmasını talep ederken Kimya Mühendisleri ise kırtasiye ürünlerinin güvenliği için velileri uyarıyor.
HABER MERKEZİ
Milyonlarca öğrenci yaz tatilinin bitimine sayılı günler kala okula dönmeye hazırlanıyor. İlköğretime yeni adım atacak birinci sınıflar 2 Eylül’de, diğer öğrenciler 9 Eylül’de yeni eğitim öğretim yılına başlayacak. Okullar açılmadan önce veliler de okul malzemesi satan esnaf da dertli. Sendikalar, Milli Eğitim Bakanlığını kamusal eğitimin gereği daha fazla sorumluluk almaya çağırırken, okul malzemelerinin güvenliği de ayrı bir tartışma konusu.
‘DEVLETİN KAYNAK KİTAP YÜKÜNÜ KARŞILAMASINI İSTİYORUZ’
Özel okulda okuyan bir öğrenci için velilerin sene başında yapacağı ortalama kırtasiye masrafının kıyafetlerle birlikte 3 bin TL, devlet okullarında okuyanlar için bin 500 ile 2 bin TL arasında olduğunu ifade eden Veli- Der Şube Başkanı Hülya Daran Deveci, “Eğitim masraflarının büyük bölümünü okul kıyafetleri ve kırtasiye masrafları oluşturuyor. Asgari ücretle geçinen insanları düşündüğümüz zaman sarsıcı sayılar ortaya çıkıyor” dedi.
Zorunlu ders kitaplarının devlet tarafından karşılanmasının yeterli olmadığını ve eğitim masraflarını azaltmadığını ifade eden Deveci şunları kaydetti: “Sınav sistemi içerisinde devletin kaynak olarak verdiği kitapların yeterli düzeye getirilmesi ve öğrencilerin ayrıca başka kaynaklara ihtiyaç duymaması gerekiyor. Bu yıl da devletin okullarda ücretsiz verdiği kitapları inceledik ve içeriklerinin oldukça yetersiz olduğunu gördük. Veliler bunların yanı sıra kitap almak zorunda kalıyor. Kitapların içeriğini ve niteliğini arttırmıyorsa diğer kaynak kitapların maliyetini de devletin karşılaması gerekiyor. Biz parasız ve kamusal eğitimi savunuyoruz ve devletin bu kaynak kitap yükünü karşılamasını istiyoruz.”
‘TEKEL OLUŞTUĞU ZAMAN ALMAKTAN BAŞKA ÇARENİZ OLMUYOR’
Veliler tarafından kırtasiye ve okul kıyafeti masraflarıyla ilgili en çok şikâyetin özel okullar düzeyinde geldiğini belirten Deveci, “Özel okullar okul kıyafetini ve kırtasiye ürünlerini kendi belirledikleri yerden alınmasını zorunlu kılıyor. Sizi belli mağazalara mahkûm ediyorlar. Buna bir çözüm geliştirilmesi, velilerin her yerden istediği şekilde kırtasiye ürünü ve kıyafeti alabilmesi gerekiyor. Çünkü tekel oluştuğu zaman istedikleri fiyatı söylüyorlar ve sizin almaktan başka çareniz olmuyor” dedi.
Kırtasiye masrafları için Millî Eğitim Bakanlığı’nın ailelere destek vermesi gerektiğini söyleyen Deveci, “Ekonomik anlamda zor koşullarda yaşayan insanlara kırtasiye masrafları karşısında destek verilmesi, bunların karşılanması gerekiyor. Bu sosyal devletin sorumluluğunda ve çocuklarımıza parasız bilimsel eğitimin koşullarını sağlamak zorunda” dedi.
‘TÜRKİYE’DE KİTAPÇILIK VE KIRTASİYECİLİK ÖLDÜ’
Kitap ve Kırtasiyeciler Odası Başkanı Ünal Şimşek’e göre yeni eğitim öğretim yılına dair kırtasiyeciler hazırlık yapamaz durumda. “Hiçbir esnafın eskiden olduğu gibi hazırlığı ve umudu yok. Türkiye’de kırtasiyecilik ve kitapçılık öldü” diyen Şimşek zincir marketlerin kırtasiye ürünlerinin satışını yapmasından dolayı ekonomik anlamda zor günler yaşadıklarını belirterek şunları kaydetti:
“Ekonomik olarak esnafın uygun sermayesi yok. Ülkede eğitim öğretimin epeyce gerilediği bir yerde biz var olmaya çalışıyoruz. Vatandaşın alım gücü de yok. Biz kırtasiyeciler geçtiğimiz yılın üzerine bir TL fazla ücret koymadık. Enflasyon bizim dükkanlarımızda dolaşmıyor. Zincir marketlere karşı yapacağımız bir şey yok. Onlara mâni olamıyoruz. Türkiye’de şu meslek bunu yapar diye bir meslek standardı yok. Önüne gelen her zaman istediğini satabiliyor. Biz de kapanmaya yüz tutmuş meslekler arasındayız. Gün geçtikçe de üye sayımız azalıyor.”
‘DÜZENLEME YAPILIRSA HAYATTA KALABİLİRİZ’
Sezon diye tarif edilen eğitim öğretim yılı öncesi alışveriş yoğunluğunun yaşanmadığını bunun nedeninin de ülkenin ekonomik anlamda zor günlerden geçmesi olduğunu anlatan Şimşek kırtasiyecilerin taleplerine dair ise şunları sıraladı:
“Kitabın katma değerinin indirilmesi gibi taleplerimizi bu zamana kadar siyasilerle konuştuk. Bu mesleğin hayatta kalabilmesi için örneğin kitabı ve kırtasiye ürününü herkesin satmaması gerekiyor. Bakıyorsunuz bir bakkal dahi her ürünü satabiliyor. Okulun içerisindeki kantin satabiliyor. Bunlarla ilgili düzenleme yapılırsa bizler de hayatta kalabiliriz.”
KİMYA MÜHENDİSLERİNDEN KIRTASİYE ÜRÜNLERİNE DAİR UYARILAR
Ekonomik anlamda velileri etkileyen kırtasiye ürünlerine ilişkin bir diğer boyut, alınacak ürünlerin öğrencilerin sağlığına ne kadar uyumlu olup olmadığı. TMMOB’a bağlı Kimya Mühendisleri Odası yeni eğitim öğretim yılı öncesi yaptığı uyarıda, hangi maddelerden üretildiği ve içeriği belli olmayan, kimyasal madde katkılı silgi, su matarası, beslenme çantası gibi ürünler konusunda velileri uyardı.
Velilerin yapacakları alışverişlerde ürünlerin güvenli olup olmadığını kontrol edebilecekleri bazı kodların bulunduğunu belirten Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Ali Uğurlu, “Veliler aldıkları ürünlerde C, TSİ gibi işaretlerin olup olmadığına bakmalılar. Özellikle merdiven altı üretim yeri olarak düşündükleri yerlerden ürün almamaya özen göstermeliler. Çok boyalı, kokulu malzemeleri almaktan ve kullanmaktan kaçınsınlar. Çocukların malzemeleri koklaması, yutması ya da vücudunu sürmemeleri konusunda çok dikkatli davranmak ailelerin sorumlulukları arasında yer alıyor” dedi.
Kırtasiye ürünlerinin denetimi konusunda da eksikliklerin olduğunu ifade eden Uğurlu, “Bütün bunlar devletin denetiminde olması gereken şeyler ama ne yazık ki okullar açılırken bu denetim bir süre için yapılıyor ve sonrasında unutuluyor. Gümrük Ticaret Bakanlığı özellikle ithal edilen ürünleri denetliyor ama bu yeterli değil. Denetimin sürekli olması gerekiyor ve piyasada onay olmayan işaretli ürünlerin tespit edilmesi gerekiyor” değerlendirmesinde bulundu.
Kaynak: Diyarbakır Söz