Delta varyantı nedeniyle haziran ayının ortasından bu yana Kovid-19 vakalarının artmaya devam ettiğini vurgulayan Medical Park Göztepe Hastane Kompleksi’nden Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Manolya Kara, okul ortamlarında öğrencileri ve öğretmenleri hastalıktan koruyacak önerilerde bulundu.
KALABALIK GRUPLARIN OLUŞMASI ÖNLENMELİ
Çocukların, öğretmenlerin ve okul personelinin tamamının okul ve servislerde bulundukları süre boyunca maske takması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Manolya Kara, “Okullarda özellikle kapalı ortamlarda öğrencilerin, öğretmenlerin ve diğer okul çalışanlarının kalabalık gruplar oluşturması önlenmelidir. Okula giriş-çıkış saatleri, teneffüs ve yemek saatleri diğer sınıf öğrencileri ile temas riskini en aza indirecek şekilde planlanmalı, okulun fiziksel kapasitesi ve öğrenci sayısı dikkate alınarak bir program oluşturulmalıdır. Öğrencilere maske kullanımı, el temizliği ve ortak eşyaların kullanımında hijyen kurallarına uyulması ile ilgili eğitim verilmeli, bu kurallara uyum interaktif olarak öğretmenler tarafından mutlaka denetlenmelidir diye konuştu.
MASKE ÇOCUĞUN YÜZÜNE TAM OTURMALI
Doç. Dr. Manolya Kara, çocuklarda maske kullanımı konusunda şu bilgileri paylaştı:
“Dünya Sağlık Örgütü sıkı dokunmuş, nefes alabilen kumaştan çoklu katmanlar içeren, burun teli olan ve parlak ışık kaynağına tutulduğunda ışığı engelleyebilen kumaş maskelerin kullanımını hastalık bulguları taşımayan, sağlıklı kişilerin kullanması için önermektedir. Maske erişim sıkıntısı olmadığı hallerde, standardize tıbbi maskeler de aynı amaçla kullanılabilir. Çocuklarda yüzlerine tam uyum sağlayan (burun, ağız ve çeneyi tam kapatan, kenarlarında boşluk kalmayan) elastik iplerle ve bağlarla sabitlenmiş uygun boyutta maske kullanımı uygundur. Yüz siperlikleri, maskeye alternatif olmamakla birlikte, maskenin takılamadığı durumlarda (gelişimsel sorunları veya tıbbi nedenlere bağlı) kullanılması düşünülebilir. Öğrencilerin yakın temas gerektiren aktivitelerde bulunmasının zorunlu olduğu koşullarda maske ile siperlik takılması gerekebilir.”
GÜNDE 2-3 KEZ MASKE DEĞİŞTİRMELİLER
Çocuklarda maskelerin nemlendiğinde, fiziksel olarak kirlendiğinde mutlaka değiştirilmesi gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Manolya Kara, “Cerrahi maskelerin etkinlik süresi 2-6 saat arasında değişmektedir. Bu yüzden tüm gün okulda çeşitli kişilerle temas halinde bulunan öğrencilerin günlük 2-3 maske değiştirmesi gerekebilir” dedi.
AÇIK HAVADA MASKE ÇIKARILACAKSA 1.5 METRE MESAFE KORUNMALI
Çocukların spor yaparken ya da oyun alanlarında koşma, zıplama, top oynama gibi fiziksel aktiviteler sırasında nefes alımı ile ilgili sıkıntı yaşamamaları için maske takmalarının önerilmediğini vurgulayan Doç. Dr. Manolya Kara, “Öğrenciler açık alanda, diğer çocuklardan en az 1,5 metre mesafenin sağlandığı, kısıtlı sayıda çocuğun bir arada oynadığı aktivitelerde maskelerini çıkarabilirler. Ancak sonrasında tekrar maske takmadan el hijyeninin sağlanmış olması önemlidir” açıklamasında bulundu.
DEZENFEKTAN ÖĞRETMEN GÖZETİMİNDE KULLANILMALI
Okulda çocuklarda el dezenfektanları, kolonya gibi ürünlerin kullanımına da dikkat edilmesi gerektiğini belirten Doç. Dr. Manolya Kara, şunları söyledi:
“El yıkamanın mümkün olmadığı koşullarda en az yüzde 60 alkol içeren el dezenfektanı kullanılabilir. El temizleme süresi minimum 20 saniye olmalıdır. El dezenfektanları küçük çocukların göremeyeceği bir yerde saklanmalı ve 6 yaşından küçük çocuklar için sadece yetişkin gözetiminde kullanılmalıdır. Çocuklar iyi havalandırılan bir alanda el dezenfektanı kullanmalıdır; alkol buharlarının solunması baş dönmesi, mide bulantısı, baş ağrısı gibi istenmeyen bulgulara neden olabilir.”
SINIFTA METANOL İÇEREN EL DEZENFEKTANLARI BULUNDURULMAMALI
Çocuklarda dezenfektan seçiminin de önemli olduğunu ifade eden Doç. Dr. Kara, “İzopropil alkol ile yapılan el dezenfektanları, etanol içerenlerden daha toksik olabilir. Metanol yutulması yaşamı tehdit edebileceğinden, metanol içeren el dezenfektanlarından kaçınılmalıdır. El dezenfektanı ve kolonya gibi ürünlerin, çocukların kaza ihtimaline karşı çantalarında bulundurulması yerine, okullarda öğretmenlerinin gözetiminde ulaşabilecekleri alanlarda olması daha güvenlidir” şeklinde konuştu.
İKİ DOZ AŞIDAN İKİ HAFTA SONRA TAM KORUYUCULUK BAŞLAR
Kronik hastalığı olan 12 yaş üstü çocuklar ile 15 yaşından büyük sağlıklı çocukların okula aşılanarak gitmesinin de salgının önlenmesi açısından önemli olduğunun altını çizen Doç. Dr. Kara, iki doz aşılama tamamlandıktan yaklaşık 2 hafta sonra aşıya bağlı tam koruyuculuğun meydana geldiğine işaret etti.
Doç. Dr. Kara, aşı sonrası çocuklarda görülebilecek olası yan etkilerde yapılması gerekenleri ise şöyle anlattı:
“Covid-19 aşıları sonrası en sık gözlenen lokal yan etki aşı uygulanan bölgede ağrı, kızarıklık ve şişliktir. Bununla birlikte; yorgunluk, baş ağrısı, kas ağrısı, titreme, halsizlik gibi genel bulgular gözlenebilir. Bu bulgular birkaç gün içerisinde sıklıkla kendiliğinden geçer. Enjeksiyondan sonra ani gelişen solunum sıkıntısı, kusma, ciltte döküntü gibi erken alerjik reaksiyonu düşündüren bulgularda mutlaka sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır. Aşı yapılan yerdeki kızarıklık veya hassasiyetin 24 saat sonra artış göstermesi halinde, sistemik bulguların birkaç gün geçmesine rağmen kötüye gittiği durumlarda, çocuğunuzda yeni gelişen çarpıntı, göğüs ağrısı gibi bulgular varlığında doktora başvurulması önerilmektedir.”
SPOR YAPARLARKEN EKSTRA DİKKAT GEREKLİ
Öğretmenlerin günlük olarak derse başlamadan sınıfındaki öğrencileri olası hastalık bulguları açısından sorgulaması gerektiğini belirten Doç. Dr. Kara, “Öğretmenler çocukların sınıf içerisinde oturma düzenlerini, sınıfın fiziki havalandırmasını ayarlayarak, çocukların maske kullanımı, mesafe ve el hijyen kurallarına uyumunu denetlemeli; gerekli hallerde müdahale etmelidir. Bu konuda bilginin eksik olduğu hallerde bilgilendirme yapmalıdır. Yemek yeme, spor gibi toplu faaliyetler sırasında ekstra hassasiyet göstermek gerekmektedir” dedi.
OKULDA YEMEK YENİRKEN SESSİZ BİR ORTAM SAĞLANMALI
Sınıf içerisinde oturma düzeninin öğrencilerin yüzleri aynı yöne dönük şekilde, aralarında en az 1 metre sosyal mesafe bırakılacak şekilde hazırlanması gerektiğini işaret eden Doç. Dr. Kara, şöyle devam etti:
“Yemekler açık havada veya hava uygun değilse içeride oturarak sessiz ve 1,5 metre mesafe korunarak yenilmelidir. Tükürük ve sekresyon çıkışına neden olabilecek şarkı söyleme gibi yüksek
sesle yapılan aktiviteler, mutlaka açık alanda ve öğrencilerin arasında tercihen en az 2 metre mesafe bırakılarak yapılmalıdır.”
SINIFI EN AZ SAATTE 10 DAKİKA HAVALANDIRIN
Ders sırasında sınıf camlarının öğrenciler açısından risk yaratmayacak şekilde (her türlü düşme ve travmayı önleyici önlemler alınarak) mümkün olduğu kadar açık kalması ve doğal havalandırma sağlanması gerektiğini işaret eden Doç. Dr. Kara, “Ders aralarında mümkün olduğu kadar tüm öğrenciler açık alana çıkmalı; sınıf, camları ve kapısı tamamen açılarak hava akımı yaratacak şekilde en az 10 dakika havalandırılmalıdır” dedi.
AİLENİZDE HASTALIK BELİRTİSİ VARSA ÇOCUĞU OKULA GÖNDERMEYİN
Salgın sürecinde velilere de büyük iş düştüğünü vurgulayan Doç. Dr. Kara, “Velilerin çocuklarını korumak adına yapabilecekleri en değerli önlem, çocukları 15 yaşından büyükse (veya 12 yaş üstünde ve kronik hastalığı varsa) Covid-19 aşılarını yaptırmaktır. Çocuğunda ya da ailesindeki herhangi bir bireyde ateş, inatçı öksürük, nefes darlığı, kusma, ishal, koku ve tat alma duyusunda değişiklik gibi hastalık bulguları varsa, çocuğunu okula göndermemeli ve bir sağlık kuruluşuna başvurarak test yaptırmalıdır. Ebeveynlerin maske kullanımı, hijyen kuralları ve sosyal mesafe ile ilgili çocukları anlayacakları şekilde eğitmeleri de oldukça önemlidir” diyerek sözlerini noktaladı.
Kaynak: Diyarbakır Söz