Yükseköğretim Kurulunca (YÖK) 2018-YKS yerleştirme sonuçlarına ilişkin hazırlanan rapora göre, Türk yükseköğretim sisteminde, arz-talep dengesi açısından son yıllarda önemli bir gelişme süreci yaşanıyor. Öğrenci Seçme ve Yerleştirme Sistemi'ne (ÖSYS) başvuran aday sayısı 2006'da 1 milyon 678 bin 383 iken 2017'de bu sayı 2 milyon 265 bin 844'e, 2018'de ise 2 milyon 381 bin 412'ye yükseldi.
ÖSYS'ye başvuran aday sayılarında yıllar itibarıyla yaşanan artış, yükseköğretime talebin bir göstergesi olarak değerlendirildi.
2006 baz alınarak başvuran aday sayıları değerlendirildiğinde, 2017'de yüzde 35, 2018'de yüzde 42 oranında artış oldu.
Son iki yıl kıyaslandığında 2018'de yükseköğretime başvuru yüzde 5,1 oranında arttı. Yükseköğretime olan bu talep, ülkenin ihtiyacı, istihdam imkanları, yükseköğretim kurumlarının kapasitesi ve yükseköğretimde niteliği artırma önceliği doğrultusunda analiz edildi, bu yıl örgün öğretim programlarında yükseköğretim kurumlarına toplam 839 bin 490 kontenjan tahsisinde bulunuldu.
2006 ile 2018 kıyaslandığında yükseköğretime başvuran sayısındaki artış yüzde 42 iken, kontenjan sayısındaki artış yüzde 109 oldu. Bu bağlamda, Türkiye'de yükseköğretime erişim bir sorun olmaktan çıktı.
Dünya Ekonomi Forumunun 2017 raporunda, Türkiye, dünyada 137 ülke arasında yükseköğretime erişimde, yüzde 94,2'lik "yükseköğretimde okullaşma" oranıyla dünyada ikinci ülke konumunda. Dolayısıyla artık büyümenin nitelik ve kalite eksenli olmasına öncelikle dikkat ediliyor.
Örgün öğretim programlarında, önlisans ve lisans programlarında toplam kontenjan 2006'da 402 bin 155 iken, 2017'de 910 bin 671, 2018'de ise 839 bin 490 oldu.
- MYO'lardaki doluluk oranları yükseldi
YÖK tarafından bu yılın kontenjan tespiti planlamaları doğrultusunda, sanayinin olmadığı kırsal bölgelerde açılan meslek yüksekokulu (MYO) programlarında iyileştirmeler yapıldı. Bu kapsamda sanayinin ihtiyaç duyduğu insan gücünün niteliğini artırmak amacıyla bu bölgelerdeki MYO programları ile ilgili rasyonel bir planlama gerçekleştirildi.
2018 ÖSYS yerleşme sonuçları, bu planlamanın doğruluğunu teyit etti. Son yılların TÜİK verilerine göre, MYO mezunlarının ortalama istihdam oranları yüzde 63,5 oldu. Bu kapsamda bazı programlarda kontenjan azaltması olurken diğer taraftan gelecekteki iş gücü piyasalarının talepleri de dikkate alınarak devlet üniversitelerinin 2 bin 60, vakıf üniversitelerinin de 230 önlisans programında kontenjan artışı gerçekleşti. Bu planlı artış ile MYO'lardaki doluluk oranları da yükseldi.
- Tercih yapma hakkı bulunan aday sayısı
2006'da tercih yapma hakkı bulunan aday sayısı 1 milyon 498 bin 893 iken bu sayı 2017'de 1 milyon 846 bin 880, 2018'de 1 milyon 749 bin 144'e yükseldi.
Bu veriler kapsamında, tercih yapma hakkı bulunan aday sayısı 2017'de yüzde 23, 2018'de ise yüzde 17 oranında arttı.
Geçen yıl tercih yapma hakkına sahip 100 kişiden 54'ü tercih yaparken bu oran bu yıl 69'a yükseldi. Bu yükselişte YÖK'ün geçen yıl yirmi bini aşkın adayla ilk defa yaptığı anketin sonuçlarına dayalı olarak geliştirdiği politikalar etkili oldu.
- Yükseköğretim programlarına yerleşme sayıları
2006'de 367 bin 690 olan toplam yerleşme sayısı 2018'de 710 bin 982'ye yükseldi. 2006'dan bu yana yerleşen aday sayısındaki bu artış devam etti. 2018'de 2006 yılına nazaran yükseköğretimde yerleşme oranlarında ortalama yüzde 90'ın üzerinde artış sağlandı.
- Doluluk oranları
Yerleştirme sonuçlarına göre, 2017'de boş kalan kontenjan sayısı 214 bin 430, 2018'de ise 128 bin 508 oldu. Yapılan rasyonel planlamalar sonucunda 2017'de programlarda yüzde 76,45 olan doluluk oranı, 2018'de yüzde 84,69'a yükseldi, boş kontenjanlarda 85 bin 875 gibi büyük bir azalma kaydedildi.
Geçen yıllara ait veriler değerlendirildiğinde, "ek yerleştirme" ile 2018'de yükseköğretimde kontenjan doluluk oranının yüzde 90'ların üzerinde gerçekleşeceği tahmin ediliyor.
Verilere göre, "ek yerleştirme"nin yükseköğretime katılımda ikinci bir fırsat oluşturduğu, öğrencilerin bunu değerlendirerek yıl kaybına uğramadan yükseköğretime dahil olma imkanı bulabilecekleri hatırlatıldı.
- Meslek lisesi öğrencilerinin tercihleri
Meslek lisesi öğrencilerinin tercih yapma hakkı olan adaylar içindeki oranı, 2006'da yüzde 31, 2017'de yüzde 40, 2018'de ise yüzde 39 oldu. Sınavsız geçiş uygulamasına son verilmesine rağmen bu durum, tercih oranına ve dolayısıyla başarılara olumsuz bir etki yapmadı.
Meslek lisesi öğrencilerinin tercih yapan adaylar içindeki oranları ise 2006'da yüzde 32, 2017'de yüzde 37, bu yıl ise yüzde 41'e yükseldi. Bu oranlar birlikte değerlendirildiğinde, meslek lisesi öğrencilerinin durumlarında geçen yıl ile kıyaslandığında nispi bir iyileşme olduğu görüldü.
- Boş kontenjanlar
Geçen yıl toplam kontenjanın yüzde 23,55'i boş kaldı, bu yıl ise bu oran yüzde 15,31'e düşürüldü.
Yükseköğretim kontenjanlarının belirlenmesinde, bölümdeki sıra ve sandalye sayısı temel bir kriter alınmıyor. Kontenjan belirleme, daha çok öğretim elemanı başına düşen öğrenci sayısı, bölümün alt yapı kapasitesi, programın stratejik önceliği, doluluk oranı, iş gücü talebi ve gelecekteki istihdam projeksiyonu ve benzeri kriterler dikkate alınarak belirleniyor.
Bu yıl, lisans programlarında 89 bin 686 kontenjana yerleşme olmadı. Boş kalan kontenjanların 58 bin 107'si devlet, 23 bin 531'i vakıf, 7 bin 205'i KKTC üniversiteleri, 843'ü ise diğer ülkelerdeki üniversitelere ait oldu. İlk yerleştirmede, boş kalan kontenjanların yüzde 64,8'i devlet, yüzde 35,2'si ise vakıf, KKTC ve diğer ülkelerdeki üniversitelerden oldu.
Puan türleri üzerinden yapılan değerlendirmede, bu yıl 1 milyon 749 bin 144 tercih yapma hakkı olan adaydan 180 ve daha üstü puan alan öğrencilerin sayısı SÖZ puan türünde 904 bin 48, SAY puan türünde 428 bin 968, EA puan türünde ise 735 bin 818 olarak belirlendi.
- Taban başarı sıralaması şartı aranan bölümler
Taban başarı sıralaması şartı aranan bazı programlarla ilgili yapılan değerlendirmeye göre, tıp fakültesine en alt sıralarda yerleşen öğrencilerden 40 soru üzerinden matematik ham puanı neti 22,75, fen bilimleri ham puanı neti 22, hukuk fakültesine en alt sıralarda yerleşen öğrencilerden 40 soru üzerinden matematik ham puanı neti 4,25, Türk dili ve edebiyatı ham puanı neti 11,75, mühendislik fakültesi makine mühendisliği bölümüne en alt sıralarda yerleşen öğrencilerden 40 soru üzerinden matematik ham puanı neti 5,75, fen bilimleri ham puanı neti 5 oldu.
- Boş kalan bölümler
Lisans programlarında boş kalan 89 bin 686 kontenjanın programlara dağılımı muhtelif olmakla birlikte, boş kalan 14 bin 564 kontenjanın mühendislik programlarına ait olduğu tespit edildi.
Başarı sıralaması barajının 240 binden 300 bine genişletildiği mühendislik programlarında barajın daha da genişletilmesi halinde bu durumun, bu programlarda 40 soru üzerinden bazı testlerde yüzde 10 ham başarı gösteremeyen öğrencilerin bile mühendislik fakültesine yerleşmesi sonucunu ortaya çıkaracağı bildirildi. Bazı testlerde, ham başarı yüzdesi değişmekle birlikte aynı durumun başarı sıralaması şartı aranan öğretmenlik programları, mimarlık programları için de geçerli olduğu aktarıldı.
Bu durumun, yükseköğretimde kaliteyi önceleme kaygısıyla YÖK'ün koyduğu başarı sıralaması şartının, akademide, ilgili paydaşlar ve toplum nezdinde meşruiyet zeminini teşkil ettiğine dikkat çekildi.
- Açıköğretim programları
Açıköğretim programlarında geçen yıl doluluk oranı yüzde 66,44 olarak gerçekleşmişti. Bu yıl ise doluluk oranı yüzde 73,83'e yükseldi. Bu yükselişte açıköğretim programlarına ilişkin uygulanan rasyonel planlamanın etkisinin büyük olduğu kaydedildi.
Aynı zamanda, açıköğretim programlarının kalitesine yönelik YÖK tarafından verilen iyileştirici kararların bu programlara yönelik algı ve talep noktasında olumlu etkisi bulunduğuna dikkat çekildi. Gelecek yıllarda bu olumlu yükselişin devamının beklendiği vurgulandı.
- Temel bilimler programlarına yerleşme sayıları
İktisadi kalkınmada etkisi yüksek temel bilimler programlarına ilişkin YÖK'ün başarı bursu uygulaması, bilim dünyası için bir ilk olan YÖK-TEBİP (Temel Bilimlerde Üstün Başarı Sınıfı) gibi projeler bu programların tercih edilme oranlarını artırdı.
Geçen yıl ile karşılaştırıldığında, yerleştirme sayıları biyoloji programında bin 773'den bin 922'ye, fizik programında 946'dan bin 32'ye, matematik programında 4 bin 196'dan 4 bin 637'ye yükseldi. Kimya programında ise sayı geçen yıl bin 991 iken bu yıl bin 979 oldu.
Temel bilimler programlarına 2017'de toplam 8 bin 906, bu yıl toplam 9 bin 570 öğrenci yerleşti. Öğrencilerin temel bilimlere ilgisindeki bu artışın bilim dünyası adına gelecek için umut vadettiği kaydedildi.
- Öğretmenlik programlarında doluluk oranları
Geçen yıl ilk kez uygulanmaya başlayan öğretmenlik programları için başarı sıralaması şartı uygulaması da dahil mesleğin niteliğini artırmak amacıyla geliştirilen bazı politikalar neticesinde kısmi kontenjan azaltılması yapıldı. Bu programların geçen yıl doluluk oranının yüzde 86,79 iken bu yıl yüzde 90,39'a yükselmesi dikkati çeken olumlu bir gelişme olarak değerlendirildi.
- Hiç öğrencinin yerleşemediği programlar
Geçen yıl hiç öğrenci yerleşmeyen devlet üniversitelerinde 225 program bulunmaktaydı ve bu programların 89'u ikinci öğretimdi. Bu yıl ise devlet üniversitelerinde hiç öğrenci yerleşmeyen program sayısı yüzde 64 düşüş göstererek, 25'i ikinci öğretim olmak üzere 80 programa düştü.
- Geniş bir anket yapılacak
Lisans programlarındaki boşluklar ile ilgili geçen sene olduğu gibi bu seneki adaylar üzerinde de geniş bir anket yapılacak. Sonuçlar ilgili paydaşlar ile analiz edilerek çıktılar kamuoyu ile paylaşılacak ve gerekli adımlar atılacak.
Kaynak: Diyarbakır Söz