Batman Eğitimciler Cemiyeti Başkanı Kenan Çaplık, Türkiye’deki eğitim sistemi sorunu, karma eğitim, yurt ve barınma sorunu, şehir içi öğrenci servisleri, öğretmen ve derslik sorunu, kılık kıyafet sorunu, seçmeli dersler hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Türkiye’de bugüne kadar ideolojik eğitimden kurtulma becerisi gösterilemediğini söyleyen Çaplık, “Bu sistematik olarak devam ediyor. Bu ideolojik eğitiminde öğretmen ve öğrenci üzerinde olumsuz etkilerini maalesef bugüne kadar gördük, görmeye de devam ediyoruz. Dindar nesil özlemi olmakla beraber bunun yeterince altının doldurulmadığını görüyoruz. Bu da sistematik olarak eğitim sorununun gerçekten ideolojik eğitime dayandırılmasından kaynaklandığını söyleyebiliriz.” dedi.
Yeni müfredatla birlikte bazı güzel kazanımların olduğunu, fakat eğitimin yapısal sorunlarının hâlen devam ettiğini belirten Çaplık, “Tabi ilk, ortaokuldan, liseye ve ta üniversiteye geçinceye kadar bu süreç içerisinde eğitimin bütün olarak ele alındığında biz görüyoruz ki, değer yargılarımıza uygun bir anlayışın inşa edilmekle beraber yetersiz kaldığını görüyoruz. Bunun da eğitim süreci içerisinde öğrencilerimizin üzerinde beklenen olumlu etkinin oluşmadığını, hakeza öğretmenlerin de bu noktadaki bakış açıları değer yargılarımızın doğrultusunda olumlu bir etkiye yeterince sahip olmadığını görmekteyiz. Bütün bunların önüne geçmek için değerler eğitiminin ciddi anlamda altının doldurulması ve çocukların ahlaki yapılarına, aile yapılarına uygun bir eğitim sürecinin devreye konulması gerekir.” diye konuştu.
“Karma eğitim; örfümüze, adetimize, eğitim sistemimize uygun değildir”
İdeolojik eğitimin en önemli ayaklarından bir tanesinin de karma eğitim olduğuna dikkati çeken Çaplık, konuşmasına şöyle devam etti: “Maalesef günümüzde hâlâ karma eğitim dayatılmaya devam ediliyor. Nispeten özellikle imam hatip lisesi, ortaokullarında bazı iyileştirmeler olmakla beraber hâlâ imam hatip ortaokullarında karma eğitimin dayatıldığını üzülerek görmekteyiz. Diğer bütün eğitim süreçlerinde ilkokul, ortaokul, liselerde yine karma eğitimin esas olduğunu görüyoruz ve bunun eğitim sürecinde ideolojik bir eğitimin parçası olarak dayatıldığını görüyoruz. Bunun bize, toplumumuza, gençliğimize, maneviyatımıza bir katkısının olmadığını biliyoruz. Bu hususta yetkililere şunu duyurmak istiyoruz; karma eğitim örfümüze, adetimize, eğitim sistemimize uygun bir dayatma değildir, bundan vazgeçilmesinin eğitimimiz, geleceğimiz, çocuklarımız için ve manevi değerler açısından çok daha uygun olacağı kanaatindeyiz.”
“Hâlâ ciddi anlamda barınma ihtiyacı var”
Yurt ve barınma sorununa da değinen Çaplık, “Birçok yerde yurtlar inşa edilmekle beraber hâlâ ciddi anlamda bir barınma ihtiyacının olduğunu maalesef söylemek durumundayız. Çünkü çok dinamik bir nüfusumuz var, bu dinamik nüfusun içerisinde okuyan büyük bir kitle var ve bu kitlenin elbette barındırılması beraberinde birçok sorunu getiriyor. Atılan olumlu adımların daha da sıklaştırılması, daha acil ve pratik çözümlerin geliştirilmesini temenni ediyoruz.” ifadelerini kullandı.
“Okul servisleri denetime tabi tutulmalıdır”
Okul servislerin ciddi bir denetime tabi tutulması gerektiğine vurgu yapan Çaplık, “Eğitim sürecinin bir parçası olan taşımalı eğitim ve öğrencilerin servislerle gidip gelmesinin ciddi bir denetime tabi tutulması kanaatindeyiz. Bu denetimlerin rutin hale getirilmesi gerekir. Milli eğitimin bu işe ciddi olarak eğilmesi ve bunu sistematik olarak bir denetime tabi tutması gerekir. Bu çocuklarımızın sabahleyin evden çıkarken okula ulaşıncaya kadarki süreç içerisinde herhangi bir problemle karşılaşmadan araçta dinlediği şarkılara kadar bütün bunların gözden geçirilmesinin gerektiğini düşünüyoruz.” açıklamasında bulundu.
“Öğretmen alımına gidilip, derslik sorununa çözüm getirilmelidir”
Öğretmen ve derslik sorununa da değinen Çaplık, şunları söyledi: “Maalesef yeterli öğretmenimiz, dersliklerimiz yoktur. Birçok idealler var, bu ideallerin gerçekleşmesi ancak fiziki zeminin oluşturulmasıyla mümkündür. 2019 yılında normal öğretime geçileceği noktasında milli eğitimin bu hususta beyanatları var, bu bizi sevindiriyor. Ancak 40-45 kişilik sınıfların mevcudu söz konusu olduğu bir zeminde elbette normal öğretime geçmenin de kısa vadede mümkün olmadığını görüyoruz. Dolayısıyla ciddi anlamda okul, derslik yapımına ağırlık verilmesi ve çözümler geliştirilmesi gerekiyor. Hakeza yeteri kadar öğretmenin olmaması birçok okulumuzda ek ders karşılığı görevlendirmeler yapılmaktadır. Bu görevlendirmelerin eğitimi ciddi anlamda zedelediğini, çocuklar üzerinde olumsuz etki bıraktığını düşünmekteyiz. Bunun önüne geçilmesi için yeteri kadar öğretmen alımına gidilmesi gerekiyor. Derslik sorununun da çözülmesi gerekiyor.”
“Tek tip kıyafet dayatması bir anlam ifade etmiyor”
Bazı yerlerde tek tip kıyafet sorunun halledildiğini, bazı yerlerde de sorunun halen devam ettiğini kaydeden Çaplık, “Birçok yerde halledilmekle beraber zaman zaman karşılaşıyoruz. Özellikle öğrencilere tek tip kıyafet noktasında bazı dayatmaların da ortaya çıktığını görüyoruz. Bu yerine göre belki kabullenebilirdir, fakat bu hususta kıyafet serbestisinin günümüzde gerek öğretmenlere yönelik gerekse öğrencilere yönelik bir anlam ifade etmediği kanaatindeyiz. Bu hususun önüne geçilmesi gerektiğini düşünüyoruz.” şeklinde konuştu.
“Seçmeli dersler müfredata esas ders olarak konulmalıdır”
Konuşmasında seçmeleri derslerin önemine dikkat çekerek, “Seçmeli olarak ortaokul ve liselerde önerilen derslerin tamamının bir Müslüman ülkesinde asli ders olarak olması gerekir” diyen Çaplık, “Peygamber efendimizin hayatı, Kur’an-ı Kerim ve temel dini bilgilerin her bir Mü’min için olmazsa olmazıdır. Bunun da okullarda seçmeli ders olarak değil, esas ders olarak konulmasının taraftarıyız. Seçmeli derslerinde işte yerine göre ‘öğretmen olmadığı için siyer dersini veremiyoruz. Yeteri kadar öğretmen bulamadığımız için Kur’an-ı Kerim dersi veremiyoruz’ gibi sıkıntıları da maalesef duyuyoruz. Bunun önüne geçilmesi gerektiği kanaatindeyiz. Milli eğitimin bu hususta çok daha hızlı hareket ederek, çok daha acil çözümler geliştirerek seçmeli ders noktasında öğrencilerimizin seçtikleri Kur’an-ı Kerim, siyer ve temel bilgiler derslerine çözüm getirmesi taraftarıyız.” dedi.
“İlk günden karnelerin verileceği son güne kadar eğitim kesintisiz devam etmelidir”
Eğitim-öğretimin kesintisiz devam etmesi gerektiğinin altını çizen Çaplık, son olarak şunları kaydetti: “Dönem başlarında ve sene sonlarında neredeyse bir, iki haftaya varan ders aksaklıkların olduğunu maalesef duyuyoruz. Özellikle milli eğitim yetkililerinden şunu talep ediyoruz; okulların başladığı ilk günden itibaren ders başlar ve kesinlikle işte ‘ilk hafta yeteri kadar öğrenci gelmiyor. Bu sebeple biz öğrencilerimizi bulamadığımız için ders işleyemiyoruz’ gibi bir takım durumları kabul etmiyoruz. Bu eğitim camiamıza yakışmayan bir durumdur. Birinci dönem ilk günden karnelerin verileceği son güne kadar kesintisiz bir şekilde derslerin devam etmesi taraftarıyız. Bu hususta gerekli tedbirlerin alınması, gerekirse müeyyide uygulanması gerekiyorsa milli eğitim yetkilileri tarafından bu müeyyidenin uygulanması taraftarıyız. Hakeza ikinci dönem başı ve ikinci dönem sonuna doğru bile son güne kadar derslerin boş geçmemesi gerektiğini ifade etmek istiyorum.” (İLKHA)
Kaynak: Diyarbakır Söz