Sendika temsilcileri ve akademisyenler, Arapça'nın ilkokul 2. sınıftan itibaren seçmeli okutulması kararını, "olumlu ve demokratik" adım olarak değerlendirdi.
Eğitim Bir Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bakanlığın 2016-2017 eğitim ve öğretim yılında Arapça dersi için de öğretim programı hazırladığını, isteyen öğrencilerin 2'nci, 3'üncü, 4'üncü, 5'inci, 6'ncı, 7'nci ve 8'inci sınıflarda bu dili öğrenebileceğini söyledi.
İngilizce, Almanca ve Fransızca öğretim programlarının daha önce Talim ve Terbiye Kurulunca kabul edilerek yayımlandığını anımsatan Selvi, yabancı diller dersi kapsamında Arapça öğretim programının da onaylandığını anlattı.
Dersin, ilkokul ve ortaokullarda seçmeli, imam-hatip ortaokullarında ise zorunlu okutulacağını ifade eden Selvi, programda dilin kurallarının öğretilmesinden çok, iletişim aracı olarak kullanılmasına yönelik yaklaşımın benimsendiği bilgisini paylaştı.
Programda öğrencinin anlama hızı, dolaylı öğrenme kapasitesi, oyun ve eğlence ile öğrenme becerisi ve hayal gücü gibi özelliklerinin dikkate alındığını belirten Selvi, şunları kaydetti:
"Küreselleşen dünyada gündelik hayatta konuşulan ikinci, üçüncü yabancı dillere ihtiyaç duyulmaktadır. Kültürel etkileşim için dil önemli bir araçtır. Küçük yaştan itibaren çocuklara yabancı bir dil öğretilmesi, ülkenin geleceği için önemlidir. Arapça, BM'nin kabul ettiği 6 resmi dilden biridir. Arapça'nın 22 ülkede yaklaşık 350 milyon nüfusun ana dil olarak konuştuğu ve son dönemde yaygın kullanılan diller arasına girdiği göz önüne alındığında, kararı gerekli, olumlu ve demokratik bir adım olarak nitelendiriyoruz."
Yabancı dilleri Bakanlar Kurulu belirler
Siyaset, Ekonomi ve Toplumsal Araştırmalar Vakfı (SETA) araştırmacısı ve Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zafer Çelik de Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) haftalık ders çizelgesinde yabancı dil dersi tanımlamasının bulunduğunu söyledi.
Okullarda öğretilecek yabancı dillerin ilgili kanuna göre Bakanlar Kurulu tarafından belirlendiğine dikkati çeken Çelik, şunları dile getirdi:
"2010'da Bakanlar Kurulu tarafından alınan kararla Arapça da yabancı dil dersi olarak öğretilebilecektir. İlaveten 2012'de ilkokul haftalık ders çizelgesinde yabancı dil dersinin okutulacağı kademe, 4'üncü sınıftan 2'nci sınıfa indirilmiştir. Genelde İngilizce seçildiğinden dersin adı İngilizce olarak düşünülmektedir ancak ders, yabancı dil dersidir.
Bu kapsamda Bakanlar Kurulu tarafından belirlenmiş Fransızca, İspanyolca, Japonca, Çince gibi tanımlanan 9 dilden biri öğretilebilir."
Çelik, hangi dilin seçileceği konusunda öğrencilerin talebi kadar ilgili dil öğretmeninin bulunup bulunmadığının da önem taşıdığını anlatarak, Arapça dersini sadece Arapça Öğretmenliği, Arapça Dili ve Edebiyatı gibi bölümlerden mezun olanların verebileceği bilgisini paylaştı.
Bu anlamda MEB'deki Arapça öğretmeni sayısının diğer dillere göre daha az olduğuna, tercih edilse dahi birçok okulda öğretmen eksikliği nedeniyle Arapça dersinin verilemeyeceğine işaret eden Çelik, dersle ilgili "öğrencilere zorunlu seçtirileceği" eleştirilerinin anlamsız olduğunu vurguladı.
MEB tarafından Arapça ile ilgili düzenlemenin son derece hukuki bir zeminde yürütüldüğünü vurgulayan Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlgili kararlar 5 ve 3 yıl önce alınmıştır. Bugünün kararları değildir. Bugün tartışılmasının nedenini anlayamadım. Dersin eklenmesi son derece demokratik bir süreçtir. Ders seçiminde baskı olacağı iddiası ise yine boş ve anlamsız bir ifadedir çünkü benzer ifadeler 4+4+4 sonrasında dile getirilmişti ancak ertesi yıl en çok hangi derslerin seçildiğine bakıldığında Kuran ya da Hz. Muhammed'in Hayatı derslerinin bunlar arasında olmadığı, matematik ve yabancı dil derslerinin en çok seçilen dersler olduğu görülmüştü.
Geçen zamanda Kuran ve Hazreti Muhammed'in Hayatı derslerini seçen öğrenci sayısı da azalmıştır. Bundan dolayı baskı olmadığı da görülmüştür. Bu süreçte de beklemiyorum."
"Zorla seçtirebileceği iddiaları gerçekçi değil"
Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi ve eğitim uzmanı Yrd. Doç. Dr. Bekir Gür de ilkokullarda Arapça dersinin zorla seçtirilebileceği şeklindeki spekülasyonları gerçekçi bulmadığını söyledi.
Geçmişte de aynı iddiaların başka seçmeli dersler için gündeme geldiğini ancak bunların doğru çıkmadığına dikkati çeken Gür, şu değerlendirmede bulundu:
"MEB'in Arapça dersini ilkokul 2. sınıftan itibaren seçmeli ders olarak sunacak olması, çocuklarının bu dersi almasını isteyen velilerin taleplerini karşılama potansiyeli taşıması açısından olumlu ve demokratik bir karar. İngilizce, Almanca veya Fransızca'dan rahatsız olmayıp, Arapça'nın seçmeli ders yapılmasından rahatsız olanlar, kendi kültürel kodlarından alabildiğine uzaklaşmış ve tam anlamıyla bir 'garpzede' olarak karşımıza çıkmaktadırlar.
Bu çerçeveden bakıldığında, Kürtçe ve Farsça gibi derslerin de seçmeli sunulmasında fayda var."
Gür, dil eğitiminin erken yaşta iyi şekilde verilmesinin sadece müfredat meselesi olmadığına işaret ederek, özellikle çocuklara yönelik yabancı dil öğretimi konusunda nitelikli öğretmen istihdamının, herhangi bir müfredatın başarılı şekilde sunulması açısından önem taşıdığını anlattı.
MEB'in bu konudaki eksikliklerini tespit etmesi ve telafi yönünde adım atması gerektiğini dile getiren Gür, "Bu tür yeni adımlarda önce pilot çalışmalarla uygulamalar izlenmeli, ilk uygulamaların başarı ve başarısızlığına göre daha geniş ölçeklerde uygulama kararı alınmalıdır. Aksi halde zaten başarısız görülen yabancı dil eğitimimiz, öyle görülmeye devam edilir" ifadelerini kullandı.
Kaynak: Diyarbakır Söz