Bu dönemde adayların ders çalışmayı bırakmak, seneye yeniden sınava hazırlanmak gibi düşünceleri dile getirmeye başladığını söyleyen Acet, bu durumun birçok nedeni olduğunu ifade etti ve şöyle konuştu:
“İlk aylar hatta yıllara yayılan, yoğun ve yorucu sınava hazırlık sürecinde yaşanan yıpranmışlık; diğeri belirtilerini yaşadığımız ancak anlamlandırmakta ve tedbirlerini almakta zorlandığımız bahar sendromu ya da rehaveti bu durumun sebepleri arasında gösterilebilir. Her iki durumun yarattığı ortak sonuç; olumsuz davranışlardaki artış, kendini güvende hissedememe, eforlu işler ve çalışmalarda odaklanamama ve sonucunda başarı duygusunun zedelenmesi ve özgüvenin kaybedilmesidir. Böylesi bir durum LYS’lere yaklaşık 1 ay kalmışken hiç yaşamak istemeyeceğimiz bir durumdur. Çünkü girilen dönem daha fazla sorumluluk almak gereken, hedeflenen sonuçlara ulaşma yolunda daha heyecanlı, istekli ve çalışmak gereken bir dönem"
YORGUNLUK VE BAHAR REHAVETİYLE BAŞA ÇIKMANIN YOLLARI
LYS’de son dönemece girerken adayların hem enerjisinin düştüğünü hissettikleri durumları hem de bahar aylarının yaşattığı bedensel ve zihinsel değişimleri doğru tespit etmek gerektiğini kaydeden Murat Acet, bu durumla başa çıkabilmek adına öğrencilere şu tavsiyelerde bulundu:
“Sınav sürecinin tamamı için geçerli olan ancak en çok bu dönemde ihtiyacımız olan temel duygu durumu soğukkanlı olmaktır. Çünkü içinde bulunduğumuz zihinsel-fiziksel ve duygusal durumumuzu ancak sakin kalarak anlayabilir ve tespit edebiliriz. Yorgunluğunuzun nedenleri, ölçüsü, ne kadar dinlenmeniz gerektiği, sizi nelerin rahatlattığı gibi bilgilere ve sınava yeniden olumlu duygularla hazırlanabileceğiniz düşüncesine ancak biraz kendinizi dinleyerek ve doğru soruları sorarak ulaşabilirsiniz. Kariyerinizi planlamak adına hedefler koyduğunuz, çok istediğiniz ve şevkle çalışmaya başladığınız günleri düşünün. Elde edeceğiniz sonucun sizi ne kadar mutlu edeceğini siz biliyorsunuz. O halde kararlılıkla çalışmaya devam etmek için küçük düzenlemeler yapın. Öğretmenleriniz bu konuda en iyi yardımcınız olacaktır. Fiziksel olarak kendinizi iyi hissediyor oluşunuz duygu ve düşüncelerinize yansıyacaktır. Aşırı yükleme ve yorgunluk yaratacak çalışma ve etkinliklerden bir süre uzak durarak aktif dinlenmeye geçin. Bu durumunuzu dengeli beslenme, güne güzel bir kahvaltı ile başlama ve düzenli uyku gibi davranışlar ile desteklerseniz emin olun yaşam enerjinizi doğru ve hedefe yönelik kullanmış olacaksınız. Sınava hazırlık sürecinin çeşitli bilgileri edinme ve kullanma becerisi kadar psikolojik bir hazırlık olduğunu hiç aklınızdan çıkarmayın. Yakınmaktan, başaramayacağınızı düşünmekten ve sürekli hatalarınızı görmekten vazgeçin. Emek verdiğinizden ve elinizden gelenin en iyisini yapacağınızdan emin olun. Bu süreçte size olumsuz duygular yaşatacak ortamlardan, kişilerden uzak durun. Hepsinden önemlisi kendi düşünceleriniz ve kullandığınız dil olumlu olsun. Tüm bunları yaparken yaşamınızı sadeleştirin, ancak rutine düşmeyin. Arada kendinize küçük ödüller ve molalar vererek moral depolayın. Bu uzun süredir görmediğiniz bir arkadaş ziyareti, bir konser ya da film, bir müze ziyareti, bir hafta sonu seyahati olabilir."
AİLELERE DÜŞEN KOŞULSUZ DESTEK
Bu süreçte ailelere de düşen sorumluluklar olduğunu belirten Acet, "Sınav sürecinin yorgunluğunu ve bahar aylarının yaratacağı olumsuz süreçleri ortadan kaldırarak birlikte başarabilmek için ailelere de büyük sorumluluklar düşüyor. ‘Şimdi sırası mı?, Şunun şurasında sınava ne kadar kaldı?’ ile başlayan cümleler bu dönemde beklenenin aksi sonuçlar doğurabilir. Bu nedenle çocuklara koşulsuz destek vermek, başarıya giden yolda uygun koşulları yaratabilmek ve onları teşvik edici bir rol üstlenmek çok önemli" diye konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz