"Çocuklarınızın tatilin verdiği rahatlıktan sıyrılıp hemen derslere odaklanmalarını ve yoğun bir çalışma temposuna girmelerini beklemek gerçekçi olmayacaktır. Bunun yerine yavaş yavaş çalışma temposunu arttırmalarını beklemek çocuklar için daha uygulanabilir olacaktır" diyen Yrd. Doç Dr. Berna Güloğlu, şu önerilerde bulundu:
OKULLAR AÇILIRKEN
"Okulların açılmasından birkaç gün önce çocuklarınıza okulun açılışına dair duygularını sorun. Okulun tekrardan başlıyor olmasına karşı olumsuz da olsa tüm duygularını ifade etmesine olanak sağlayın. Tatil sonrasında işe dönerken sizin yaşadığınız duyguları onlarla paylaşın. Duygularından bahsederken çocuğunuzu dikkatle dinleyin ve tüm duygularını olduğu gibi kabul edin. Çocuğunuzun duygularını kabul etmeniz ona sorumluluklarını hatırlatmayacağınız anlamına gelmez. Okulların açılması ile birlikte sorumluluklarının neler olduğu konusunda çocuğunuzla konuşun. Öncelikle ona sorun. Çocuğunuzun bu sorumlulukların ne kadar farkında olup olmadığını görün. Farkında olduğu sorumlulukları için ona teşekkür edin. Farkında olmadıklarını da hatırlatın. Çocuğunuzun ders çalışmasını sağlayacak olan öğrenme ve keşfetme istek ve arzusu gibi içsel motivasyon kaynakları oluşturmasına yardımcı olun. Tatilin yarattığı rahatlıktan çıkmak hem siz hem de çocuğunuz için zor olacak. Bu nedenle okul günü gelmeden 3 gün önce uyku saatlerini geriye çekin. Çocuğunuzdan "Okula gitmek istemiyorum" cümlesini duyduğunuzda, yumuşak ama kesin ve net bir dille okula gitmesi gerektiğini belirtin. Net olmanız son derece önemlidir. Okul gününe sakin başlamak önemlidir. Çocuğunuzu öperek, şarkı söyleyerek, dans ederek kaldırın. Unutmayın, siz neye önem verirseniz, çocuğunuz da ona önem verecektir. Öğrenmeyi seven çocuk başarılı da olacaktır. Çocuklarınıza başarılı olma arzusunu değil, öğrenme arzusunu aşılayın."
Kaynak: Diyarbakır Söz