Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, MEB Başöğretmen Konferans Salonu'nda düzenlenen törende yaptığı konuşmada, gençleri geleceğe yetiştirebilmek için her türlü imkanı sağlamaya çalıştıklarını, çocukları ve gençleri olası tehlikelere karşı korumak amacıyla tüm imkanlarını seferber ettiklerini söyledi.
Bir taraftan da öğrencilerin akademik becerilerini geliştirmeye yönelik çalıştıklarını anlatan Bakan Özer, "Ama 21. yüzyılda yeni tehditlerle karşı karşıya olduğumuzun da farkındayız. 21. yüzyıl, özgürlükler yüzyılı olarak varsayılsa ve iddia edilse de aslında bağımlılıkların çok fazla arttığı bir yüzyılla karşı karşıyayız." dedi.
Eğitim literatüründe yaygın kullanılan matematik, fen ve dil okuryazarlığına dijital okuryazarlığı, medya okuryazarlığı gibi yeni okuryazarlıkların eklenmeye başladığına dikkati çeken Mahmut Özer, bir taraftan hayatı kolaylaştıran teknolojinin aynı zamanda farklı davranışlar da üretmeye başladığını dile getirdi.
İnternetin en fazla eğitim alanını etkilediğini belirten Özer, "Biliyoruz ki Batı medeniyeti hiçbir şeyi bedavaya vermez. Burada da o bilgiye erişimin bir maliyeti vardır ve o maliyet de bağımlılık olarak kendini ortaya koyar." diye konuştu.
Bunun farkında olunması gerektiğine işaret eden Özer, Batı literatüründe bu konunun çok yaygın tartışıldığını, Türkiye'de ise bu konuda derinlemesine araştırmaların olmadığını söyledi.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, dijital platformdan uzak durmanın mümkün olmadığının altını çizerek, şunları kaydetti:
"Dijital platformların sunduğu imkanların hepsini eğitim sistemimizin içerisine dahil etmemiz gerekiyor. Zaten Kovid-19 salgınında da başvurulan yöntemlerden biri, mesafeleri ortadan kaldıran dijital platformlar oldu ama bunun yanında getirdiği maliyetleri de göz önünde bulundurarak, özellikle bu maliyetlere hazırlıklı olmayan genç yaştaki çocuklarımızı, neye maruz kaldıklarının farkındalığıyla yetiştirmek en büyük sorumluluğumuzdur çünkü yeni medya, sosyal medya, diğer platformlar, kendilerine sürekli bağlanılmasını talep ediyor. Yani sürekli on-line olmanızı talep ediyor, istiyor. Dikkat ederseniz medyadaki teknolojik dönüşümlere, artık ekran terk etmek diye bir şey yok. Bunlar tesadüfi şekilde yapılan şeyler değil, aksine bilinçli bir şekilde psikoloğundan sosyoloğuna kadar tüm bilim disiplinlerinin ortak şekilde ürettiği şeyler."
- "Tüm kavgalar, savaşlar, PR çalışmaları, sosyal medya üzerinden yapılıyor"
Özer, çevre ülkelere de bakıldığında internet üzerinden ne gibi manipülasyonların yapıldığının görüleceğini söyledi.
"Tüm kavgalar, savaşlar, PR çalışmaları, sosyal medya üzerinden yapılıyor." diyen Özer, şunları dile getirdi:
"Hem kullanışlı bir enstrüman, aynı zamanda da dezenformasyonun da çok yaygın şekilde günlük yaşantımıza girdiği bir döneme tanıklık ediyoruz. Medya platformları sürekli kendine bağımlı, bağlantılı şekilde yaşantımızı sürdürmemizi istediği için sürekli bilgi bombardımanına maruz bırakıyor. Bu, gençlerin davranışlarını da değiştiriyor, sadece tercihlerini, karar mekanizmalarını etkilemiyor, bireyler giderek yalnızlaşmaya ve haz alanını, meşruiyet alanını da sanal ortamda tesis etmeye başlıyor."
Özellikle sosyal medya platformlarında dışlanmama refleksi, kabul edilme, akredite olma dinamiğinin çok aktif kullanıldığını söyleyen Bakan Mahmut Özer, "Önce bireyler yalnızlaştırılıyor, sonra haz, sanal bir ortamda oluşturuluyor ve sonrasında da artık kararları, davranışları, günlük yaşam ritüelleri değişen bir insan profili ortaya çıkmaya başlıyor. Sabır değeri unutuluyor." değerlendirmesinde bulundu.
Bu konuların kapsamlı şekilde, sadece eğitim boyutuyla değil, ekonomi, sosyoloji ve psikoloji boyutuyla masaya yatırılması, sürekli gündemde tutulması gerektiğini vurgulayan Özer, "Çocuk ve gençlerimizi bilginin, haberin doğruluğunun farkındalığı içinde yetiştirmemiz, gençlerimizi gelecekteki savrulmalara, meydan okumalara karşı çok daha dirençli kılacaktır." dedi.
Milli Eğitim Bakanı Mahmut Özer, medya okuryazarlığının artırılmasına yönelik yapılacak bu iş birliğini geleceğin güçlü Türkiye'sini inşa edecek gençlerin, sosyal medya üzerinden gelecek saldırılara çok daha dirençli, farkındalığı artırılmış bir nesil olmalarını sağlaması açısından kıymetli bulduğunu dile getirerek, protokolle konunun sadece 7. ve 8. sınıflarda seçmeli derslere değil, diğer derslerin içeriklerine de dahil edileceğini bildirdi.
- "Çocukların medya karşısında olası tehlikelerden haberdar edilmesi için çalışmalar yaptık"
RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin de çocukların medya karşısında olası tehlikelerden haberdar edilmesi için çok değişik mecra ve alanlarda çalışmalar yürüttüklerini söyledi.
Bu kapsamda medya okuryazarlığı protokolünün yenileneceğini ve daha geniş kapsamlı uygulanmasının sağlanacağını anlatan Şahin, "Sadece dijital medya okuryazarlığı değil, çocukların dijital bağımlılıktan uzak durmaları, ailelerin bilinçli birer medya tüketici olabilmeleri ve çocukların bilinçli medya tüketicisi olarak geleceğe yön vermeleri açısından önem taşıyan protokolün imzalanması için buradayız." diye konuştu.
Konuşmaların ardından protokol, Milli Eğitim Bakan Yardımcısı Petek Aşkar ve RTÜK Başkanı Ebubekir Şahin tarafından imzalandı.
- Protokol ne getiriyor?
Bakanlıktan edinilen bilgiye göre, protokol kapsamında öğrenci, öğretmen, yönetici ve velilere dönük medya okuryazarlığı, siber güvenlik ve teknoloji bağımlılığını önlemeye yönelik seminer, konferans, kongre, sempozyum, söyleşi, panel, çalıştay, eğitim, yarışma ve etkinlikler düzenlenecek.
Tüm eğitim kademelerinde medya okuryazarlığı bilincini geliştirmek amacıyla diğer derslerin öğretim programlarında medya okuryazarlığı konusuyla ilişkilendirilebilecek kazanımlara yönelik materyal hazırlanacak, ilköğretim 7. ve 8. sınıflarında seçmeli ders olarak okutulan Medya Okuryazarlığı Dersi Öğretim Programı güncellenecek, EBA ve ÖBA dijital platformlarında yayımlanmak üzere dijital materyaller hazırlanacak.
Kaynak: Diyarbakır Söz