Abakay'ın (52) ilkokulda hikaye ve romanla başlayan okuma merakı zamanla Diyarbakır'ın tarih, kültür ve medeniyetini öğrenmeye duyduğu ilgiye dönüştü.
Kimi zaman çöpte bulduğu kitapları toplayan kimi zaman da kese kağıdı gibi kullanılan kitap sayfalarının nereden temin edildiğinin izini dedektif gibi süren Abakay, sahaflardan satın aldığı kitapların yanı sıra resmi kurum ve kuruluşların yayınlarını da evinde muhafaza ediyor.
Kitap sayısı yaklaşık 45 bine ulaşınca 4 odalı ev yetersiz kaldığı için 5 odalı eve taşınan, günde 8 saatini kitaplara ayıran bibliyoman Abakay, kitap biriktirmeye devam ediyor.
- "Kitapları çocuklarım gibi sevmeye başladım"
Abakay, kitap merakının çocukluk yıllarında sigara sarılan kağıtları, üzerindeki Arapça yazılardan dolayı yere atılmaması için toplamakla başladığını belirterek, ilkokulda harçlıklarını biriktirerek aldığı Kemalettin Tuğcu romanlarıyla kitaplık oluşturduğunu, daha sonra da hiç bir kitabını atmama kararı aldığını söyledi.
İlkokulda harçlıkları ile üniversite yıllarında da burs ve öğrenci kredisi ile kitap aldığını ifade eden Abakay, kitap okumaktan duyduğu mutluluğu dile getirdi.
Abakay, Diyarbakır'ın tarihini, kültürünü anlatan kitaplara büyük ilgi duyduğunu anlatarak, "15-16 yaşlarında yazmaya başladım. Gazetelerde yazılarım çıktı. Birkaç ödül de aldım." dedi.
"Kitaplar, kalabalıklarda yalnızlık çeken insanların sığındığı bir liman. 45 bin civarında kitabım var. Kitapları çocuklarım gibi sevmeye başladım." diyen Abakay, şöyle devam etti:
"Diyarbakır'da yayınlanan gazetelerin 58'inin ya koleksiyonu ya da münferit şekilde arşivi var. Diyarbakır’da yayınlanan 258 dergiden bazıları tek sayı bazıları koleksiyon olarak var. Diyarbakır ile ilgili 60 bin civarında fotoğraf da çektim. Değişik bültenler ile para koleksiyonum ve bin 500 civarında plağım var. El yazmalarına da merak duyuyorum. Bir miktar el yazmaya da sahibim. Osmanlı döneminde yayınlanan önemli kitapları İstanbul ve Ankara'daki sahafları dolaşarak temin ediyorum."
- "Basımı tükenmiş kitabı yok olmaktan kurtardım"
Yerde gördüğü kağıt parçalarının izini sürerek, bu sayede birçok kıymetli kitaba ulaştığını aktaran Abakay, bu serüvende ilginç şeyler de yaşadığını kaydetti.
"Kuruyemiş satan bir yerde Diyarbakır ile ilgili mükemmel bir kitap çereze külah olmuştu. 'Kitabı alabilir miyim?' dediğimde alabileceğim söylendi. Fiyatını sorunca, 'Para vermene gerek yok, biz de çok var.' dediler. Oradaki kitapları satın aldım. 25 civarında Cumhuriyetin ilk yıllarında yayınlanan basımı tükenmiş kitabı yok olmaktan kurtardım. Bir de teşekkür ettiler. Ama sevincimi dışa vuramadım. Dışa vurduğum an kitapların değerli olduğunu anlayacaktı."
Kütüphanesine eklediği kitapların sayısı arttıkça yer sorunu yaşamaya başladığını, bundan dolayı önce 4 odalı daha sonra 5 odalı eve taşınmak zorunda kaldığını ifade eden Abakay, günde 6 saatini uykuya, 5 saatini işe, 8 saatini de kitaplara ayırdığını belirtti.
Abakay, kitap merakı nedeniyle evliliğinin ilk yıllarında eşi ile bazı tatsızlıklar yaşadıklarını anlatarak, "30 yıllık evlilikten sonra ister istemez o sıkıntıları atlattık. Çünkü meyvesini manevi olarak aldık." şeklinde konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz