DİYARBAKIR/MUŞ-Bu yıl 2 milyondan fazla adayın gireceği üniversite sınavının yeni sistemi ortaya çıktı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yekta Saraç, üniversiteye giriş sistemine ilişkin yeni düzenlemeleri açıkladı.
Sınavın adı ‘Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı (YKS)’ oldu. Sınav bir hafta sonunda, iki oturumda yapılacak. Sınavda 80 soru sorulacak. Ön lisans için baraj 150, lisans için ise 180 olacak. 200 ve üzeri alanların puanı ertesi yıl da geçerli olacak. Puan türleri ise 18'den 5' indirildi. Yeni sistem bu yıl uygulanacak.
"Yeni sistem olumsuz sonuçlar doğurabilir"
Eğitimci Tarık Yılmaz, eğitim siteminin sık sık ve ani olarak değişmesinin hem velileri hem öğrencileri hem de eğitimcileri olumsuz yönde etkilediğini ifade ederken, öğrenciler ise eski siteme geri dönülmesini istedi.
"Yeni sistemden memnun değiliz, eski sisteme geri dönülsün"
Yeni sisteme geçilmesinin kendileri için kötü olduğunu söyleyen öğrencilerden Faruk Arslanhan, "Matematikte özellikle 80 soru çoktur. Daha önce sayısala çalıştık şimdi de Türkçe'ye çalışacağız. Sayısalı seçecektik artık seçmeyeceğiz. Bu yeni sistemden hiç memnun değiliz eski sisteme geri dönülsün." dedi.
"Matematikte 80 soru bize ağır geliyor"
Eşit ağırlıkçı olduğu için 3 senedir tarih çalıştığını belirten lise son sınıf öğrencisi İbrahim Barak ise değiştirilen yeni sisteme tepkisini şu şekilde dile getirdi: "Ben eski sistem taraftarıyım. 3 senedir eşit ağırlıkçıyım ve tarihe çalışıyorum. Şuna bizim bölümde tarih kalktı, matematik ve ileri matematik var. Bizim imkânlar zaten kısıtlı, matematiği tam çözemezken ileri matematik çıktı. Matematikte 80 soru bize ağır geliyor. Türkçe'de de mantığa dayalı söz konusuymuş oda biraz sıkıntılı; bunu kınıyoruz. Eski sistemin taraftarıyız. Sınavın haziranda yapılması güzel oldu ama LGS-LYS tek sınav haline getirilmesi sıkıntı olur."
"Öğrenciler için bir handikaptır"
Eğitimci Tarık Yılmaz da eğitim sisteminin sürekli değişmesinin eğitimcileri, öğrencileri ve velileri olumsuz yönde etkilediğine dikkat çekti.
Yılmaz, "Milli Eğitim Bakanlığı ve Yüksek Eğitim Kurumu hem TEOG’da hem de üniversite sınavlarında girişte bir takım değişiklere gitme zorunda kaldığı zaman eğitimin paydaşlarıyla bir araya gelip bu konuları uzun uzadıya konuşup bununla ilgili daha uzun süre değişmeyecek bir takım sistemler ve modeller bulmak zorundadır. Üniversite sınavıyla ilgili dün yapılan değişiklik açıklamaları sınavın bir güne indirilmiş olması sabah oturumu ve öğleden sonra şeklinde bir oturum ve zamanın haziran gibi olması son sınıf öğrencilerinin okula devamı noktasında olumlu bir gelişmedir. Önceki sistem de mart ayında yapılan sınav öğrencilerin tamamıyla dönem sonuna kadar daha uzun bir süre sınav stresi yaşamasına sebep oluyordu. Ama sabah oturumunda sadece Türkçe ve matematiğin olması ve bunun da ağırlığının yüzde 40 olması sözel yapabilecek olan öğrenciler için bir handikaba sebep olmaktadır." dedi.
"Öğrencilerin kaygısı matematik"
Sınava girecek öğrencilerin özellikle matematikle ilgili kaygıları taşıdığını belirten Yılmaz, "Matematik yapmadan da birçok öğrencimiz üniversiteyi istediği bölümde okuyabiliyordu. Sosyal Bilimler, Tarih ve Coğrafyanın olmaması bu da öğrenciler arasında bu dersin öneminin artık gittikçe azalacağı yönde bir algı oluşturmaktadır. Hem sabah oturumu hem öğleden sonra oturum olabileceği ihtimali şu anda öğrenciler için hem sabah oturumu hem de öğleden sonra gibi uzun bir zaman diliminde sınav olma stresi yine oluşturacaktır. Aynı zamanda sürenin ne kadar olacağı, kat sayıların değişip değişmeyeceği, orta öğretim başarı puanının bu sınavlarda ne kadar etkili olacağıyla ilgili belirsizlik durumunu korumaktadır. Bunlar yine hem öğrenciler hem eğitimciler arasında dünden beri tartışılan konular olarak öne çıkmaktadır. Konu dağılımın acilen belli olması gerekiyor. Okul müfredatından sorulan çıkacağı önemli bir konudur. Bu öğrenciler yönünden olumlu bir gelişmedir. Ama özellikle sözel sınava girecek öğrenciler matematikle ilgili kaygılar taşımaktadırlar." diye konuştu.
"Eğitim sisteminin sık sık ani değişmesi herkesi olumsuz etkiliyor"
Eğitimci Yılmaz, sözlerine şöyle devam etti: "Bu sistem tamamıyla Fen Lisesi veya daha üst derece puanla öğrenci alan Anadolu Lisesi öğrencilerinin daha da öne çıkacağı ve zamanla meslek lisesine ve İmam hatip lisesine giden öğrenci ve velilerini kaygılandıracaktır. Bu da öğrencilerimizin bu okullardan daha da uzak kalmasına ve daha da soğuk davranmasına neden olma ihtimali olabilecek olarak göz önünde bulundurmaktadır. Olması gereken bir takım sınav değişikliklerinin daha uzun bir zaman ve daha çok bir paydaşla oturup konuşulması, Üniversiteye öğrenci yetiştiren liselerdeki çalışanlarımızdan ve velilerimizden görüş alınması ve üniversitelerdeki akademik hocalarımızın bir araya gelmesi ve bu bir bütün olarak ve daha uzun bir zaman içinde değerlendirilip bir karara bağlanmasıdır. Ani olması ve sık sık değişmesi hem öğrencileri hem eğitimcileri hem de velileri olumsuz yönde etkilemektedir."
"TEOG şokunu yaşamıştık, bu artçı şok oldu"
Çocuğu üniversite sınavına hazırlanan eğitimci Deniz Kılınç, eğitimde sürekliliğin şart olduğunu, süreklilik olmadığı zaman öğrenci ve öğretmenlerin adapte olamadığına dikkat çekti.
Kılınç, "Sistemin bir anda değişmesi hem öğrenciler hem öğretmenler hem veliler açısından şok etkisi yarattı. Bundan önce zaten TEOG şokunu yaşamıştık, bu artçı şok oldu. Artık sisteme yetişemiyoruz. Öğrenci, veli yetişemiyor. Bir sistem yerleştiği zaman bir kural olmalı. O sistem en az 10 yıl geçerli olması gerekir hem öğretmen hem öğrenci önünü görsün ki sistemli bir şekilde çalışsın. Çünkü eğitimde süreklilik şarttır. Eğer eğitimde süreklilik olmasa ne öğrenci adapte olur ne öğretmen adapte olur. Nasıl olsa birkaç yıl sonra yeni bir sistem daha gelecek. Konuya adapte oluncaya kadar başka bir sistem geliyor. Maalesef eğitim sistemimiz bu şekilde. Düşünün çocuk ben sayısalcıyım diyordu şimdi artık kendini eşit ağırlığa adapte ediyor. Lise 11’inci sınıfa giden çocuğum var, lise mezunu çocuklarım var şuan da ne yapacaklarını bilmiyorlar. 11’inci sınıfa giden çocuğum ‘acaba gelecek sene sistem tekrar değişe bilir mi?’ diyor o bile bu endişe içerisindedir." dedi.
"Düzenli bir sistem istiyoruz"
Düzenli bir sistemin getirilmesi gerektiğini belirten velilerden Tülay Doğan da "Çocuğum 9’uncu sınıfa gidiyor. Çocuklarımız için hangisi uygun, hangisi güzelse o olsun. Biz çocuklarımızın okumasını istiyoruz. Bu sistemler her gün ayrı bir şey oluyor. Öğrenciler, veliler, öğretmenler zorlanıyor. Her gün yeni sistem nasıl olacak biz de bilmiyoruz. Çocuklarımız için düzenli bir sistem istiyoruz. Çocuklarımızın eğitimi heba olmasın. Sistem, bizlerin de öğretmenlerin de herkes de yararına olsun." ifadelerini kullandı. ( İLKHA)
Kaynak: Diyarbakır Söz