Namık Kemal Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi öğrencilerinin hazırladığı ve "Hoşgörü" temasının yer aldığı proje, Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK) Ortaöğretim Proje Yarışmasında finale kalarak, 2-6 Mayıs'ta Ankara'da düzenlenecek final yarışmasına katılmaya hak kazandı.
Diyarbakır'ın hoşgörü kenti olarak anılmasının hedeflendiği projede, kin, nefret, öfke ve şiddetin yerini hoşgörünün alması gerektiğine vurgu yapılıyor.
Proje danışmanı öğretmen Yılmaz Ayaz, Ankara'daki final yarışmasında öğrencilerinin başarılı olmasını istediğini belirtti.
TÜBİTAK'ın yarışma duyurusunu aldıklarında bu karışık ortam içerisinde ilk akıllarına gelen konunun hoşgörü olduğunu anlatan Ayaz, "Kin ve nefret duygularını azaltmaya yönelik bir çalışma düşündük. Öğrencilerimiz böyle bir proje hazırladı." dedi.
Projede, insanların hoşgörüye bakış açısının yüksek olduğunun tespit edildiğini bildiren Ayaz, öğrencilerinin başarısına çok sevindiğini dile getirerek, "Diyarbakır ve hoşgörü denilince sanki birbirinden kopuk iki kavram gibi oluşan algıyı bu araştırmamız ile kırmaya çalıştık. Bu ön yargıları kırdığımıza inanıyoruz." ifadelerini kullandı.
- "Hoşgörü olduğu zaman insanlar arasında bu kadar sorun çıkmaz"
Projeyi hazırlayan öğrencilerden Simge Özay da Diyarbakır'ın hoşgörü şehri olarak anılmasını istediklerini söyledi. Kentte yaşanan olayların çok üzücü olduğunu aktaran Özay, hazırladıkları projeyle hoşgörü değerini ve eğilimini anlatmaya çalıştıklarını belirtti.
Özay, kin, nefret ve öfkenin yerini hoşgörünün almasını istediklerine değinerek, şöyle konuştu:
"Diyarbakır'ın hoşgörü memleketi olarak anılmasını hedefliyoruz. Hoşgörü olduğu zaman insanlar arasında bu kadar sorun çıkmaz, Diyarbakır'da bu kadar olay yaşanmazdı. Diyarbakır'a karşı bir ön yargı var. Biz bu ön yargının kırılması için bu projeyi hazırladık. Projemiz birinci oldu."
- "Hoşgörünün egemen olmasını diliyoruz"
Öğrencilerden Ahmet Ferhat Büyükdeniz ise atalarının hoşgörüyü kendilerine miras bıraktığına işaret ederek, ülkede her zamankinden daha fazla hoşgörüye ihtiyaç olduğunu vurguladı.
Hoşgörünün insanlara değer vermek, tahammül etmek, anlayış göstermek, alay etmemek ve ırkçılık yapmamak olduğunu söyledi.
Proje ile hoşgörüyü yeniden insanlara hatırlatmak istediklerine dikkati çeken Büyükdeniz, "Hoşgörü atalarımızdan gelen ve içimize işlemiş bir değerdir. Yaptığımız araştırmada şehrimizde hoşgörü seviyesinin yüksek olduğunu gördük. Araştırma sonucuna baktığımızda insanlarda hoşgörüye bir eğilimin olduğunu görüyoruz. Projemizde hoşgörünün nasıl gelişeceği ile ilgili öneriler üzerinde de durduk. Asırlardır Anadolu'da bir arada yaşamış farklı milletlerden insanlar var. Milletlerin farklılıklarından daha çok insanların ortak noktalarına dikkat edilmesini istiyoruz. Çünkü ortak noktalarımız daha fazla. Ortak noktalarını ön plana çıkartırsak hoşgörü seviyemiz artar. Hoşgörünün artması için etkinlikler yapılabilir." sözlerine yer verdi.
Kaynak: Diyarbakır Söz