Gürkan Avcı, “Öğrencilerimize serbest kıyafet dayatması yapmak ta baskıcı bir eğitim anlayışıdır. Biz demokratik bir eğitim sisteminden ve sivil, özgürlükçü uygulamalardan yanayız. Öğrencilerimiz isterse serbest kıyafetle isterse forma ve önlükle okula gelebilmelidir.” dedi.
“SERBEST KIYAFETİ DAYATMAK DEMOKRATİK DEĞİLDİR”
Özel okullarda velilerin yüzde 60’ının karar vermesi durumunda serbest kıyafet yahut forma uygulamasına devam edildiğini bu düzenlemenin devlet okullarını da kapsaması için yasal bir değişikliğe gidilmesi lazım geldiğini kaydeden Avcı, “Serbest kıyafet uygulaması devlet okulları için de zorunlu tutulmamalıdır. Formayı yahut serbest kıyafeti dayatmak eğitim psikolojisiyle ve pedagojik anlayışla uyuşmadığı gibi okullarda ve öğrencilerin zihninde monolitik bir kültür oluşturur. Öğrenci ve velilerimize tercih etme özgürlüğünün verilmesini, demokratik bir eğitim sisteminin gereği olarak görüyoruz.” diye konuştu.
“ÖĞRENCİLER ÖZGÜR, YA ÖĞRETMENLER”
Öğrencilere tanınan kıyafet özgürlüğünden öğretmenleri mahrum bırakmanın, öğretmenin rol model özelliği nedeniyle öğrencilerin zihin dünyasında sakıncalar oluşturabileceğini kaydeden Gürkan Avcı, “Milli Eğitim Bakanı Sayın Avcı’nın 30 yıl önce cunta gölgesinde çıkarılan kıyafet yönetmeliğini toptan kaldırmasını istiyoruz. Öğretmenlere ve öğrencilere kıyafet dayatmak veya tercihlerini sınırlamak, belirli bir giyim şekline zorlamak eğitim ve bilimin ruhuna aykırıdır. Özgür okul istiyoruz. Demokratik bir eğitim sistemi istiyoruz," açıklamasını yaptı.
“ZORUNLU ROTASYON YERİNE TEŞVİK VE TAZMİNAT ÖNERİYORUZ”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in, asker ve polis için her 3 yılda bir uygulanan rotasyonun tüm memurlara yaygınlaştırılmasıyla ilgili açıklamasına şartlı destek veren Gürkan Avcı, “Memur ve öğretmenlerimizin durduk yere huzur ve düzenlerini bozacak her türlü uygulamaya karşıyız. Doğu ve Güneydoğu başta olmak üzere kalkınmada öncelikli yerlerdeki öğretmen, memur ve tecrübeli kamu görevlisi ihtiyacını karşılamak için zorunlu bir rotasyon uygulaması dayatmak yerine bu bölgelerde çalışmayı teşvik eden yasal düzenlemelere gidilmesi daha sağlıklı ve doğru olur. Mahrumiyet bölgelerinde çalışanlara tazminat verilerek, becayiş uygulamaları yaparak bu bölgelerde çalışmak cazip hale getirilebilir ve özendirilebilir.” şeklinde konuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz