HABER MERKEZİ
Sosyal medyada yer alan 10 yaşındaki bir öğrencinin, öğretmeni tarafından uğradığı şiddet görüntüleri birçok kesimin büyük tepkisine neden oldu. Zaman zaman bu tip görüntüler basına da yansırken, öğretmenleri tarafından bu tür şiddete maruz kalan öğrencilerin yaşayacakları duygusal travmanın sonuçları hakkında Öğretim Üyesi Dr. Duygu Taşfiliz önemli değerlendirmelerde bulundu.
“ÇOCUĞUN AKADEMİK VE SOSYAL HAYATTA BAŞARISIZ OLMASINA NEDEN OLUR”
Dr. Duygu Taşfiliz, bu durumun çok üzücü ve kabul edilemez olduğunu dile getirerek, “Çocuklara ciddi fiziksel ve duygusal zaralar verir ve onların zihinsel sağlıklarını, psikososyal gelişimlerini ve akademik başarılarını olumsuz yönde etkileyebilir. Çocuğun, okula aidiyet hissini kaybetmesine akabinde de derslere ilgisizlik, akademik başarısızlık, arkadaş ilişkilerinde problemler yaşamasına sebep olabilir. Bu örnekte olduğu gibi 10 yaşında, savunmasız bir çocuğa kontrolsüz bir güçle uygulanan şiddetin boyutu ve sürekliği de çok daha ciddi problemlerin ortaya çıkmasına neden olabilir” dedi.
Dr. Duygu Taşfiliz, korku, öfke, endişe, utanç gibi olumsuz duyguların çok yoğun şekilde deneyimlenmesinin çocuklarda duygu durum bozuklukları ve travma sonrası stres bozuklukları gibi belirtilerin iyi gözlemlenmesi gerektiğine değindi. Bu belirtilerin kişiden kişiye değişebileceğine de işaret eden Dr. Duygu Taşfiliz, “Şiddete maruz kalan çocuklarda bu durumun ciddi bir bozukluğa dönüşmemesi sosyal destek, aile desteği ve profesyonellerin desteği ile önlenebilir. Ancak, bu gibi olumsuz deneyimlerin uzun süreli etkileri olacağını da söylemek gerek” diye konuştu.
ŞİDDETE EĞİLİM ARTAR
Maruz kalınan şiddetin önemli sonuçlarından bir diğeri de çocukların şiddete eğilimini arttırması olduğuna vurgulayan Dr. Duygu Taşfiliz, “Ebeveynler, öğretmenler gibi kendilerine model olması gereken yetişkinlerin şiddet davranışları, çocukların da istemedikleri durumlarda kendinden güzçsüz kişilere şiddet uygulayarak istediklerini elde edebilceklerini öğretir ve sorun çözme yöntemi olarak kendilerinin de şiddete başvurma eğilimleri artarabilir. Bu da ne yazık ki, toplumda şiddetin devamlılığını getiren önemli sebeplerden biri” değerlendirmelerinde bulundu.
“MESLEK İÇİ EĞİTİMLER ÇOK ÖNEMLİ”
Dr. Duygu Taşfiliz, çocuklarla çalışan ve çalışacak olan herkesin ciddi testlerden geçmesi ve eğitimlere tabi tutulması gerektiğini dile getirdi. “Şiddetin her türlüsünün uzun süreli ve kaçınılmaz etkilerinin farkında olunması için okullarda yöneticiler, öğretmenler ve diğer tüm çalışanlar dahil şiddete karşı duyarlılık ve farkındalık eğitimlerinin verilmesi önemli” diyen Dr. Duygu Taşfiliz, okullarda çocukların maruz kaldığı bu tür şiddetin nedenini araştırmak gerektiğini söyledi.
Dr. Duygu Taşfiliz, “Şiddet uygulayan kişiler davranış düzeltme, değiştirme adına bu tarz eylemlerde bulunuyorlarsa şiddetin davranış değiştirme üzerine etkilerinin bilincinde olmadıkları açıktır. Ancak bu tarz davranışların kabul gördüğü kültürel bir ortamda, bireylerin yaptıkları bu tarz eylemlerin doğru olduğuna dair inanışları da yüksek olabilir. Bu açıdan bakıldığında, sorunun sadece eğitim sistemi içinde sınırlı olmadığı daha yaygın şekilde toplumda şiddet kültürünü önleyici adımlar atılması gerektiği, toplumun en küçük birimi olan ailelerden başlanarak bu eğitimlerin yaygın olarak verilmesi ve kültürel olarak yanlış inanışların değiştirmesine çalışılmalıdır” dedi.
“ÇOCUKLAR EĞİTİMİN SİSTEMİ İÇİNDE DUYGU VE DAVRANIŞ DÜZENLEME GİBİ BECERİLERİ ÖĞRETMENLERİNDEN ALIYOR”
Dr. Duygu Taşfiliz sözlerine şöyle devam etti: “Çocuklar, eğitim sistemi içinde sadece bilgi öğrenmekle kalmıyor, duygu ve davranış düzenleme gibi birçok beceriyi de hem öğretmenler hem akranları ile ilişkileri sayesinde ediniyorlar. Kendi duygu düzenleme becerisi yeterli olmayan yetişkinlerin çocukları doğru yönlerdirmesi ve psikososyal açıdan olumlu yönde gelişmelerine katkı sunmaları beklenemez. Bu nedenle, sadece şiddetin sonuçları hakkında farkındalık sahibi olmak yeterli değil eğitim sistemi içinde görev olan yetişkinlerin, kendilerini düzenleme becerilerinin değerlendirmesi, gerekiyorsa desteklenmeleri önemlidir. Dolayısıyla, hem toplumda geniş etki yaratacak farkındalık eğitimleri düzenlemek hem de özellikle çocuklarla çalışacak personellerin işe alım süreçlerinde değerlendirmelerden geçmesi, çocuklarla çalışabilmek için gerekli becerileri kazanmaları için eğtim programlarına katılmaları bu tip olaylarla karşılaşmamamız için önleyici olabilir” diye konuştu.
YETİŞKİNLER ÇOCUKLARIN DUYGULARINI YENİDEN ETKİLEDİKLERİNİ BİLMELİ”
Çocukların en çok zaman geçirdikleri yetişkinler olarak aile bireyleri ve öğretmenlerin kendi davranışlarının model olarak çocukların davranışlarını derinden etkilediklerinin bilmelerinden fayda olduğunu hatırlatan Dr. Duygu Taşfiliz, şiddetin her türlüsünden kaçınmaları, şiddet kültürünün normalleşmemesi adına her türlü şiddet davranışının önlenmesi için karşılaştıkları şiddet olaylarına sessiz kalmamaları gerektiğinin altını çizdi. Ancak burada dikkat edilmesi gerekenin, ailenin ve diğer yetişkinlerin şiddete şiddet ile tepki vermesi olduğunu ifade etti. Dr. Duygu Taşfiliz, eğitimci ve ailelere şu tavsiyelerde bulundu:
“Özellikle, çocuklara öfke gibi olumsuz duyguları hissetmelerinin normal olduğunun ancak şiddete şiddet ile tepki vermemesi gerektiğin anlatılması, bu tür bir davranışın çözüm olmayacağını, aksine sorunu daha zorlaştıracağını belirtmek önemli. Aileler ve diğer yetişkinler şiddete maruz kalan çocukların güvende hissetmeleri için kendilerinin onların yanında olduklarını ve şiddetin her türünün kabul edilemez bir davranış olduğunun mesajını net bir şekilde verebilmeliler.”
“PSİKOLOJİK ŞİDDETİN DE YIKICI SONUÇLARI OLUR”
Son olarak, ailelerin fiziksel şiddet kadar psikolojik şiddetin de yıkıcı sonuçları olabileceğinin öncelikle farkında olmaları gerektiğini belirten Dr. Taşfiliz, psikolojik şiddetin kimi zaman diğer yetişkinler tarafından farkedilmesi daha zor olabileceğini söyledi. Bu durumunda anlaşılabilmesi için ne gibi belirtileri olabileceğine de açıklık getirdi. “Okulda başarısızlık, okula gitmekte isteksizlik, özgüven eksikliği, içe kapanma arkadaş ilişkilerinde problemler, dikkatini verememe, keyif aldığı şeylere karşı ilgi kaybı, huzursuzluk gibi belirtiler psikolojik şiddete maruz kalma durumunda ortaya çıkabilir. Ailelerin çocuklarıyla iletişim halinde olmaları, çocuklarını duygularını ifade etmeye teşvik etmeleri ve yaşadıkları olumsuz deneyimleri paylaşabilecekleri güvenli bir ortam yaratmaları son derece önemlidir” dedi.
Kaynak: Diyarbakır Söz