Bu yasak kabul edilemez

Eğitim Bir-Sen , Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni yayımladığı öğrencilerin kılık kıyafet yönetmeliğinde başörtüsünü sadece imam hatiplerle ve Kuran-ı Kerim dersi ile sınırlamasına tepki gösterdi.

Bu yasak kabul edilemez

Fırat AVCIL

DİYARBAKIR- Eğitim Bir-Sen , Milli Eğitim Bakanlığı’nın yeni yayımladığı öğrencilerin kılık kıyafet yönetmeliğinde başörtüsünü sadece imam hatiplerle ve Kuran-ı Kerim dersi ile sınırlamasını Ofis AZC Plaza önündeki kitlesel basın açıklamasıyla protesto etti.

Eğitim Bir-Sen Diyarbakır Şubesi Kadınlar Komisyonu Başkanı Zeynep Arslan,” Biz yasaklar kalksın derken yasağı meşrulaştıran bu yaklaşımı asla kabul etmiyoruz. Bakanlık bu defoyu tez elden ortadan kaldırmalı, ders merkezli hak kullanımı ayıbından bir an önce kurtulmalıdır.”şeklinde tepki gösterdi.

 Zeynep Arslan,özgürlük, eşitlik ve adaletin sürgün edildiği her yerde, acıya maruz kalanların en çok kadınlar ve çocuklar olduğuna dikkat çekerek, bütün kirli hesapların bu kesimi vurduğunu kaydetti.

                   

‘BAŞÖRTÜSÜ İNANCIMIZINB GEREĞİDİR’

 

Arslan,”Onlarca yıldır; din-siyaset, gelenek-modernlik, din-devlet gerilimlerinin kurbanı çoğu kez kadınlar olmuştur. Dün üniversiteye gittiğimizde bizi ikna odalarıyla karşılayanlar, bir kalbimizin, bir insanlık onurumuzun olduğunu düşünmeden ilkel öfkeleriyle bize diz çöktürmeye çalıştılar. Karanlık, kibirli güç odakları çıkarlarını korumak için zorunlu gördükleri çatışma için, inancımızın gereği olan başörtüsünü, daha derinlerde aklımızı, kalbimizi ve inancımızı kavgalarının ortasına atmaktan çekinmediler. “ dedi.

‘DEVLET BİZZAT AYRIMCILIK YAPIYOR’

 

“Devlet, kadının başını kapatarak TBMM’ye gelmesini, kamu hizmetinde görev almasını yasaklayarak bizzat kendisi kadına şiddet uyguluyor; ayrımcılık yapıyor ve ötekileştiriyor. “ diyen Arslan,üniversitede rektörlerin dönemsel lütuflarıyla haklarını kullanabilen kızlara başörtüleriyle kamuda görev yapmanın yasak olduğunu anımsattı. Arslan,şöyle devam etti :” Bu uygulama, had bildirmenin başka bir versiyonudur. Küresel aktör iddiasındaki iktidar bunu ne bize ne dünyaya ne de kendilerine izah edemez. Mevcut iktidar bu ayıptan kurtulmalı, toplum mühendisliği olan ‘kadınları inançlarını yaşama konusunda sınırlamaktan’ vazgeçmelidir. Anayasa’da bulunmayan bir yasak, iç tüzük, yönetmelik hatta genelge gibi Anayasa’ya uygun olması gereken düzenlemelerle var ediliyor. Anayasa’da korunan bir hak, yönetmeliklerle yok sayılıyor. “

‘SÖMÜRGECİ AYDIN VE OLİGARŞİ ANLAYIŞ’

 

Devletin artık, hala bürokratik oligarşinin mi yoksa milletin devleti mi olduğuna karar vermek zorunda olduğunu anlatan Arslan, bugüne kadar yaşadıklarının kendi toplumundaki hâkim inanç ve değer yargılarına yabancılaşmış sömürgeci aydın ve oligarşik bürokrasinin ortak projesi olduğunu dile getirerek, onların kendilerini hapsettikleri, sınırlarının ne olduğunu bilmedikleri birkaç kavram yüzünden toplumun daha fazla bölünmemesi ve sorunların çözülmesi gerektiğini ifade cetti. Arslan, şöyle konuştu :” Biz, içinde doğup büyüdüğümüz toplumdan farklı bir hayat yaşamıyoruz, burada kimliğimizi kazandık, bu ülkenin inançlarıyla büyütüldük ve bu ülkenin okullarında okuduk. Ancak bugüne kadar iktidar sahiplerinin başörtülü kadınları kabulleniş biçimi hep özürlü olmuştur. Gerek İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde din ve vicdan özgürlüğü kapsamında başörtüsü serbestisi açıkça ifade edildiği halde, bu pazarlık edilemez temel insan hakkı, bugüne kadar ‘hukuksuzların egemenliği’yle gasp edilmiştir. “

‘ÇAĞDIŞI YASAK DERHAL KALDIRILMALI’

Başörtüsünün bir özgürlük meselesi olduğunun altını çizen Arslan,bu çağdışı yasağın derhal kaldırılmasını talep ettiklerini söyledi. Arslan, “Milli Eğitim Bakanlığı yeni yayımladığı öğrencilerin kılık kıyafet yönetmeliğinde başörtüsünü sadece imam hatiplerle ve Kuran-ı Kerim dersi ile sınırlamıştır. Biz yasaklar kalksın derken yasağı meşrulaştıran bu yaklaşımı da asla kabul etmiyoruz. Bakanlık bu defoyu tez elden ortadan kaldırmalı, ders merkezli hak kullanımı ayıbından bir an önce kurtulmalıdır.

İktidarıyla, muhalefetiyle, sivil toplumuyla, kadınıyla, erkeğiyle hep birlikte el ele, omuz omuza bu çağdışı yasağı kaldırmalıyız. Başörtüsü politik hesaplaşmaların, pazarlıkların, suni ideolojik çatışmaların malzemesi değildir. Başörtüsü, inancının gereği olarak kadınların kimliğidir, kişiliğidir. Herkes kadına ait bu kimliğe ve kişiliğe insan olarak saygı duymak zorundadır. “ diye konuştu.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler