Anadilde eğitim seçmeli olamaz!

HDP: Anadilinde eğitim temel hakkıdır, seçmeli dersle giderilemez

Anadilde eğitim seçmeli olamaz!

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eğitim Politikaları Komisyonu ve Çocuk Komisyonu, 2022-2023 eğitim ve öğretim yılına dair parti Genel Merkezi’nde basın toplantısı düzenledi. Toplantıya HDP Eğitim Politikaları Komisyonu Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, Çocuk Komisyonu Eş Sözcüleri Nuray Türkmen ve Hüseyin Kaçmaz katıldı. Açıklamada, Koçyiğit, değerlendirmelerde bulundu. 

Koçyiğit, bugün 12 Eylül Askeri Darbesi’nin yıldönümü olduğunu hatırlatarak, söze başladı. Bugün de 12 Eylül Askeri Darbe zihniyetinin devam ettiğini dile getiren Koçyiğit, “Bu vesile ile 12 Eylül’de cezaevlerinde ve işkence tezgahlarında yaşamlarını yitirenleri saygıyla sevgiyle ve minnetle anarak başlamak istiyorum. 12 Eylül’ün yapılma koşullarına bakıldığında yükselen işçi sınıfı mücadelesi ve Kürt halkının eşitlik özgürlük mücadelesini bastırmak için yapıldığını ve en nihayetinde aslında Türkiye’de sermaye lehine, neo-liberal politikalar lehine bir dikensiz gül bahçesi yaratılmaya çalışıldığını biliyoruz” dedi.  

YENİ EĞİTİM-ÖĞRETİM YILI

Öncelikle, yeni eğitim-öğretim yılının tüm öğrenciler, eğitim emekçileri ve ebeveynler için, eğitim sürecini eşitlikçi, âdil ve bilimsel bir süreç olarak kurabilecekleri ve yürütebilecekleri, bu konuda aktif rol oynayabilecekleri bir yıl olmasını diliyoruz. Eğitimdeki eşitsizliklerin ne kadar derin olduğunu ortaya koymak gerekiyor. 

3 MİLYON ÇOCUK OKULLARA ERİŞEMİYOR

Anayasaya ve Milli Eğitim Temel Kanununa rağmen yalnızca zorunlu eğitim çağında olan 6-18 yaş arasındaki 3 milyon çocuğun okullara erişemediğini görüyoruz. Benzer şekilde yaklaşık 8 milyon çocuğun yer aldığı okul öncesi eğitim alanında her 100 çocuktan sadece 30 çocuğun okul öncesi eğitime eriştiği; 70 çocuğun ise okul öncesi eğitimin yine dışına atıldığı yapılan açıklamalarla bilinmektedir.  

DEZAVANTAJLI ÇOCUKLAR EĞİTİMDEN DIŞLANIYOR

Yine gittikçe niteliğini kaybeden hem nitelikli öğretmenlerin tasfiyesini önüne koyan, özelleştirmenin önünü açan ve eğitimi piyasaya açık hale getiren eğitim sisteminin en temel özelliklerinden biri de hali hazırda 2022 yılında da sınav sisteminden vazgeçmemiş olmasıdır. Aslında devlet okulları açısından da hiç iç açıcı bir tablo olmadığını ifade etmek gerekiyor. Okullar açılınca velilerin eline tutuşturulan ihtiyaç listeleri, her öğrenci için bin lirayı tutan okul malzemelerin kendisi artan ekonomik kriz nedeniyle mevcut durumda velilerin karşılayamayacağı bir durum olduğunu ifade etmek gerekiyor. 

EĞİTİM ÖNÜNDE ENGELLER VAR

Devlet okulları açısından yeterli personel istihdam edilmediği, hijyen koşullarının sağlanmadığı bu nedenle okul idarelerinin velilerden para toplamak zorunda kaldığını biliyoruz. Bunun sonucunda da parayı veren sınıflarla parayı vermeyen sınıflar arasında bir nitelik farkının açığa çıktığını parayı veren öğrencilerin olduğu sınıfların daha hijyenik olduğunun da altını çizmek gerekiyor. Bu temel bir insan hakkı ihlali aynı zamanda bir mekandaki eşitsizliğin en çarpıcı örneğini oluşturuyor. Sadece burada para veren vermeyen arasında bir eşitsizlik yok engelli çocukların sınıflara erişimi, mülteci çocukların Türkiye’de bulunan 4 milyona yakın mültecinin çocuklarının eğitime erişimi bakımından ülkemizin çok dilli ve çok kültürlü yapısı gereği, etnik kimliği gereğince başta Kürtler olmak üzere diğer etnik grupların eğitime erişimi önünde ciddi engeller olduğunu ifade etmiş olalım."

ANADİLDE EĞİTİM TEMEL HAKTIR

Hali hazırda eğitimin en temel öğelerinden biri olan anadilinde eğitim hakkı, yasalar ve Anayasa eliyle engellenmekte ve bugün AKP iktidarı seçmeli anadil mevzusuyla bu sürecin önünü kapatmaya ve aslında bu temel sorunu bu eğitim hakkı ihlalin üzerini örtmeye çalışıyor. Seçmeli eğitim de 79 Kürtçe dersi verecek öğretmen istihdam eden MEB’in bu konuda da hiç de samimi olmadığını, aslında bunun tamamen göstermelik bir yaklaşım olduğunu ifade etmek gerekiyor. Biz özel olarak şunu ifade edelim, anadiline eğitim temel bir eğitim hakkıdır. Bu asla seçmeli dersle giderilemez. Bu bir tercih olamaz. Anadilde eğitim hayatı geçirilmediği sürece bölgeler arasında eşitsizliklerin artması ve başta Kürt çocukları olmak üzere bu ülkede yaşayan Çerkezlerin, Lazların, Arapların ve diğer halkların aslında çocukların eğitim hakkından mahrum bırakıldığını belirtmek gerekiyor.

EĞİTİM VE ÖĞRETİM YÜKÜ VELİLERE YÜKLENİYOR

Bakanlık tarafından nitelikli lise tanımının yapılmaması öğrencilerin ve bir bütün olarak toplumun yaşadığı eşitsiz deneyimleri ve mağduriyetleri de aslında derinleştirmektedir. Bu nedenle hızlı bir şekilde bu süreçlerin giderilmesi, eğitimin yerelde ulaşılabilir, erişilebilir, bilimsel, anadilinde olması için adım atılmasını ve bizim de bu konuda mücadelemize devam ettireceğimizin özel olarak altını çizmemiz gerekiyor. Sonbahardayız ve kara kış geliyor. Enflasyon alternatif mecralarda yüzde 180’lere varmış durumda. İşsizlik, yoksulluk, hayat pahalılığı almış başını gidiyor. Bütün bunların içinde bir eğitim ve öğretim yılı bütün yüküyle velilerin sırtına yükleniyor. 

EĞİTİME BÜTÇE AYRILMIYOR

Bütçe dönemlerine eğitim ve sağlık gibi kamusal hizmetlerin ücretsiz olması gerektiği noktasında çok diretiyoruz. En fazla önerge verdiğimiz bakanlık da Milli Eğitim Bakanlığı. Mevcut bütçenin okulların zorunlu ihtiyaçlarını karşılamaktan azade olduğunu ifade edip bütçenin arttırılmasını talep ediyoruz. AKP MHP ittifakı savaşa tanka, topa para ayırırken eğitime kaleme okula öğrenciye bütçe ayırmıyor. Eğitim mücadelesinde, bu alanda örgütlü olan sendikalarla aynı zamanda öğrencilerimizle, velilerimizle beraber yürüyeceğimizin altını çizmek istiyoruz. Tarihsel olarak kapitalist-modernist anlayışın şekillendirdiği tekçi, cinsiyetçi, merkezi, militarist, milliyetçi ve şoven içerikle donatılan eğitim sisteminin asıl öznelerinden olan öğrenciler sınıflarına, cinsiyetlerine, renklerine, dillerine, inançlarına, etnisitelerine göre sürekli olarak ayrıştırılmış, derin eşitsizlikler yaratılmıştır. 

Kaynak: Diyarbakır Söz