Esed rejimi güçlerinin saldırıları sonucu yüz binlerce sivilin yerinden edildiği İdlib'de, gün içinde 40 derecenin üzerine çıkan sıcaklık, çoğu kadın ve çocukların yaşadığı çadırlarda hayatı durma noktasına getirdi.
Bölgedeki aşırı sıcaklara karşı dayanıksız, eski ve çürümüş çadırlarda yaşayan aileler, kavurucu hava nedeniyle zor günler yaşıyor.
İdlib'deki İbn-i Sina Hastanesinde görevli Uzman Doktor Ammar Rahhal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, sıcaklıkların mevsim normallerinin oldukça üzerinde seyretmesi nedeniyle çadırlarda yaşayan sivilleri olumsuz etkilediğini söyledi.
Sığınmacı kamplarda sıcaklığın 42 santigrat derecenin üzerine çıktığını belirten Rahhal, bölge halkını sıcaklara karşı uyardı.
Rahhal, bu durumdan en çok çocukların etkilendiğini ifade ederek "Saat 11.00-13.00 arası dışarıda oynayan çocuklar güneş çarpmasına maruz kalıyor, hastanede tedavi altına alıyoruz." dedi.
"İNŞALLAH BİR AN ÖNCE EVİMİZE DÖNERİZ
Esed rejiminin Halep'in güney kırsalına yoğun saldırıları sonucu zorla yerinden edilerek İdlib'deki Ermenez kampına yerleşen Yahya Uayyid, "Çadır, insanları ne yazın sıcağından ne de kışın soğuğundan koruyor. Şu an çadırda bir gün yaşamak, bir yıla bedel." değerlendirmesini yaptı.
Göç sırasında yanlarına eşya alamadıklarını belirten 3 çocuk babası Uayyid, "Kavurucu sıcaktan etkilenen çocukları sürekli hastaneye kaldırıyoruz. Sabretmekten başka elden gelen pek bir şey yok. Çocukların ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz. Meyvelerin nasıl olduğunu unuttuk. İnşallah bir an önce evimize döneriz." ifadelerini kullandı.
"ÇOCUKLARIN İHTİYAÇLARINI KARŞILAYAMIYORUZ"
Halep'in güney kırsalından göç eden Fatma Zeyin Ali de çocuklarını defalarca güneş çarpması yüzünden hastaneye götürdüğünü söyledi.
Çocukların ateşini düşürmek ve serinlemek için vantilatöre ihtiyaç duyduklarını ancak bunu alacak paralarının olmadığını anlatan Ali, "Kendi terimiz ile duş alıyoruz. Sürekli yıkanmamız gerekiyor. Burada hayat çok zor. Çocukların ihtiyaçlarını karşılayamıyoruz. Allah yardımcımız olsun." diye konuştu.
İDLİB'DEKİ DURUM
Türkiye, Rusya ve İran arasında 4-5 Mayıs 2017'de gerçekleşen Astana toplantısında, İdlib ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam'daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 "gerginliği azaltma bölgesi" oluşturuldu.
Ancak rejim ve İran destekli teröristler, Rusya'nın hava desteğiyle 4 bölgeden 3'ünü ele geçirip İdlib'e yöneldi. Türkiye, Eylül 2018'de Rusya ile ateşkesi güçlendirmek için Rusya'nın Soçi kentinde ek mutabakata vardı.
Rusya ve rejim güçleri, Mayıs 2019'da tüm bölgeyi ele geçirmek için operasyonlara başladı ve İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi içinde çok sayıda büyük yerleşimi ele geçirdi.
Son olarak Türkiye ve Rusya arasında 5 Mart 2020’de Rusya'nın başkenti Moskova'da yeni bir mutabakat sağlandı.
Rejim güçlerinin zaman zaman ihlal ettiği ateşkes büyük ölçüde korunuyor. 2017-2020 döneminde yaklaşık 2 milyon sivil, Rusya ve rejim güçlerinin saldırılarında Türkiye sınırına yakın bölgelere göç etmek zorunda kaldı.
Kaynak: Diyarbakır Söz