Uzmanlar, İsrail'in, İran'ın Suriye'deki varlığıyla ilgili kırmızı çizgilerinden ödün vermeyeceğini ifade etse de bunun İran ile İsrail arasında bir savaşla sonuçlanmayacağı tezini savundu.
İki ülke arasındaki gerilimin geçmişi birkaç ay öncesine dayanıyor. İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, geçen aylarda İran'ın Suriye'deki varlığına karşı uyarıda bulunmuş ancak İran tarafı buna pek kulak asmamıştı. Netanyahu, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in yanı sıra ABD ve Avrupalı yetkililerle gerçekleştirdiği görüşmelerde de bu sorunu gündeme getirmiş ancak ne Suriye ne İran ne de Rusya bu konuya ihtimam göstermişti.
İsrailli siyasi analist Avi Issacharoff, dün yaşanan gelişmelerin Netanyahu'nun birkaç ay önce yaptığı uyarıyla başlayan süreçte yeni bir aşama olduğu değerlendirmesinde bulundu.
"İran'ın, Suriye'deki askeri varlığı çok büyük. Bu da demek oluyor ki Suriye'de söz sahibi olan Devlet Başkanı Beşar Esad değil İran." diyen Issacharoff, dün yaşananların İran'ın Suriye üzerindeki tesirinin ne boyutta olduğunun bir kanıtı olduğuna işaret etti.
İsrail uçağının düşürülmesinin 1980'lerden bu yana görülmeyen yeni ve olağan dışı bir durum olduğunun altını çizen Issacharoff, "Yine de her halükarda bu uçak İsrail sınırları içinde düşürüldü ve pilotlar da alıkonulmadı. Sanıyorum İsrail için, Suriye ve İran hedeflerini bombalamak yeterli bir cevaptı. Ama asıl sorulması gereken soru, İsrail ile İran'ın işi nereye vardırmaya çalıştıklarıdır." diye konuştu.
"ANAHTAR ESAD'İN ELİNDE"
Söz konusu gelişmeler karşısında "anahtarın Esad'in elinde olduğu" değerlendirmesinde bulunan Issacharoff, "Esed, İran'ın elinde bir piyon olabilir ama hala kendisini ülkenin devlet başkanı olarak addediyor ve kararları kendisi alıyorsa İran'ın, Suriye'de nüfuz kurma çalışmalarına son vermesi gerekiyor diye düşünüyorum." ifadesini kullandı.
İsrail'in bölgede Esad'e ulaşabilecek tek güç olduğunu savunan Issacharoff, "Esed, İsrail ile gerilimi tırmandırmaktan ne tür bir menfaat umuyor?" diye sordu.- İran'la savaşa girmek Netanyahu'ya fayda sağlamaz
Netanyahu'nun izlediği politikanın, iktidarda kalma politikası olduğunu söyleyen Issacharoff, İsrail'in İran'la savaşa girmesi durumunda bu politikanın ona bir fayda sağlamayacağını, kaybedilecek bir savaşın Netanyahu'nun popülaritesinde büyük bir düşüşe neden olacağını ve onun da bunu istemediğini belirtti.
Issacharoff şunları kaydetti:
"Savaş demek, füzeler, ölümler ve soruşturma komisyonları demektir. Bu doğal olarak Netanyahu'ya fayda sağlamaz. O nedenle, Netanyahu'nun savaşa girerek yolsuzluk soruşturmalarından kaçtığı yönündeki iddialar gerçeğin görmezden gelinmesidir."
Issacharoff, gerilimin tırmandırılmasında taraflardan hiçbirinin çıkarı olmadığını, İsrail'in sükunet istediğini ancak bu konuda sağlam bir politika izlenmediğini dile getirdi.
"NE İRAN CAYIYOR NE DE İSRAİL TAVİZ VERİYOR"
İsrail konusunda uzman Antoine Shalhat da yaşananlara atıfta bulunarak bu zamana kadar ortamın hiç bu kadar gerilmediğini belirtti ve sözlerini "Ancak görünen o ki, ne İran cayıyor ne de İsrail, İran'ın Suriye'deki varlığıyla ilgili dillendirdiği kırmızı çizgilerden taviz veriyor." şeklinde sürdürdü.
Yaşanan son gelişmenin gerilimi ne derece tırmandıracağı ile ilgili Shalhat, "Milyon dolarlık soru bu, ama kimse bu sorunun cevabını bilmiyor. Taraflar savaş istemese de en ufak bir olay ortalığı karıştırabilir." yorumunu yaptı.
Shalhat şöyle devam etti:
"Bu çok tehlikeli boyutlara varabilir ancak bu her iki tarafın da karşılıklı mücadeleye girmeyi istediği anlamına gelmiyor. Bunu da Netanyahu'nun Rusya'dan Suriye'ye müdahale etmesini istemesinden anlıyoruz. İşlerin nasıl gelişeceği, sahadaki gidişatla bağlantılı ama anlaşılan o ki taraflar ağaca çıktı ve nasıl ineceklerini bilmiyorlar."
İsrail'in Rusya'nın müdahalesini talep etmesiyle ilgili Shalhat, "Rusya, İsrail için Suriye ve İran'la olan ilişkilerini feda etmez. İsrail'le olan ilişkilerine önem vermesine rağmen Rusya'nın menfaati Suriye ve İran'ın yanında olmasını gerektiriyor."
GERİLİMİ TIRMANDIRMAK VE YOLSUZLUK SORUŞTURMASI
Netanyahu hakkındaki yolsuzluk soruşturmasının, onu Suriye'de İran'la askeri gerilimi tırmandırmaya sevk etmiş olabileceği yönündeki yorumlara da değinen Shalhat, soruşturmadan kaçmak için sonucu belli olmayan böyle bir maceraya girmenin, işleri basitleştirmek olduğunu, soruşturmanın tek sebep değil ancak sebeplerden biri olabileceğini ifade etti.
Shalhat, "Unutmayalım ki İsrail güvenlik teşkilatı, İran'ın Suriye'deki askeri varlığı konusunda Netanyahu ile aynı görüşü paylaşıyor oysa daha önce İran'a askeri darbe vurulması konusunda onunla ayrı düşmüşlerdi." dedi.
İsrail ordusu, Suriye'den kalkan ve İran'a ait olduğu belirtilen bir insansız hava aracının (İHA) İsrail hava sahasını ihlal etmesi üzerine düşürüldüğünü duyurmuş, buna karşılık Suriye'de İran'a ait hedeflere hava saldırısı düzenlendiğini açıklamıştı.
İsrail ordusu, Suriye'de bulunan "İran hedeflerine" saldırı düzenlerken jetlerinin uçaksavar ateşiyle hedef alındığını ve bir F-16'sının düştüğünü bildirmişti.
Kaynak: Diyarbakır Söz