Lord Balfe ve Barones Hussein-Ece’nin ev sahipliğindeyapılan ve1 saati aşkın süren oturumun başkanlığını Kıbrıslı Türk kökenli Barones Hussein-Ece yaptı. Hussein- Ece oturuma Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale’de yatan Anzak askerlerinin annelerine yazmış olduğu şu sözleri okuyarak başladı:
"Bu memleketin toprakları üzerinde kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız. Huzur ve sükûn içinde uyuyunuz. Sizler, Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız. Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar! Gözyaşlarınızı dindiriniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler ve huzur içinde rahat uyuyacaklardır. Onlar, bu toprakta canlarını verdikten sonra, artık bizim evlatlarımız olmuşlardır."
Konferansın ilk konuşmacısı Prof.Dr. Çağrı Erhan konuşmasında, Büyük Savaş'ın ilk yılında yaklaşık900 binaskerin Çanakkale'de savaştığını,savaş sırasında 120 binkişininhayatını kaybettiğini, 230 binkişinin yaralandığı ve 20 bin askerin kaybolduğunu ya da esir düştüğünü söyledi. Prof.Dr. Erhan, şöyle devam etti:
"Hem deniz, hem kara, hem de havada gerçekleşen Çanakkale muharebeleri, her anlamıyla, Birinci Dünya Savaşı'nın karşılıklı olarak en tüketici silahlı mücadelelerinden biri olmuştur. Alman ve Avusturya-Macaristan askerleri tarafından desteklenen Osmanlı 5'inci Ordusu, Osmanlı’nın başkenti İstanbul’a ulaşmanın en kısa yolu olan Çanakkale Boğazı ve Gelibolu Yarımadası’nı İngiliz ve Fransız donanmalarına ve ordularına karşı savunmuştur. Avustralya, Hindistan, Newfoundland Adası ve Yeni Zelanda’nın yanı sıra Fransa’nın Afrika kolonilerinden yüz binlerce genç insan evlerinden binlerce kilometre uzakta bir arazide hayatlarının ilk askeri çatışmasını bu muharebede yaşamışlardır. Yaklaşık 300.000 Türk, önlerine geçilmesi imkansız bir insan duvarı gibi dikilerek Çanakkale’yi geçilmez kıldı."
İkinci konuşmacı Prof. Gökhan Çetinsaya ise, Gelibolu muharebelerinin, dünyanın her tarafından, her millet, her ırk, her dil, her din ve mezhepten insanı içine çeken bir girdap gibi olduğunu söyledi. Prof.Dr. Çetinsaya şöyle devam etti:
"Gelibolu muharebesi müttefikler için bir yenilgiden fazla, Osmanlı İmparatorluğu için ise bir zaferden daha fazla anlam taşır. Savaşan taraflar için beklenmedik siyasi sonuçlara yol açmıştır. Birinci Dünya Savaşı gibi, bir ‘Topyekün Savaş’ olarak sosyal yönleri, boyut ve sonuçları olmuştur. Gelibolu Savaşı'nı daha sonraki tarihsel olayların (Avustralyalı ulusal kimliğinin oluşması, Mustafa Kemal'in askeri lider olarak ortaya çıkması, Çarlık Rusya İmparatorluğu'nun izolasyonu ve Bolşevik Devriminin gelişi) arka planı olarak görmek, Mart 1915 ve Ocak 1916 arasında Çanakkale’de meydana gelen olaylar konusunda ortaya daha anlamlı bir fotoğraf çıkacaktır."
Konuşmanın soru cevap bölümünde söz alan Avustralya’nın Queensland bölgesinin Londra temsilcisi Ken Smith, Avustralya ve Yeni Zelanda kayıplarının nüfusa oranlandığında diğer ülkelere göre yüzdesinin çok yüksek olduğunu dile getirdi. Ken Smith Çanakkale Savaşı’nın Avustralyalı ve Yeni Zelandalı ulusal kimliğinin ortaya çıkmasına neden olduğunu ve bugün Türklerle yakın dostluk ilişkileri kurmuş olmaktan çok memnun olduklarını söyledi. Irak Türkmen Cephesi Londra Başkanı Sundus Saqi "Osmanlı ordusunda sadece Türkler mi vardı" sorusunu sordu. Prof.Dr. Erhan, bu sonu üzerine, Osmanlı ordusunun çok çeşitli etnik unsurlardan oluştuğunu söyleyerek Türkmen, Hintli Müslüman, Çerkez gibi Müslüman unsurların yansıra Yahudi, Ermeni ve Suriyelilerin de yer aldığı bir imparatorluk ordusu olduğunu ifade etti.
Irak Türkmen Cephesi’nden Imad Saqi ise, Çanakkale Savaşı’nda kadınların da büyük rol oynadığını ve savaşan kadınlar olduğunu söyledi. Prof. Dr. Çetinsaya hazırlamış olduğu sinevizyon gösterisinden örnekler vererek kadınların savaşın içindeki önemine değindi.
Katılımcı Onur Hassan, Osmanlı ordusunun Çanakkale Savaşı dönemindeki durumunu sordu. Prof. Dr. Erhan, Osmanlı İmparatorluğu’nun 1912 – 1913 Balkan Savaşı sonucunda Balkanlardaki hemen hemen tüm topraklarını kaybettiğini, Balkanlar’da yüz yıllardır yaşayan milyonlarca Müslümanın Anadolu’ya sürüldüğünü, Balkan Müslüman nüfusunun üçte birinin katledildiğini, bu esnada Osmanlı ordusunun büyük zayiat verdiğini ve kaynaklarını kaybettiğini anlattı.
Oturum sonunda Barones Hussein - Ece konuşmacılara aydınlatıcı açıklamaları için teşekkür ederek, Çanakkale Savaşı’nın savaşan taraflar için felaketle sonuçlandığını ancak savaş sonrasında tarafların bugün çok iyi ilişkiler kurmuş olmasının nadir görülen bir durum olduğunu ve bundan büyük memnuniyet duyduğunu ifade etti.
Çanakkale Anma Platformu Başkanı Servet Hassan katılımcılara teşekkür ederek, platformun amacının barışa katkıda bulunmak olduğunu vurguladı.
Kaynak: Diyarbakır Söz