Geçmişte özgürce yaşayan Afgan kadınlar, Taliban rejimi sırasında sahip oldukları sosyal, ekonomik ve kültürel hakları yitirdi.
Taliban yönetiminin 2001 sonunda sona ermesi, ardından yeni hükümetin kurulmasıyla da özgürlük ve haklarına kavuşamayan Afgan kadınları, her şeye rağmen yaşama tutunmaya çalışıyor.
Katı aile ve aşiret kurallarının bulunduğu Afganistan'da kadınlar, yaşamın hemen her alanında şiddet ve ayrımcılığa maruz kalıyor.
Kaçırılma ve cinsel istismar olaylarının hala çok yaygın olduğu ülkede, yaşadıkları sıkıntılardan kaçış yolu olarak intiharı seçen kadınların sayısı da giderek artıyor.
- ''Bizim için 8 Mart bir anlam ifade etmiyor''
Afganistan'ın güneyindeki Helmand vilayetinde Taliban zulmünden kaçarak başkent Kabil'e sığınan Ümmü Gülsüm, ''Bizim için 8 Mart bir anlam ifade etmiyor, şu an bizim için en önemli şey, ekmek parası kazanmak.'' dedi.
Gülsüm, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Helmand'daki çatışmalarda kocasıyla büyük oğlunu, daha sonra sığındığı Kabil'de de intihar saldırısında küçük oğlunu kaybettiğini belirtti. Gülsüm, çalışmadığı takdirde aç kalacaklarını söyledi.
8 Mart'ın ne olduğunu bile bilmediklerini ifade eden Gülsüm, evlatlarının rahat yaşaması durumunda her günün kendisi için Dünya Kadınlar Günü olacağını kaydetti.
- ''Kadınlar günü diye bir gün duymadım''
Kabil'deki sığınmacılardan Gul Gutay, ''Şu ana kadar 8 Mart Dünya Kadınlar Günü diye bir gün duymadım ve hiç kimse bana bugün hakkında bir şey söylemedi.'' diye konuştu.
Çocuklarının aç kalmaması için yarım gün ekmek fırınında çalıştığını dile getiren Gutay, yarım gün de çarşı pazarda dilencilik yaptığını vurguladı.
Kocasını Kabil'deki bir saldırıda kaybeden Gutay, 4 çocuğu için her gün çalışmak zorunda olduğunun altını çizdi.
Gutay, Afganistan'da kadın olmanın zor olduğunu sözlerine ekledi.
- ''8 Mart'ta da çalışmak zorundayım''
Kabil sakinlerinden Khanum Birişna da 8 Mart'ın kendisi için önem arz etmediğini ve 8 Mart'ta da diğer günler gibi çalışmak zorunda olduğunu söyledi.
Kocası hasta olduğu için ailesini kendisinin geçindirdiğini anlatan Birişna, para kazanmak için evlerde temizliğe gittiğini belirtti.
''Çocuklarımı mutlu etmek benim için dünyalara bedel.'' diyen Birişna, her şeye rağmen, yaşam mücadelesinden vazgeçmediğini vurguladı.
- Ülkede kadınların durumu
Afganistan, kadınlar için en tehlikeli ülkeler arasında yer alıyor. Birçok kadın, içler acısı koşullarda hayatta kalmaya çalışıyor ve her gün şiddete maruz kalıyor.
BM raporuna göre, Afganistan'daki kız çocuklarının yarısı, 15 yaşından önce zorla evlendiriliyor. Doğurganlık oranının çok yüksek olduğu Afganistan'da her kadın, ortalama 5,1 bebek sahibi oluyor.
Kadın haklarının hiçe sayıldığı ve cehaletin kol gezdiği Afganistan'da kadın olmak çok zor. Erkeklerin ''söz dinlemeyen'' kadınlara uyguladıkları şiddet yöntemleri arasında dövmek ve kezzap atmak en yaygın olanı. Bu tür saldırılardan erkekler çoğu zaman hiçbir ceza almadan kurtuluyor.
Kaynak: Diyarbakır Söz