Musul’u ikiye bölen Dicle nehrinin batı yakasına yönelik operasyonun, eski yerleşim alanları ve dar sokaklar göz önüne alındığında doğu bölgesine nazaran çok daha zorlu geçeceği tahmin edilirken, yaklaşık 750 bin kişinin yaşadığı kentte sivil kayıplardan da endişe ediliyor.
Askeri kaynaklardan yapılan açıklamaya göre, doğu yakasında kontrolün tamamen sağlanmasının ardından Batı Musul'u geri almak için icra edilen, 3 cepheden başlanan operasyona, kuzeyden Irak ordusuna bağlı birlikler, güneyden Irak federal polis güçleri, batıdan İran destekli Haşdi Şabi de katılıyor.
Şehrin doğusu ile batısını birbirine bağlayan Dicle Nehri üzerindeki 5 köprünün uluslararası koalisyon güçlerine ait savaş uçakları tarafından vurulmasından dolayı şehrin doğusundan herhangi bir müdahale gerçekleştirilemedi.
Irak ordusuna bağlı yetkililer kentin doğusundan yüzer köprülerin kurulacağını açıklamış olsa da nehrin diğer yakasını ele geçiren militanlardan dolayı büyük güvenlik riski içerdiği gerekçesiyle şimdilik bu taktiğe sıcak bakılmıyor.
- Güney Cephesi
Musul'un güney bölgesinden ilerleyen Irak federal polis güçleri ve onlara destek veren Sünni aşiret güçleri bu cephede yer alıyor. Operasyonun başladığı ilk gün, federal polis güçleri Musul-Bağdat ana yolu üzerinde yer alan ve Musul Uluslararası Havalimanı istikametine doğru toplamda 17 köyde kontrolü sağladı.
Federal polis güçleri, DEAŞ'ın Haziran 2014 tarihinden bu yana elinde tuttuğu Musul havalimanına çok yakın bir mesafede konuşlanmış durumda. Havalimanı, muhtemel bir topyekun saldırıda güney cephesinde kurtarılacak en stratejik yerlerin arasında bulunuyor.
Terör örgütü DEAŞ militanları, uluslararası koalisyon güçleri ve Irak Hava Kuvvetleri'nin indirme operasyonu ihtimalini en aza indirmek için aylar öncesinden havalimanı pistini tamamen beton bloklar ve araçlarla kapatmış vaziyette.
- Kuzey Cephesi
Irak ordusu ve federal polis gücü bu cephede ortak hareket ediyor. Ortak hareket eden güçlerin kentin batı yakasına geçebilmesi için Dicle Nehri üzerinde yüzer köprüler kurması gerekiyor. Doğuya nazaran, kuzey cephesinde yüzer köprülerin kurulmasının güvenlik riski daha düşük çünkü militanların saklanabileceği yoğun nüfuslu yerleşim alanları mevcut değil.
- Batı Cephesi
Musul'un batı yakasının geri alınması için bu cephede operasyona katılmasına en başından beri endişeyle bakılan mezhepçi politikasıyla bilinen ve İran destekli Haşdi Şabi güçleri yer alıyor.
Kentin doğu yakasına yönelik operasyon sırasında Haşdi Şabi güçleri de eş zamanlı olarak Musul'un güneyindeki Kayyara'dan hareket ederek, çöl ve kırsal alandan geçip batıda yer alan Türkmen Telafer ilçesine uzanan bir güvenlik hattı oluşturdu.
Musul İl Meclisi'nin operasyondan önce çıkardığı kararla kent merkezine girilmesine izin verilmeyen Haşdi Şabi'nin batı cephesindeki görevi daha çok DEAŞ militanlarının Suriye'de ellerinde tuttukları bölgelerle irtibatını kesip, örgüte lojistik desteğin gelmesini önlemek. Nitekim Haşdi Şabi güçleri, Musul'u Rakka'ya bağlayan tüm yolları kontrol altına almış durumda.
Büyük bir kısmı Şiilerden meydana gelen Haşdi Şabi güçlerinin batıdan kent merkezindeki yerleşim merkezlerine ulaşabilmesi için ciddi bir ilerleme kaydetmesi gerekiyor. Söz konusu güçler kent merkezinden 40 kilometre kadar bir mesafede yer alıyor.
- Irak'ta 6 bin ABD'li askeri danışman
ABD Savunma Bakanlığı yetkilileri tarafından farklı tarihlerde yapılan açıklamalara göre DEAŞ ile mücadele amaçlı cephe gerisinde yaklaşık 6 bin ABD'li askeri danışman Musul ağırlıkta olmak üzere Irak'ın çeşitli bölgelerine konuşlanıyor.
ABD'li askerler Musul kent merkezine 60 kilometre mesafede ve Ağustos ayında geri alınan Kayyara askeri üssünün tüm kontrolünü elinde tuttukları gibi, buradan da sürekli bir şekilde keşif uçuşları yapıyor.
ABD Savunma Bakanı James Mattis de Batı Musul'un kurtarılması için yürütülen operasyon hakkında, "ABD güçleri, Musul'un doğusundaki rolün aynısını oynamaya devam edecekler." dedi.
- Batı yakasındaki 750 bin insan mahsur
Birleşmiş Milletler'in (BM) verilerine göre kentin batı yakasında yaklaşık 750 bin sivil evlerinde mahsur durumda ve kasım ayından itibaren söz konusu yakaya giden tüm yollar kapanmış vaziyette. BM ve diğer uluslararası yardım örgütlerinin saha çalışmalarına göre evlerinde mahsur kalan siviller ciddi bir şekilde gıda, temiz içecek su ve ilaç sıkıntısı yaşıyor.
Batı yakasının özellikle dar ve yoğun nüfusun yer aldığı "Eski Şehir" bölgesinin siviller için bir "ölüm kapanı" olabileceği aktarılıyor.
DEAŞ'ın elinde tuttuğu mahallelerin geri alınmasının gecikmesi halinde sivillerin açlıktan ölümünün önüne geçilmesi için havadan yardım yapılmasının planlandığı konuşuluyor.
İngiltere merkezli uluslararası çocukları koruma örgütü "Save Children" yaptığı açıklamada, "Musul'un batısında yaklaşık 350 bin çocuk mahsur. Dar sokaklar ve yoğun nüfuslu caddelerde kullanılacak ağır silahlar ile diğer patlayıcıların etkisinden dolayı şimdiye kadar meydana gelen çatışmalardan daha ölümcülü yaşanabilir." ifadelerini kullanmıştı.
Irak'taki aktivistlerden hukukçu Ömer et-Tai de AA muhabirine, Musul'un terör örgütü DEAŞ'ın kontrolünde bulunan batı yakasında 4 çocuğun açlıktan öldüğünü belirtmişti.
- Kurtarılan bölgelerde güvenlik tehdidi sürüyor
Musul'un kurtarılan doğu yakası ve çevre bölgelerinde DEAŞ, uyuyan hücreleri vasıtasıyla sivillerin yoğunlukla uğradığı noktalar başta olmak üzere güvenlik güçlerinin karargahlarını hedef almaya devam ediyor. Ayrıca örgüt elinde tuttuğu nehrin batı yakasından patlayıcı yerleştirdiği dronelarla doğu yakasına saldırılar düzenliyor.
Kaynak: Diyarbakır Söz