MUSUL - Musul Emniyet Müdürü Vasık el-Hamdani'nin geçen hafta, uyuyan DEAŞ hücrelerinin olası saldırılarına karşı tedbiren "peçe yasağı" kararı alması, bir kesim tarafından güvenlik nedeniyle yerinde bulunurken, bazıları kararın insan haklarına aykırı olduğunu belirtiyor.
Musul polisine bağlı mobil devriyelerden sorumlu Yüzbaşı Mezher el-Meşhedani, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "peçe yasağı" ile kesinlikle Musul halkına ve geleneklerine karşı bir tavrın söz konusu olmadığını, toplumun güvenliğini sağlamak için böyle bir kararın alındığını söyledi.
Bölgenin kurtarılmasının DEAŞ'ın tamamen yok edildiği anlamına gelmeyeceğini belirten Meşhedani, "Açığa çıkmayan militanların çoğu ortalıkta serbestçe dolaşıp kadın kıyafeti giyerek terör eylemi yapma gücüne sahip durumda. Çarşı ve pazarlarda yüzlerce peçeli kadının bulunması, DEAŞ militanlarına, güvenlik güçlerinin sorgularına maruz kalmadan korkusuzca hareket etme imkanı sağlıyor." dedi.
Meşhedani, İçişleri Bakanlığına bağlı özel istihbarat birimine, uyuyan DEAŞ hücrelerinin, kadınların peçe takmasını fırsat bilerek özellikle ramazan ayında toplumsal alanlarda saldırı düzenlemeyi planladığı yönünde ciddi ihbarlar geldiğini de aktardı. Bununla birlikte vatandaşların özgürlüğünün güvenlik güçlerinin çalışma esaslarından biri olduğunu vurgulayan Yüzbaşı Meşhedani, DEAŞ tehlikesinin sona erdiğinden emin olunması durumunda yönetimin genel maslahat için aldığı kararı donduracağını ifade etti.
Din adamlarının yaklaşımı
Emniyet birimlerinin kararına, DEAŞ'ın, içinde mezar bulunduğu için namaz kılınamayacağı iddiasıyla yıktığı Yunus Peygamber Camisi'nin imamı Şeyh Muhammed Eş-Şemma da destek verdi. Şemma, peçenin, suçluların gizlenmesinde ve halkın kanının akıtılmasında bir araç olarak kullanıldığında, kadının yüzünün kapatılması yerine halkın hayatının güvenceye alınmasının tercih edileceğini dile getirdi.
Şeyh Şemma, kadının yüzünün açılmasından kaynaklanan günahın sorumluluğunun ise dini hükümleri suçlarına alet eden DEAŞ'a ait olduğunu vurguladı.
Kararın sınırlı süreyle uygulanmasının zorunlu olduğunu savunan Şemma, kadının özgürlüğünün muhafaza edilmesi ve İslam dini ile şeriatına muhalefet etmemek için daha sonra yasağın kaldırılması gerektiğine işaret etti.
DEAŞ'ın karargah olarak kullanması nedeniyle savaş uçaklarının saldırısı sonucu yıkılan Behauddin Camisi'nin imam hatibi Abdulhalil en-Neccar ise karardan rahatsızlığını dile getirerek, acilen iptal edilmesini ya da halkın dini ve sosyal yapısına uygun şekilde değiştirilmesini istedi.
Bu tür kararların gerilimi artıracağı uyarısında bulunan Neccar, "Peçe, DEAŞ'a ait değildir. Aksine militanlar, tüm suçlarını işlerken Kur'an-ı Kerim'i ve Sünneti araç olarak kullandıkları gibi peçeyi de kendi emellerine ulaşmak için kullandı." dedi.
Kadın veya erkek, kimseye toplumu koruma gerekçesiyle zorla bir şey yaptırılmaması gerektiğini savunan Neccar, kararın, Musul'da kontrolün sağlandığı bölgelerdeki güvenlik güçlerinin ileride yaşanabilecek ihlallere karşı yeterince hazırlıklı olmadığının ve istihbarat zafiyetinin kesin bir delili olduğunu savundu.
"Peçe takmak DEAŞ'ı temsil etmiyor"
"Ferik el-Hayr" adlı bağımsız insani yardım kuruluşunun başkanı aktivist Meryem Said el-Hazreci de peçe yasağını, "insan haklarına saldırı" ve "kadının özgürlüğünün açıkça ihlali" olarak niteledi.
Hazreci, "Herkesin özel durumu ve eğilimine saygı gösterilmelidir. Çünkü adalet ancak eşitlikle gerçekleşir. Eşitlik ise güvenlik ve ilerlemenin anahtarıdır." diye konuştu.
Musul sakinlerinden 23 yaşındaki üniversite öğrencisi Sema el-Bedrani ise peçe takmaya ortaokul yıllarında başladığını ve bunu dini bir sorumluluk olarak yerine getirdiğini söyledi.
DEAŞ'ın 2014 yılında kentin kontrolünü eline geçirmesiyle kız çocuklarına 12 yaşından itibaren peçe takmayı zorunlu kılmasından önce kendisinin bunu gönüllü olarak yaptığını kaydeden Bedrani, şimdi ise güvenlik güçleri tarafından yasaklanması nedeniyle peçeyle dışarı çıkmaktan ve tutuklanmaktan korktuğunu ifade etti.
Musul'un ve özellikle kentte yaşayan kadınların düştüğü durumdan büyük üzüntü duyduğunu belirten Bedrani, "Peçe takmak ve insanın dini öğretilere bağlı kalması DEAŞ'ı temsil etmiyor." dedi.
Bedrani ayrıca, peçe takan kadınların, Musul'da güvenliğin sağlanmasına karşı olmadığını, kimseye zarar vermemesi veya kendilerini sosyal yönden zor durumda bırakmaması şartıyla can ve mal güvenliğini sağlayacak her karara destek olduklarını vurguladı.
Musul Emniyet Müdürü Hamdani, geçen cumartesi günü, DEAŞ hücrelerinin kadın kıyafeti giyerek ve peçe takarak saldırı düzenleyebileceği yönündeki istihbaratlar nedeniyle güvenlik gerekçesiyle Musul'da peçeyi yasaklamıştı.
Yasağa uymayanlara verilecek ceza konusunda açıklama yapmayan Hamdani, halktan, güvenlik güçleriyle iş birliği yapmalarını istemişti.
Kaynak: Diyarbakır Söz