Mescid-i Aksa, 21 Ağustos 1969'da Avustralya asıllı fanatik Denis Michael Rohan tarafından kundaklanarak yakıldı. Aksa'nın güney kesimindeki "Kıble Mescidi" olarak bilinen doğu bölgesinde başlayan yangında, aralarında "Selahaddin el-Eyyübi'nin Minberi" olarak bilinen tarihi eser de olmak üzere tüm eserler yanıp kül oldu. Aradan geçen onlarca yılın ardından Harem-i Şerif'in içinde bulunduğu durumu değerlendiren Müftü Şeyh Muhammed Hüseyin, "Söndürülmesinin üzerinden 54 yıl geçmesine rağmen, yangın Mescid-i Aksa'da ve Kudüs'te hala devam ediyor." dedi.
Yüzlerce fanatik Yahudi yerleşimcinin İsrail güçlerinin himayesinde Mescid-i Aksa'ya düzenlediği baskınlara işaret eden Hüseyin, Mescid-i Aksa'nın zamansal ve mekansal olarak Müslümanlar ile Yahudiler arasında bölünmesi çağrılarının da arttığına dikkati çekti.
Müftü Hüseyin, imkanı olan tüm Müslümanlara "mutlaka Mescid-i Aksa'ya gelme ve burada ibadet ederek onu devamlı ayakta tutma" çağrısı yaptı. İslam ülkelerine, yönetimlere ve sivil toplum kuruluşlarına da çağrı yapan Hüseyin, "Kutsal şehri Yahudileştirme silsilesini ve mübarek Mescid-i Aksa'ya yapılan saldırıyı seyretmeyin.” ifadelerini kullandı. Filistinli müftü, “Mescid-i Aksa emanetine sahip çıkmanın tüm Müslümanların boynunun borcu" olduğunu vurguladı.
AŞIRI SAĞCI HÜKÜMETLE SALDIRILAR ARTTI
İşgal altındaki Doğu Kudüs'teki Yüksek İslam Şurası da kundaklama saldırısının 54. yılı dolayısıyla yazılı açıklama yayımladı. Açıklamada, "aşırılık yanlısı Yahudi grup ve siyasi partilerin, aşırı sağcı hükümet ve İsrail ordusunun doğrudan desteğiyle yaptığı ırkçı saldırıların arttığı” vurgulandı. Açıklamada, “Müslümanlar, inançlarına ve inançlarının bir parçası olan Mescid-i Aksa'ya bağlı kalmaya, ona sahip çıkmaya ve savunmaya devam edecekler ve bir zerresinden dahi taviz vermeyecekler.” ifadeleri kullanıldı. Yüksek İslam Şurası, Arap ve İslam dünyasındaki yönetimleri, "Kudüs ve mübarek Mescid-i Aksa'ya karşı sorumluluklarını üstlenmeye ve çok geç olmadan durumu düzeltmeye" çağırdı.
İSRAİL GÜÇLERİNİN MESCİD-İ AKSA BÖLGESİNDEKİ İHLALLERİ
İsrail polisi, Kudüs İslami Vakıflar İdaresinin onayını almaksızın 2003'ten bu yana Yahudi yerleşimcilerin Aksa'ya Mağrib Kapısı'ndan girmesine ve baskınlar düzenlemesine izin veriyor. Bu tarihten itibaren cuma ve cumartesi günleri dışında haftanın her günü fanatik Yahudiler polis korumasında Aksa'ya baskınlar düzenleyerek dini ritüeller gerçekleştiriyor. Aynı zamanda İsrail, Mescid-i Aksa'nın Müslümanlar ile Yahudiler arasında zamansal ve mekansal olarak ikiye bölünerek kullanılması yönünde açıklamalarda bulunuyor. Mescid-i Aksa'ya yapılan yerleşimci baskınlarını çeşitli şekillerde protesto eden Filistinliler ise bir hafta ila 6 ay süreyle Mescid-i Aksa'ya giriş yasağıyla cezalandırılıyor.
Kaynak: Anadolu Ajansı