Papa Francesco’nun Eylül ayında duyurusunu yaptığı ve 24 Şubat’ta sona erecek olan “Çocukların Kilisede Korunması” başlıklı üç günlük zirveye, dünyanın pek çok yerinden 190 üst düzey din adamı ve laik katılıyor.
Bu sabah Vatikan’da yapılan kısa duanın ardından Papa Francesco bir açış konuşması yaparak, Kilise mensuplarınca çocukların cinsel istismara maruz bırakılmaları belasıyla karşı karşıya kaldıklarını, bu nedenle adalet isteyen küçüklerin çığlıklarını dinlemek amacıyla üst düzey din adamlarına danışmak için toplanmış olduklarını belirtti.
Papa, pastoral ve münzevi sorumluluklarının ağır yükünün, kendilerini Kilise ve insanlığa eziyet veren bu kötülükle nasıl başa çıkacaklarını karşılıklı ve derin bir şekilde tartışmak zorunda bıraktığını ifade etti.
Papa, “Tanrı'nın Kutsal Halkı, basit ve açık olmayan değil, somut ve etkili önlemler almamız için bizi bekliyor ve bize bakıyor,” dedi.
“PEDOFİLİ SKANDALI, HEM ÇOCUKLARDA HEM DE İNANANLARDA YARA AÇTI”
Papa, "Bu fenalıktan arınmak için Tanrı’dan bizi desteklemesini ve yardım etmesini; bakire Meryem’den de pedofili skandalının, hem çocuklarda hem de inananlarda açtığı yaraları tedavi etmekte bizi aydınlatmasını diliyorum" dedi.
Papa, bu taciz olaylarını "Günümüzün en acil meselelerinden biri" diye nitelemiş, çocukları taciz eden din adamları ve onları koruyanlara “sıfır tolerans” sözü vermişti.
"Sorumluluk”, “Hesap verebilirlik” ve “Şeffaflık" olmak üzere 3 ayrı alt başlıkla toplanan zirvenin amacı, din adamlarının bu vakalardaki sorumluluğunun bilincinde olmasını sağlamak, iç soruşturmalarda şeffaflık ve mağdurlarla nasıl ilişki kurulabileceğine dair bir yol haritası belirlemek.
“PAPA BİR İMPARATOR DEĞİL”
Papa Francesco, daha önce cinsel taciz kurbanlarından Kilise adına özür dilemiş ve görevlerini kötüye kullanan din adamlarıyla mücadele edilmesi gerektiğini belirtmişti.
Dünyanın pek çok yerinden Roma’ya gelen bazı taciz kurbanları, bu zirvenin önemli bir dönüm noktası olmasını umuyor.
Bazı uzmanlar, Kilise’ye güveninin geri kazandırılması konusunda bu zirvenin öneminin altını çiziyor. Ancak Papa ve zirvenin organizasyonunda yer alan üst düzey din adamları, sadece 3 buçuk gün sürecek zirveden beklentilerin yüksek tutulmaması gerektiğini belirtmişti.
Kilise’de tacizle mücadele konusunda çalışmalar yapan bazı organizasyonlar ise Vatikan’ı bu zirveyle “şov” yapmakla suçlasa da birçok uzman, artık “inkar” ve “gizleme” politikalarından vazgeçilmesi bakımından bu zirveyi “tarihi” olarak yorumluyor.
Zirvenin organizatörlerinden Alman peder Hans Zollner, bu vesileyle Papa’nın istismarcılara karşı sert yasal önlemler alıp almayacağı sorusuna, “Sanırım bu, belirsiz bir beklenti. Katolik Kilisesi, insanların düşündüğünden farklı olarak monolitik bir kurum değildir, kendi içinde çok çeşitlilik gösterir. Papa, kırmızı düğmeye basan ve tüm din adamlarının onu takip ettiği bir imparator değil. Kamuoyu önündeki bazı tartışmalarda da gördük ki bazı kardinaller Papa’yı eleştiriyor.
Papa’nın niyetlerinden biri, bu zirve ile episkoposların sorumluluklarının farkına varmasını sağlamak,” demişti.
“VATİKAN, EN BÜYÜK EŞCİNSEL TOPLULUK”
Öte yandan, Papa'nın reformlarına direniş gösteren iki muhafazakâr kardinal, zirve öncesi mektup yayımlayarak, Kilise’nin asıl sorununun, içeride hızla yayılmakta olan “eşcinsel din adamları vebası” olduğunu öne sürmüştü.
Fransız gazeteci-yazar Frederic Martel de, zirve ile aynı gün, 20 ülkede piyasaya çıkan “Sodoma” adlı kitabında, Vatikan’ın en büyük eşcinsel topluluk ve hatta dünyadaki tek eşcinsel devlet olduğunu savunmuştu.
Papa Francesco, 2013 yılında sürpriz bir şekilde görevinden feragat eden Alman selefi 16. Benediktus’u izleyerek, Kilise’deki cinsel taciz vakalarının üzerine gitme niyetini 2014 yılında ortaya koymuştu.
Papa, bu göreve seçilmesinin ertesi yılında, aralarında kardinaller ve taciz mağdurlarının da olduğu Papalık Çocukları Koruma Komisyonu’nu oluşturarak ilk somut adımı atmıştı.
Ancak bazı üyeler, Vatikan içinde kendilerini engellemeye çalışanlar olduğunu gerekçe göstererek, komisyondan istifa etmişti.
Bu arada, toplantı öncesi ve süresince, zirve organizatörü din adamları, bazı taciz kurbanları ile bir araya gelerek, onları dinledi.
Katolik Kilisesi’nde yıllardır süregelen cinsel taciz vakaları, 2000’lerin başında ABD’de, Boston Globe gazetesinin “Spotlight” adlı araştırma ekibinin haberleri sayesinde ilk kez ortaya dökülmüştü.
Aynı isimle beyaz perdeye aktarılan Tom McCarthy yönetmenliğindeki film, 2016 yılında Oscar Ödülü’nün sahibi olmuştu.
Kaynak: Diyarbakır Söz