Bazı Şii partilerin, Peşmerge'nin Kerkük'e geri getirilmesi karşılığında kurmak istedikleri hükümete KDP ve KYB'nin desteğini almayı amaçladığı iddia ediliyor
Irak'taki güç mücadelesinde dikkatleri her zaman üzerinde toplayan, zengin petrol yataklarına sahip Kerkük'te son dönemde artan saldırılarla "Peşmergesiz güvenlik olmaz" algısı oluşturulmak istendiği belirtiliyor.
Kerkük'te kontrolün Peşmerge'den yeniden merkezi yönetime geçtiği 16 Ekim 2017'den bu yana
çeşitli silahlı ve bombalı saldırılar gerçekleştirildi. Kentte güvenlik zafiyeti olduğu tartışmalarına yol açan saldırılardan en çok etkilenen ise Türkmenler oldu.
Özellikle "suikast" şeklinde düzenlenen ve çoğu "faili meçhul" kalan saldırılar kentte yaşayan tüm Türkmenlerin üzerindeki tedirginliği artırdı.
Saldırıların hedefinde siyasetçi ve öğretim görevlileri başta olmak üzere Türkmenler içinde farklı sosyal altyapıya sahip kişiler yer alıyor.
Kerküklü Türkmenler, son olarak 4 gün önce eş zamanlı 6 saldırıya maruz kaldı; 3 kişi öldü, 10'dan fazla kişi yaralandı.
Seçimde hile iddiaları
Kentte Türkmen varlığını yıpratma amaçlı girişimler bu tür saldırılarla sınırlı değil. Kerkük'teki güç ve nüfuz mücadelesi 12 Mayıs'ta yapılan genel seçimlerde de kendini gösterdi.
Kürdistan Yurtseverler Birliği'nin (KYB) geliştirdiği sistemle seçime hile karıştırıldığını ve oylarının çalındığını ileri süren Türkmenler, yaklaşık 1 ay boyunca sokakları doldurarak gösteriler düzenledi.
Türkmenlerin "mavi devrim" adı verdiği gösterilere kentte yaşayan Araplar da destek verdi.
Yeni hükümet görüşmelerinde Kerkük pazarlığı
Bu gelişmeler yaşanırken yeni hükümetin kurulması pazarlıklarında da Kerkük'ün adı sıkça geçmeye başladı.
Yerel kaynaklardan alınan bilgilere göre, İran'a yakın bazı Şii partiler, Kürt siyasi partileriyle görüşmelerinde Peşmerge'nin Kerkük'e dönmesi ve belirli yerlerde kontrolü sağlama konusunu masaya yatırdı.
Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) ve KYB'nin, Bağdat'ta kurulacak yeni hükümete destek vermek için Peşmerge'nin Kerkük'e geri dönmesini şart koştuğu biliniyor.
Bu durum Türkmen ve Arapları endişelendiriyor. Peşmerge'nin geri getirilmesi halinde kentteki yarı istikrarsız durumun "etnik çatışmaya" evrileceğinden kaygı duyuluyor.
"Kürt siyasi partiler yeniden tek taraflı hakimiyet kurma peşinde"
Kerkük'teki son durumu AA muhabirine değerlendiren Irak Türkmen Cephesi (ITC) Kerkük İl Başkanı Kasım Kazancı, daha çok Türkmenlerin bulunduğu yerleşim yerlerini hedef alan bombalı saldırıların arkasında kentte yeniden tek taraflı hakimiyet kurmak peşinde olan "siyasi tarafların" olduğunu söyledi.
Kazancı, konuşması sırasında "siyasi taraflar" değerlendirmesine açıklık getirerek, bunların Kürt siyasi partileri (KYB ve KDP) olduğuna işaret etti.
"Peşmergesiz istikrar olmaz" algısı
"Saldırıların, Türkmen semtlerinde meydana gelmesi Türkmenlerin hedef alındığının en belirgin göstergesidir." diyen Türkmen yetkili, kentteki egemenliklerinin son bulmasını hazmedemeyen Kürt partilerin, "Kerkük'te Peşmergesiz güvenlik ve istikrar olmaz" algısı yaratmanın peşinde olduğunu ifade etti.
Kasım Kazancı, "Türkmenler, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi'nin (IKBY) anayasaya aykırı referandumu ve genel seçimlere şaibe karıştırılmasına karşı çıkmanın faturasını ödüyor." diye konuştu.
Coğrafi savaş
Irak Türkmen Meclisi Başkan Yardımcısı Nihat Kuşçu da, "Kentte hakimiyeti kaybeden Kürt siyasi partiler, Irak ordusunun 16 Ekim'de Kerkük'te kontrolü sağlamasından sonra sağlanmaya çalışılan istikrarı bozmaya çalışıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Kuşçu, "Irak'taki Türkmenlerin bulundukları bölgelerde coğrafi savaş yaşanıyor. Türkmenlerin yaşadığı yerleri hedef alarak bu toplumu topraksız bırakmak istiyorlar." ifadelerini kullandı.
Kerkük'teki Arap Meclisi üyesi Hatem etTaii de AA muhabirine, “Siyasi oyunların bir parçası olan bu saldırılarla kentin istikrarını ve kalkınmakta olan ekonomisini hedef alıyorlar.” yorumunda bulundu.
Taii, son zamanlarda artan saldırıların Kürt siyasi partilerin kentte tek taraflı hakim oldukları döneme geri dönmek için atılan adımlar olduğuna dikkati çekti.
Haval Kürtçe Yayın Kuruluşu Müdür Yardımcısı Burhan Süleyman ise
"Kerkük Kürtleri olarak kenti olumsuz etkileyen her türlü terör saldırılarını reddediyoruz." dedi.
Son saldırıların meydana geldiği Kerkük'te Peşmerge'nin yokluğunun hissedildiğini belirten Süleyman, "Özellikle teröristlerin sızdıkları kentin güneyinde eskisi gibi Peşmerge olsaydı bunların hiçbiri olmazdı." diye konuştu.
Peşmerge güçleri, terör örgütü DEAŞ'ın Haziran 2014'te ilerleyişi karşısında Irak ordusunun çekilmesinin ardından Kerkük ve çevresinde 3 yıldan uzun süre kontrolü elinde tutmuştu.
Bağdat merkezi yönetimine bağlı güçler, 16 Ekim 2017'de kente girerek, KYB ve KDP'ye bağlı Peşmerge güçlerinin hakimiyetine son vermişti. Bağdat yönetimi, kentteki petrol kuyularında da kontrolü sağlamıştı.
Doğu Kudüs'ün "Eski Şehir" bölgesinde yer alan Mescidi Aksa'ya baskın düzenlemişti.
Kaynak: Diyarbakır Söz