Kumaş üzerine nakış işini Bursa'da sürdüren Hadri, AA muhabirine, 2000'de yapmaya başladığı eserini, işlemesi 8 yıl olmak üzere 12 yılda tamamladığını söyledi.
Boyu 80, eni 60 santimetrelik eserin, 200 kilo ağırlığındaki 12 ciltten oluştuğunu belirten Hadri, çalışmasını, güvenli bir yerde muhafaza ettiğini bildirdi.
Yurt dışında Lübnan, Kuveyt, Dubai ve Katar'da, Türkiye'de ise İstanbul ve Bursa'da sergilenen eserinin İslam alimlerince incelendiğini ve onaylandığını ifade eden Hadri, büyük emeklerle yaptığı Kur'an-ı Kerim'e gösterilen ilginin kendisini çok mutlu ettiğini anlattı.
Birçok kişinin eserini almak için kendisine teklifte bulunduğunu vurgulayan Hadri, "Eseri Türkiye'nin almasını arzuluyorum. Türkiye, İslamiyet ile ilgili şeylere çok dikkat ediyor. Kur'an-ı Kerim'in çok güzel muhafaza edileceğini bildiğim için Türkiye'de bir müzede sergilenmesini istiyorum. Eserin elden ele dolaşmasını, ticaret aracı olmasını hiç arzu etmiyorum" diye konuştu.
- "Eseri, 5 milyon dolar öneren Esed'e vermedim"
Eserini yapmaya Halep'te başladığını anlatan Hadri, iç karışıklık öncesi 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Suriye'de katıldığı bir fuarda, Beşşar Esed ile de görüştüğünü dile getirdi.
Hadri, "Esed, savaştan önce kitabı görüp beğenmiş ve benden istemişti. O zaman savaş yoktu, 5 milyon dolara anlaşmıştık. Ancak savaştan sonra ona vermek istemedim. Bir insan kendi milletini öldürüyorsa ona Kur'an-ı Kerim'i 5 milyon dolar karşılığında da olsa vermem" dedi.
Esed'in önerisini kabul ettikten sonra eserini tamamlamak için Suriye'den ayrıldığını söyleyen Hadri, "Eseri tamamladıktan sonra Esed bana aracılarla haber gönderdi. Kur'an-ı Kerim'i almak istedi. Ama biz anlaştığımızda Suriye'de savaş yoktu. Sorunlar, sıkıntılar o dönemde yoktu. Bu olaylar olduktan sonra ona vermek istemedim" değerlendirmesinde bulundu.
Hadri, bunun haricinde şimdiye kadar eser için önerilen en büyük rakamın 2,5 milyon dolar olduğunu bildirdi.
- "Türkiye'de mutluyum"
Esed'in önerisini reddetmesinin ardından Suriye'ye girişinin yasaklandığını, Lübnan ve Dubai'den sonra Türkiye'ye geldiğini belirten Hadri, burada çok mutlu olduğunu ve Türkiye'yi "vatanı" gördüğünü kaydetti.
Suriye'ye savaş bittikten sonra da dönmek istemediğini dile getiren Hadri, "Orada çok acı şeyler yaşandı. Kardeşim öldü. Türkiye Cumhuriyeti beni vatandaş olarak kabul etmezse bile burada yaşamak istiyorum. Çocuklarım burada okuyor" ifadelerini kullandı.
Hadri, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a nakış işleme bir eser hediye ettiğini sözlerine ekledi.
Kaynak: Diyarbakır Söz