Birçoklarınca dost canlısı, ılımlı, şakacı bir kişi olarak nitelenen Hollande'ın sessiz, bazılarınca sıkıcı bulunan duruşu, 6 Mayıs'ta kozlarını paylaştığı muhafazakar aday Nicolas Sarkozy'nin öteden beri benimsediği yoğun, göz kamaştırıcı, hatta kimilerince gösterişçi bulunan tarzıyla tamamen zıt.
Ancak daha yakın zamanlara kadar işe Vespa'sıyla gitmeyi tercih eden, gösterişten uzak, sıradan bir Fransızınkinden farklı görünmeyen bir yaşam sürdüren Hollande'ın yandaşları, liderin, ülkeyi yönetebilecek çelik gibi bir iradeye sahip olduğunu söylüyor.
Hollande, 2012 cumhurbaşkanlığı seçimine adaylık için partisinden destek alıncaya dek yoğun bir ön seçim aşamasından geçti. Bu süreçte hem siyasi, hem de özel yaşamı sınandı.
Adaylık yarışının en dramatik anlarından biri, rakip adaylar arasında bulunan, yaklaşık 30 yıl boyunca hayat arkadaşı ve dört çocuğunun annesi olan ancak geçtiğimiz yıllarda ayrıldığı Ségolène Royal'in, kendisini desteklediğini ilan etmesiydi.
6 Mayıs gecesi Paris'in Bastille Meydanı'ndaki kutlama konuşması sırasında, ekibiyle kucaklaşırken sahnede ön plana çıkmayan Royal'in yanına gidip yanaklarından öpmesi ilgi çekti.
Partideki yükselişi
Fransa'nın yeni Cumhurbaşkanı meslekten gelme bir politikacı.
François Hollande, 12 Ağustos 1954'te kuzeybatıdaki Rouen kentinde, son derece otoriter yapıya sahip bir doktorun oğlu olarak dünyaya geldi. Ocak ayında katıldığı büyük bir mitingde, babasıyla olan ideolojik ayrılıklarına ve çatışmalarına gönderme yaparak "Sol, bana miras kalmadı. Solu, ben seçtim." demişti.
Fransa'da "seçkinler fabrikası" diye tanımlanan, idari kadroların okulu École Nationale d'Administration'da okuyan Hollande, dört çocuğunun annesi olan Ségolène Royal ile de bu okulda tanıştı. Hollande ve Royal bir burjuvazi kurumu olarak gördükleri evliliğe inanmadıkları için hiçbir zaman resmen evlenmediler.
Fransa'nın bir diğer seçkin öğrenim kurumu olan Sciences Po'da da (Siyasal Bilimler) eğitim gören François Hollande, öğrencilik yıllarında başladığı örgütlenme çalışmalarını ve siyasi faaliyetlerini, 1979'da Sosyalist Parti'ye üye olarak sürdürdü.
Hollande, 27 yaşında François Mitterrand yönetimi sırasında kabinede ekonomik danışman olarak alt düzeyde bir görev aldı. Hiçbir zaman Mitterand'ın çırağı olmadıysa da, Mitterand'dan aldığı önemli bir dersi hiç unutmadı: Fransa'da siyasetin en tepesine yükselmek isteyen birinin kırsal tabanı olmalıdır.
1988'den bu yana Correze milletvekili olan Hollande, 1997'de Lionel Jospin'den parti liderliğini devraldı ve on yılı aşkın bir süre bu görevi yürüttü.
2007 yılında Ségolène Royal'in Nicolas Sarkozy karşısında yenilmesi yüzünden parti içinde yaşanan gerginlik üzerine 2008'de parti liderliğinden istifa etti.
Daha sonra, o dönemde aslında gazeteci Valerie Trierweiler ile ilişki yaşamakta olduğu ortaya çıktı. Hollande, o tarihten bu yana Paris Match dergisinde siyasi muhabir olan Trierweiler ile beraberliğini sürdürüyor.
Hollande ile Royal arasındaki sürtüşme, Sosyalistler için uzun yıllar boyu yüz kızartıcı bir durum yarattı ama 2011 Mayıs'ında, parti çok daha büyük boyutlarda bir skandal yaşadı.
Geçen yılın başkanlık yarışı için favori ismi Dominique Strauss-Kahn, cinsel tecavüz suçlamasıyla New York'ta gözaltına alındı. Suçlama daha sonra düştü ama Strauss-Kahn'ın sahneden çekilmesiyle, François Hollande'a, 2012 seçimleri için en uygun aday gözüyle bakılmaya başlandı.
Devlet adamlığı
François Hollande'ın geniş çaplı bir destek topladığının kanıtlarından biri, eski muhafazakar cumhurbaşkanı Jacques Chirac'dan umulmadık bir övgü alması oldu.
Chirac, anılarında Hollande'dan "partilerüstü, gerçek bir devlet adamı" diye söz etti. Chirac'ın sözleri, bazılarınca Sarkozy'ye hakaret olarak algılandı. Jacques Chirac kitabında Sarkozy'yle açık açık alay etmişti.
Bununla birlikte Hollande, genelde ılımlı bir isim olarak görülüyor. Sosyalist Parti'nin cumhurbaşkanlığı adaylığı için başlıca rakibi Martine Aubry ile katıldığı bir tartışma programında, "Katı bir sol istemiyorum. Beş yıldır süren acımasız bir başkanlık dönemini geride bırakıyoruz. Ülkeyi bölecek bir adaylığa ihtiyacımız var mı? Ben istemiyorum bunu. Sağlam bir sola ihtiyacımız var."demişti.
Hollande bir ılımlı siyasetçi olarak görülmekle birlikte, Sosyalistlerin adayı olarak kampanyasını katı ekonomik politikalara dayandırdı. Vergi diliminin tavanındaki kişilerden yüzde 75 vergi alınmasını, 60 bin yeni öğretmen alınmasını öneren Hollande, Nicolas Sarkozy'nin imzaladığı AB mali büyüme anlaşmasını yeniden tartışmaya açmak istediğini ilan etti.
Hollande'ın 1 milyon euro'dan fazla gelir sahibi olanlardan yüzde 75 oranında vergi alınması fikrini ortaya atması, kendi partisindekileri bile şaşkınlığa uğrattı ve rakiplerince şiddetle kınandı. Nicolas Sarkozy'nin partisi UMP'nin lideri Jean-François Copé, binlerce ek öğretmen istihdam edilmesi fikrini "çılgınlık" diye nitelemişti.
Yakınlarda François Hollande'ın biyografisini yazan siyaset muhabiri Marie-Eve Malouines, kitabında, devletin en yüksek mevkisini ele geçirmeye kararlı ama tartışma ve sürtüşme yaşamaktan kaçınan bir siyasetçi tablosu çizdi.
Hollande, bir defasında, "cumhurbaşkanı olmak için acaba fazla renksiz misiniz?" şeklindeki bir soruya yanıt olarak, "Herkes François Mitterand'ın büyük bir çekiciliği olduğunu söylüyordu. Ama cumhurbaşkanı seçilmeden önce kötü giyindiği, yaşlı ve modasının geçmiş olduğu, ekonomi hakkında birşey bilmediği söyleniyordu. Seçildiği güne dek... Ama seçildiğinizde, tüm Fransa'yı kucaklayan bir kişi konumuna geçersiniz. O gün herşey değişir." dedi.
Cumhurbaşkanlığı yarışı sürecinde 12 kilo veren, gözlüklerini değiştiren, daha yanık bir tenle dolaşmaya, terzi elinden çıkma takım elbiseler giymeye başlayan François Hollande hakkında, geçmişte kendisine karşı çıkmış olan üst düzeyde bir Sosyalist politikacı, "akıllı ve çok şey isteyen biri ama asla acımasızlık yapmaz ve hava atmaz." şeklinde konuşmuştu.
BBC
Kaynak: Diyarbakır Söz