Dışişleri Bakanı Hakan Fidan,
"(İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun) Bütün bu süreci 7 Ekim gününde olan bazı olaylarla fotoğraflayıp, onun üzerinden Batı'ya anlattığı bir kurgu var. ‘Ben, katledildim. Bunu yapanlar barbar’ diye anlatıyor hadiseyi. Dolayısıyla onun için ne olduğunun önemi yok. Bizim duruşumuz, bizim çıkışımız ise onun ortaya koyduğu o stratejiyi, Batı’nın satın aldığı o resmi, tamamıyla ters yüz ediyor."
dedi.
Dışişleri Bakanlığında basın mensuplarıyla bir araya gelen Bakan Fidan, gündeme ilişkin soruları yanıtladı.
Fidan, ülkelerin Hamas'a ilişkin tutumunda 7 Ekim öncesinde ve ya sonrasında değişim yaşanmadığını vurgulayarak,
"Bizim gibi bunu, terörist olarak görmeyenler, bir direniş hareketi olarak görenler, siyasi parti görenler, o şekilde görmeye devam ediyor. Hakeza, terörist görenler de aynı pozisyonlarını koruyor."
dedi.
Sivillere yönelik hareketin eleştirilebileceğini ve Türkiye'nin de bunu yapmaktan çekinmediğini belirten Fidan,
"Ama onlar bahane edilerek Gazzelilerin ayrım gözetmeksizin öldürülmesi meselesini gözden kaçırmamak lazım."
ifadesini kullandı.
Fidan, Türkiye'nin Hamas'ın direniş vasfını vurgulamasının reaksiyon oluşturmasının İsrail'le alakalı olduğunu kaydederek, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun, bütün bu süreci 7 Ekim gününde olan bazı olaylarla fotoğraflayıp, onun üzerinden Batı'ya anlattığı bir kurgu bulunduğunu dile getirerek, şunları kaydetti:
"‘Ben, katledildim. Bunu yapanlar barbar’ diye anlatıyor hadiseyi. Dolayısıyla onun için ne olduğunun önemi yok. Bizim duruşumuz, bizim çıkışımız ise onun ortaya koyduğu o stratejiyi, Batı’nın satın aldığı o resmi, tamamıyla ters yüz ediyor."
BUNUN ADI BARBARLIKTIR
Fidan, hiçbir gerekçenin on binlerce sivilin ayrım gözetmeksizin öldürülmesi için yeterli olmadığını ve bunun adının
"barbarlık"
olduğunu vurgulayarak
, "Eğer Hamas'a yönelik tanımlamaları siz sivil katliamı üzerinden yapıyorsanız, aynı kuralı İsrail için de uygulamanız lazım. Yani tanımlamaları İsrail'e yönelik olarak da yapmanız lazım. Şimdi tabii bunlar, cevap veremedikleri konular."
dedi.
"Bazen diyorlar ki, bildirilerde, işte Hamas'ı kınayalım. Tamam hiç problem yok, kınayalım. Hangi gerekçe ile kınıyorsunuz Hamas’ı? Sivil öldürdüğü için. Peki aynı gerekçeyle İsrail'i de kınayalım. Bunu yapamıyorlar."
diye konuşan Fidan, bu ülkelerin İsrail'i kınaması durumunda pozisyon kaybı yaşayacağını düşündüğünü, bu nedenle de İsrail'i kınamadıklarını vurguladı.
Bakan Fidan, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Gazze meselesinde ilkeli duruş sergilediğine işaret ederek,
"Doğruların ifade edilmesi ve doğru yerde durmak olunca mesele, orada maliyete bakılmıyor açıkçası. Bakılmaması da gerekiyor."
değerlendirmesinde bulundu.
Muhataplarının İsrail'in yaptığı katliamın hiçbir şeyle kıyaslanamayacağını gördüğüne vurgu yapan Fidan,
"İsrail'in burada daha fazla eleştirilmesi, kınanması, itilmesi gerekiyor, işin o boyutuna gelince bir şey yapamıyorlar."
ifadesini kullandı.
SURİYE'DE ÖNCELİK REJİMLE MUHALİFLER ARASINDA YENİ ÇATIŞMA ALANI ÇIKMAMASI
Fidan, 14 Mayıs 2023 seçimlerinden önce Esed rejimiyle Moskova'da yapılan dörtlü zirvenin ardından sürece ilişkin,
"Temas meselesi her zaman çeşitli boyutlarda bir temas oluyor. Direkt oluyor, dolaylı oluyor. Daha farklı seviyelerde oluyor ama orada şu anda birinci öncelik yeni bir çatışma alanı çıkmaması, rejimle muhalifler arasında. Herkes pozisyonunu koruyor, daha doğrusu Astana Mutabakatı çerçevesinde çizdiğimiz bir resim var. Onun korunması önemli."
diye konuştu.
Bu çatışmaların çıkmamasını neden önemsediklerine ilişkin Fidan, şunları söyledi:
"Birkaç sebepten, birincisi daha fazla göçmen olmaması için çatışmaların olmaması elzem. İkincisi sessizliğin olduğu bir ortamda iki tarafın da sahip olduğu nefret unutulup biraz daha barışa yönelik, geleceğin inşasına yönelik belki siyasal duruş çıkabilir yani etkileşimlerle. Bu önemli."
Fidan, üçüncü nedenin de her türlü çatışmadan Türkiye'nin ayrıca dikkat ettiği terör örgütlerinin ciddi bir şeyler aldığını ve kendine fırsat alanı oluşturduğunu belirterek, bunun olmaması için Türkiye'nin belli bir denklemde çatışmasızlığın devam etmesini, tarafların bulundukları pozisyonlarda kalmasını temin edecek yoğun diplomatik ve diğer faaliyetler içinde olduğunu vurguladı.
Bu kapsamda çok fazla emek olduğuna işaret eden Fidan,
"Gerçekten inanılmaz emek var istihbarat tarafında hem asker tarafında hem bu tarafta yani bu denklemi bu şekilde götürmek çok büyük bir emek."
dedi.
TERÖRLE MÜCADELEDE ERBİL'LE TAM İŞBİRLİĞİ
Fidan, Türkiye'nin son zamanlarda sınır ötesi operasyonlarını artırmasıyla ilgili Irak'ta Bağdat ve Erbil'in tutumuna ilişkin, şunları kaydetti:
"Terörle mücadelede Erbil'le tam bir işbirliğimiz var. Özellikle PKK konusunda bizim hassasiyetlerimizi paylaşıyorlar. Onlarla işbirliği konusunda her geçen gün daha da iyi bir noktaya gidiyoruz. Onu söylemekte bir beis görmüyorum. Biliyorsunuz, PKK aynı zamanda Erbil yönetimini de hedef alır bir durumda. Şu anda PKK'nın Süleymaniye ile geliştirdiği bir ittifak var, Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) ile. KYB ve PKK ittifakı, Kürdistan Demokratik Partisi (KDP) bloğuna olduğu gibi karşı. Süleymaniye ve PKK, bunlar Erbil yönetimine karşılar. Burada büyük bir sıkıntı var."
Bağdat'taki belediye seçimlerinin bölgede çeşitli sonuçları ortaya çıkardığını kaydeden Fidan, bunlara yakından baktıklarını ve taraflarla görüştüklerini dile getirdi.
Fidan, dün Irak Türkmen Cephesi (ITC) Başkanı Hasan Turan'la uzun bir görüşme yaptığını anımsatarak,
"Kerkük öznesinde nereye, nasıl gideceğiz meselesi. Şimdi seçim sonuçlarına baktığınız zaman orada, tabii seçimlerde ne kadar hile yapıldı, yapılmadı bunlar şu anda kendi aralarında çok tartışılan bir mesele. Aslında beklenmedik şekilde KYB'nin oylarını artırdığı görünüyor. Bizim istediğimiz önceden geliştirilen kuralın devam ettirilmesi, yani taraflar arasından yine münavebeli bir valilik sisteminin devam etmesi önemli. PKK ve KYB ortaklığının bölgede etkinlik kuracağı bir denklemin olmaması için çalışmaya devam ediyoruz."
diye konuştu.
aa
Kaynak: Diyarbakır Söz