Dünyanın durumu hızla kötüye gidiyor

Nüfusu 1950'den bu yana ikiye katlanan dünyanın durumunun hızla kötüye gittiği, bu yöndeki eğilimin hemen değiştirilmemesi durumunda kritik eşiklerin yakında aşılacağı bildirildi.

Dünyanın durumu hızla kötüye gidiyor

BM Çevre Programı'nın genel direktörü Achim Steiner, söz konusu durumun devam etmesi, mevcut üretim yapısı ve doğal kaynakların tüketilmesinin sürmesi ve bu eğilimin tersine çevrilmesi için hiçbir şey yapılmaması halinde, hükümetlerin bozulmanın sorumluluğunu üstlenmesi gerektiğini belirtti.

Bu arada, kurumun, "Dünyanın Çevresel Geleceği" konulu 5. raporunda, BM Çevre Programı üyesi ülkeler tarafından öncelikli olarak kabul edilen 90 hedeften sadece dördünde önemli ilerlemeler kaydedildiği ortaya konuldu.

Ozon tabakasının incelmesine neden olan maddelerin ortadan kaldırılması ve böylece 2100'e kadar on milyonlarca insanda katarakt oluşması ve 2050'ye dek milyonlarca deri kanseri vakasının önüne geçilmesinin beklendiğine değinilen raporda, yakıtlarda kurşun kullanımının önlenmesi, içme suyuna erişim ve deniz kirliliğinin azaltılması alanındaki araştırmalarda ilerleme sağlandığı belirtildi. Buna karşın 2015'te içme suyuna erişim imkanından yararlanamayan kişi sayısının 600 milyon, sağlık hizmetlerinden faydalanamayan kişi sayısının ise 2.5 milyardan fazla olmasının beklendiği vurgulandı.

Denizlerdeki asitleşme oranının bozulmaya yol açtığı mercan resiflerinin 1980'den bu yana yüzde 38 oranında azaldığını ortaya koyan raporda, denize petrol sızma oranının ise 20 yıldan bu yana düşüş kaydettiği dile getirildi.

Raporda, ulusal parklar gibi koruma altındaki alanların genişlemesi ve ormansızlaşma gibi 40 hedefte de bazı ilerlemelerin sağlandığı, 24 hedefte ise hiçbir ilerlemenin sağlanamadığı ortaya konuldu.

Sıcaklıkların en az ortalama 3 derece artmasıyla gelecek 50 yılda, sera etkisi yapan gazların salımının iki katına çıkabileceğine de değinilen raporda, Kyoto Protokolü'nü imzalayan bazı ülkelerin bu emisyonu biraz azaltabildiği belirtildi.

Raporda, sellerin 1980 ve 2000 yılları arasında yüzde 230, kuraklığın ise yüzde 38 oranında arttığına işaret edildi.

Sekiz hedefte ise ek bozulmalar saptandığı, bu çerçevede biyolojik çeşitliliğin uğradığı zararın arttığı ve omurgalı türlerin yüzde 20'sinin tehdit altında olduğu vurgulandı.

Veri olmayışı yüzünden 14 hedef için ise hiçbir sonuç elde edilemediği kaydedildi.

Raporda, mevcut stratejilerin güçlendirilmesi şartıyla, bu hedeflere 2050 yılına kadar ulaşılabileceği tespitinde de bulunuldu.

AA

Kaynak: Diyarbakır Söz