Dünya savaş kıskacında!

2018'de dünya genelinde yaşanan çatışma sayısı son 7 yılın en düşük seviyesine geriledi.

Dünya savaş kıskacında!

Dünya genelinde geçen yıl yaşanan çatışmaların sayısı bir önceki yıla göre yüzde 3,38 azalarak son 7 yılın en düşük seviyesine gerilerken bölgesel düzeyde gerçekleşen ve topyekun seviyeye ulaşmayan sınırlı savaş sayısında ciddi artış oldu.

Heidelberg Uluslararası Çatışma Araştırma Enstitüsünün "Çatışma Barometresi 2018" raporunda, geçen yıl dünya genelinde yaşanan çatışma sayısında azalma olduğu ortaya kondu.

"Çatışma Barometresi 2018" raporundan derlenen verilere göre, geçen yıl yaşanan çatışmalar son 7 yılın en düşük seviyesine geriledi.

Dünya genelinde çıkan çatışmalar anlaşmazlık, pasif krizler, şiddetli krizler, savaş ve sınırlı savaş kategorisi altında değerlendirilerek hazırlanan rapora göre, 2017'de dünya genelinde 385 çatışma yaşanırken, bu rakam geçen yıl yüzde 3,38 azalarak 372'ye geriledi.

Raporda, 150 çatışmanın şiddet içermeyen anlaşmazlık ve pasif kriz seviyesinde, 213 çatışmanın da şiddetli kriz, sınırlı savaş ve savaş seviyesinde olduğu belirtilerek, geçen yıl ortaya çıkan ancak kısa süre içinde çözüme kavuşturulan 9 çatışma yaşandığının altı çizildi.

Bununla birlikte raporda, 2018'de savaş seviyesinde seyreden çatışmaların sayısının 20'den 16'ya düştüğü, yoğun şiddet unsuru barındıran sınırlı savaş seviyesindeki çatışma sayısının da 16'dan 24'e yükseldiği ifade edildi.

Çatışmaların bölgesel dağılımı                         

Geçen yıl klasik savaş sayısında belirgin bir düşüş yaşandığı ancak genellikle bölgesel düzeyde gerçekleşen ve topyekun seviyeye ulaşmayan sınırlı savaş sayısında ciddi bir artış olduğu vurgulanan raporda, şu ifadelere yer verildi:

"Suriye, Yemen, Afganistan, Libya, Orta Afrika Cumhuriyeti, Somali ve Nijerya'daki savaşlar veya örneğin Brezilya, Kolombiya ve Filipinler'deki sınırlı savaşlar çatışma yoğunluğunu korudu. Geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi, Venezuela veya Nikaragua'daki devlet içi muhalif çatışmalar devam etti. Ayrıca örneğin AB, ABD veya Rusya ya da Hindistan ile Pakistan arasındaki şiddet içermeyen veya orta yoğunluktaki devlet içi çatışmalar 2018'in belirleyicisi oldu. Son olarak, örneğin Yunanistan ile Makedonya arasındaki, Etiyopya'daki veya Güney Sudan'daki barışçıl girişimler gelecekte daha barışçıl ilişkilerin yolunu açmayı amaçladı."

Asya ve Okyanusya coğrafyasının 114 çatışma ile en çok çatışmanın çıktığı bölge olduğu belirtilen raporda, Myanmar'daki Budist hükümetin Müslüman azınlığa karşı yürüttüğü baskıcı politikalar ve Filipinler hükümetiyle bazı Müslüman gruplar arasındaki çatışmaların, şiddet seviyesi en yüksek çatışmalar olduğu vurgulandı.

Rapora göre, Sahraaltı Afrika'nın 89 çatışma ile en yoğun ikinci bölge olduğu belirtilerek, geçen yıl yüksek şiddet içeren savaş seviyesindeki 10 çatışmanın 4'ünün sınırlı savaş ve şiddetli krizlere dönüştüğü ifade edildi.

Öte yandan Avrupa kıtasında ortaya çıkan 60 çatışmanın yüzde 60'ının anlaşmazlık seviyesinde gerçekleştiği ve şiddet içermediği belirtilen rapora göre, bölgedeki düşük şiddet içeren tek çatışmanın Ukrayna’daki Donbas sorunu olduğu kaydedildi.

Bununla birlikte 57 çatışmayla Amerika kıtasının yıl boyunca en az çatışmanın gözlemlendiği coğrafya olduğu bildirilen raporda, kıtadaki yüksek şiddet içeren çatışmaların önemli bir kısmının Meksika'daki uyuşturucu kartelleriyle mücadeleden kaynaklandığı ortaya kondu.

Çatışmaların nedenleri

Raporda, geçen yıl yaşanan 139 çatışmanın devletlerin yönetim sistemlerinden doğan sorunlar ve ideolojik farklılıklardan kaynaklandığı belirtildi.

Doğal kaynaklar ve kaynakların bölüştürülmesi konusunda ortaya çıkan 91 çatışma, raporda ikinci sırada gösterildi.

Ulusal güç paylaşımı sorunları, ulus altı yönetim anlaşmazlıkları, sınır tartışmaları, ayrılma ve özerlik talepleri de çıkan çatışmaların diğer önemli nedenleri arasında yer aldı.

Devletlerin yönetim sistemlerinden doğan farklılıklar ve ideolojik farklılığın Avrupa, Asya ve Okyanusya, Orta Doğu ve Mağrip bölgelerinde meydana gelen çatışmaların en önemli nedeni olduğuna vurgu yapılan raporda, Sahraaltı Afrika'da ulusal güç paylaşımı konusundaki anlaşmazlıkların, Amerika kıtasında ise doğal kaynakların paylaştırılmasının önemli etken olduğu belirtildi.

Kaynak: Diyarbakır Söz

Çok Okunan Haberler