Her zaman tüm Iraklı kardeşlerimizin huzur içerisinde bir arada yaşaması için çaba sarf ettik. Onu da aslında en iyi Maliki bilir'' dedi.
Davutoğlu, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz ile Sivas Belediye Başkanı Doğan Ürgüp'ü makamında ziyaret etti.
Ziyaretin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Davutoğlu, Irak Başbakanı Nuri El Maliki'nin açıklamalarına yönelik soru üzerine, Türkiye'nin komşu ve bütün çevre ülkelerle politikasının çok net, açık ilkelere dayandığını söyledi.
Son 20-30 yıldır Irak'ın İran savaşı, Saddam dönemi ve ABD'nin müdahalesinden sonra büyük darbeler yediğini, çok büyük can kayıpları yaşandığını vurgulayan Davutoğlu, şöyle devam etti:
''Bütün bu dönemlerin hiçbirinde Türkiye'nin Irak'ta herhangi bir olumsuz olayı olmadı. Hiçbir zaman mezhep temelli, etnik temelli bir politika takip etmedik. Her zaman tüm Iraklı kardeşlerimizin huzur içerisinde bir arada yaşaması için çaba sarf ettik. Onu da aslında en iyi Maliki bilir. Çünkü 2009 yılında bir terör olayı olduğunda sayın Başbakanımız 12 bakan arkadaşımızı da alarak Irak'a gitti, 48 anlaşmaya imza attı. Daha önce 2006-2007 yıllarında bir mezhep çatışmaları yaşandığında da bu çatışmaların azalması için çok büyük çabalar sarf ettik. Ve hangi parti, hangi siyasi görüş, hangi mezhep ve temel geçmişe sahip olursa olsun, bütün Iraklılar bunu bilir. Bu, çok açık bir politikamızdır. Bu konuda Sayın Maliki'nin iddiaları da kanaatleri de tamamen temelsizdir. Bütün Irak siyasetinde etkili olan liderlerle yakın temasımızda, hiçbirisinde böyle bir şey söz konusu değil. Her biriyle, Sünni, Şii, Arap, Kürt, Türkmen bütün liderlerle görüşüyoruz. Bunu da kamuoyu takip ediyor.''
-''Bütün Iraklı siyasi liderlerle gerilim yaşıyor''-
Irak içinde çok yoğun bir siyasi kriz yaşandığını belirten Davutoğlu, ''Maalesef Sayın Maliki, 2009 yılında kendisine bütün Iraklı gruplar tarafından verilen emaneti ve sorumluluğu onlarla birlikte siyasi misyona taşıyamadığı için hemen hemen bütün Iraklı siyasi liderlerle gerilim yaşıyor. Bütün bu siyasi yaşanan gerilim Türkiye ile ilgili değildir. Irak içinde Sayın Maliki'nin diğer siyasi liderlerle yaşadığı bir gerilimdir'' diye konuştu.
Davutoğlu, Maliki'nin, Barzani, Haşimi gibi mezhep farkı olmaksızın birçok kesimle sıkıntılar yaşadığına değinerek, ''Biz bu sıkıntıların aşılması için ancak ve ancak olumlu katkıda bulunuruz ve hep olumlu katkıda bulunduk. Sayın Maliki Irak içindeki siyasi sorunları aşma yönünde gayret sarf etmek yerine, dışarıda bir düşman ya da karşı bir şey üretmeye çalışırsa çok büyük hata yapar. Bu, Irak'a da zarar verir, inandırıcı da olmaz'' dedi.
-''Şii kardeşlerimizle aramıza nifak sokmaya kimse çalışmamalı''-
Türkiye'nin Basra, Erbil ve Musul'da başkonsolosluklarının olduğunu anımsatan Bakan Davutoğlu, şunları söyledi:
''Bağdat elçiliği ve bütün Irak halkıyla temas halindeyiz, hiçbir ayrım gözetmeden. Özellikle Şii kardeşlerimiz, 1. Dünya Savaşı'ndan beri, Kut'ül Ammare Savaşı'nda omuz omuza savaştığımız Şii kardeşlerimizle aramıza nifak sokmaya kimse çalışmamalı. Basra'da, Kut'ül Ammare'de İngilizlere karşı, dedelerimizle Şii kardeşlerimiz istiklal mücadelesi vermişlerdir. Biz onların hepsiyle yakın gönül bağı içindeyiz. Onlarla, Sünni kardeşlerimizi ayırt etmeye çalışmak, ya da onlarla bizim aramızda bir farklılık varmış gibi bir görüntü ortaya çıkarmaya çalışmak doğru değil. Hiçbir zaman böyle bir durum olmadı. Ümit ederiz Sayın Maliki ciddi bir muhasebe yapar ve 'niye Irak'taki herkesi küstürüyorum, niye 1-2 iki ülke dışında hiçbir ülkeyle dostluk ilişkim yok, komşu ülkelerle' bunu bir düşünür. Şu ana kadar da biz çok yakın ilişkiler içerisinde olduk, hep destek verdik. Bizi de kaybetmenin bölgede ne tür sonuçlara yol açacağını hesap ediyor olması lazım. Ümit ederim ki bu muhasebeyi yapar ve bu sıkıntıya sebep olmaktansa bunu aşmaya çalışır.''
-28 Şubat soruşturması-
Davutoğlu, bir gazetecinin 28 Şubat soruşturmasıyla ilgili sorusunu ise şöyle yanıtladı:
''Bu soruyu Sivas'ta sormuş olmanız çok anlamlı. Çünkü Sivas Kongresi'nin eğer bir ruhu varsa, bu ruhu yansıtan en önemli cümle 'irade-i milliyeye dayalı, irade-i milliyeyi temel esas alan kati esastır' diyen hükmüdür. Yani o dönemde de de birçok farklı görüşler sergilenirken Sivas Kongresi gür bir şekilde 'bu milletin kaderini ancak ve ancak bu milletin iradesi belirler' dediği için cumhuriyetimizin temelleri atılabilmiştir. İrade-i milliyenin ne şekilde tecelli ettiği bellidir. İrade-i milliye demokratik sistem içinde, seçimler üzerinden, özgürlükler üzerinden gerçekleşir. 28 Şubat, bu irade-i milliyeye yönelik bir müdahaleydi.''
Kaynak: Diyarbakır Söz