EN ÖNEMLİ AŞAMA TAMAM
Türkiye 40 yılı aşkın süren terör meselesinin tam anlamıyla çözümünde ve Kürt sorununun halledilmesi yolunda önemli ve tarihi bir süreçten geçiyor. 1 Ekim tarihinde MHP Lideri Bahçeli'nin attığı adımla başlayan ve önemli mesafeler alınan sürecin en önemli aşamalarından olan terör örgütünün kendisini fesih etmesi nihayet gerçekleşti.
AKILLARDAKİ SORULAR CEVAP BEKLİYOR
Bu önemli ve tarihi gelişmenin ardından barışın tam anlamıyla hayat bulmasında önem arz eden ve 85 milyonu yakından ilgilendiren gelişmelerin neler olabileceği sorusu gündemdeki yerini koruyor. Söz haber ekibi, akıllardaki sorulara cevap bulmak adına milletvekillerine, hukukçulara ve akademisyenlere sorular yöneltti.
Konuyla ilgili Diyarbakır Söz Gazetesi muhabirine açıklama yapan AK Parti Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu, Türkiye'de artık bundan sonra şiddet dışında her türlü konunu tartışılabileceğini söyledi.
"YASAL DÜZENLEMELER OLACAKSA BUNLARDA MECLİSİN İŞİDİR"
Örgütün feshinin ve silahların gömülmesinin önemli bir aşama olduğuna dikkati çeken Ensarioğlu, "Bundan sonrası teknik süreçlerdir. En önemlisi örgütün kongresini toplayıp fesih kararı almasıydı. Fesih kararı en ve silahlı mücadelenin sonlandırılması önemli aşamadır. Türkiye'nin geldiği noktada, var olan sorunlarımız için siyasal ve demokratik zeminin müsait olması, her türlü sorunu şiddet dışında konuşulabileceğimizi ve tartışabileceğimizi, haklıysak elde edebileceğimizi biliyoruz. Örgütün de bu aşamaya gelmesi önemlidir. Bundan sonrakiler teknik meselelerdir. Silahların envanteri, nereye bırakılır, nereye çıkarılır, örgütün mali kaynakları, örgütün silahlı güçleri ne olacak? Yönetim kadrosu ne olacak? Bu gibi sorular ilgili kurumlar bu çalışmaları yapacaktır. Çünkü bir sorunu çözdükten sonra, sebep ve sonuçlarıyla ortadan kaldırmak zorundasınız. Yani içerideki hasta tutukluları, dışarıdaki silahlı güçler, bunların toplumsal bir barışı sağlama adına, entegrasyon süreci nasıl yürütülür? Bunları yürütürken toplumsal hassasiyetler gözetilerek, yapılır. Bununla ilgili kurumların eminim ki bir hazırlığı vardır. Yasal düzenlemeler olacaksa bunlarda meclisin işidir" dedi.
Ensarioğlu, bütün siyasi partilere ve herkese önemli görevler düştüğünü belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:
"ACILAR, TOPLUMSAL HASSASİYETLER VAR. BUNLARDA GÖZETİLEREK AŞAMA AŞAMA ÇÖZÜMLER GETİRİLİR"
"Bütün siyasi partilerin katılımıyla mecliste bunların görüşülmesi ve çözülmesi mümkündür. Çünkü Türkiye yeni bir süreci başlatıyor. Yani artık eskiye dair ne varsa bunların çözümüyle alakalı hepimizin üzerine düşen vazifeler var. Acılar yaşandı, toplumsal hassasiyetler var. Bunlarda gözetilerek aşama aşama çözümler getirilir. Türkiye bunun üstesinden geldikten sonra, diğer konuların çözümü çok daha kolay olacaktır. Süreç tam olarak nihayete erdirmeden, süreci provake etmek isteyenler olabilir. Kullanılabilecek her cümle farklı yerlere çekilebilir. O yüzden şimdiden çok köşeli cümleler kullanarak, ileriye dönük bir takım olumlu adımlar olsa dahi, bugünü zehirleyecek ve etkileyecek cümleler kurmamak lazım. Türkiye'de barışın ve kardeşliğin ve toplumsal ittifakın gereği neyse yapılır."
AK Parti Diyarbakır Milletvekili Suna Kepoğlu Ataman da, barışı tüm ömrü boyunca hep istediğini ve dualar ettiğini dile getirdi.
Bu konuda emeği geçenlere teşekkür edenlere teşekkür eden Ataman, "Barış benim çocukluğumun en büyük hayaliydi. Gençliğimin gayesi, yaşlılığımın duasıydı. Başta Sayın Cumhurbaşkanımıza, MHP Lideri Sayın Bahçeli'ye, sonsuz şükranlarımı iletiyorum. Bu işin meclise taşınması hepimiz ilk günden çok heyecanlandırdı. Bu işin mutlaka sonuçlanacağından emindik. Geçmişte çözüm sürecinden ne yazık ki sonuç alamadık. Bu yeni süreçte yeni bir heyecan ve bununla beraber yeni sorumluluklar artacaktır" diye konuştu.
Milletvekili Ataman, meclisin yasal düzenlemeler için bı yaz fazla çalışacağına vurgu yaptı ve şöyle dedi:
"BU YIL TBMM FAZLA ÇALIŞACAK"
"Bundan sonraki düzenlemelerle, meclisin yapacağı çalışmalarla, hepimizin yükü daha da ağırlaştı. Bundan sonra titiz bir çalışma yapılacak. Tahminime göre meclis bu yılki yasama döneminde daha uzun çalışacaktır. PKK'nın kendisini fesih etmesi önemlidir. Dün anneler günü dolayısıyla HDP önündeki anneleri ziyaret ettik. Hepsi evlatlarını bekliyor. İnşallah her şey güzel bir şekilde tamamlanacaktır. Yıllardır annelerin ve ailelerin yaşadığı acılar inşallah son bulur. En önemlisi de Türk-Kürt kardeşliği ülkeye çok şey katacaktır. Ekonomik olarak daha güçlü, daha demokratik olarak güçleneceğiz. Çünkü evin içerisindeki huzursuzluk gideriliyor. Evin içi düzenlendiği zaman artık dünya birleşse bile kimsenin gücü Türkiye'ye yetmez."
Hukukçular ise mecliste ne gibi yasal düzenlemeleri içeren konuların tartışılacağına dair önemli tespitlerde bulundular.
Hukukçu Recep Kandemir, anayasadaki vatandaşlık tanımı ile anadilde eğitimin tartışmalı konular olduğuna değinerek, şunları kaydetti:
"CHP’NİN BU DEĞİŞİKLİKLERE DESTEK VERECEĞİNE EMİN DEĞİLİZ"
"PKK'nın silahlarını fiilen bırakması sürecine şahit olacağız. Ondan sonra çözüm bekleyen sorunlar demokratik siyaset yoluyla yani mecliste görüşülerek yasal veya anayasal çözüme kavuşturulacaktır. Ak Parti ve MHP yani Cumhur İttifakı sürecin ana aktörleri olduğu için süreci yürütüyorlar zaten. Deva, Gelecek, Saadet Partisi de destekleyeceklerini ifade etmişlerdi. CHP ise şimdiye kadar 'Terörsüz Türkiye' projesine destek vereceğini, sorunların meclis çatısı altında görüşülerek çözülmesini ifade ediyor. Bu sürecin sancılı yönü belki mecliste yaşanacaktır. Kürt Sorunu, öncelikle Anayasal bir sorundur ve vatandaşlık tanımı olan 66. madde , anadilde eğitimi konusu olan 42 . madde. Merkezi idare anlayışının ademi merkeziyete dönüşmesi gibi anayasada değişiklik gerektiren konularla beraber birçok yasal değişikliler de söz konusu olacaktır. Bu konularda CHP’nin desteği olacak mı göreceğiz. CHP’nin bu değişikliklere destek vereceğine emin değiliz. Benzer örneklerde gördüğümüz gibi gerek silahlı sürecin bitmesi gerekse sorunlara siyasi çözüm geliştirme dönemleri sancılı olmuştur. Ama işi kolaylaştıran yön toplumun kahir ekseriyetinin barışa , akan kanın durmasına , ödenen ekonomik bedelin sona ermesine destek veriyor olmasıdır. Toplum sürece pozitif yaklaşıyor Bu durum önümüzdeki zamanda sorunlara siyasi çözümler geliştirmeyi kolaylaştıracaktır."
Avukat Sıtkı Zilan ise, DEM Partisi ve Öcalan'nın herhangi bir talepte bulunmadıklarını ileri sürerek, "PKK'nın kendisini fesih etmesinin ardından bence hikaye yeni başlıyor. Öcalan'ın serbest bırakması lazım. Haftada 2 saatlik seçmeli Kurmanci, Zazaki dersin mecburi hale gelmesi bu kalıcı bir kazanıma dönüşür. En büyük manipülasyon da burada yapılıyor. PKK ve DEM cenahı bu konuda bir şey istemediğini söylüyor. Bu onları bağlar velev ki gizli istemiş olsalar bile. Zaten gizli saklı yapılan şeylerin patlak vereceği daha önceki çözüm sürecinden de anlaşılmış olması lazım. Üçüncü göz, BM ve Avrupa Birliği veya üçüncü güçlü ve tarafsız bir ülkenin gözetiminde yapılacak olan antlaşmalar, süreçler sağlıklı olur. Bunu bizzat Öcalan istemiyor. Tabi ki bunu devletin emri ile söylüyor. Zaten kendisinin beyanıyla bu sabittir, Kürtlük şakı, Kürdistan aşkı olan biri değil. Haliyle Türkiye ile bütünleşme Türk toplumu ile bütünleşme diye bunu kendileri söylediler. Yani entegrasyon bile değil. Bunu da Türkiye canı gönülden 100 yıldır istediği bir şey. Yani bir şey olacaksa, PKK dışındaki insanların eliyle, veyahut oradan kopacak bir paradigma ile Öcalan'sız, Apoizm ideolojisinin dışında yapılacak olan bir kurgu ile belki Kürtler siyasi mücadele ile belki bir şeyler elde ederler" şeklinde konuştu.
Dicle Üniversitesi Öğretim üyesi Prof. Dr. Rüstem Erkan da, sürecin sonuca ermesi için çok fazla beklenilmemesi uyarısında bulundu.
Meclisin çalışma düzeninin yeniden düzenleyerek, komisyonlar kurulması gerektiğini Prof. Dr. Erkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"MECLİSTE BU KONULARLA İLGİLİ KOMİSYON KURULMASI GEREKİR"
"Örgütün fesih kararı ve silahı bırakması önemlidir. Eğer, bunun üzerinde gidilirse daha hızlı bir yol alınır. Ama örgütün 12. Kongresinin sonuç bildirgesindeki maddeler ciddi şekilde tartışmaya açılırsa, çünkü metinde tartışmalı kararlar, görüşler, kavramlar çok fazla ve onun üzerinde büyük bir tartışma açılırsa, meselenin hızlı çözümünde bir sorun olabilir diye düşünüyorum. Buna takılmadan yani silahların bırakılmış olması, örgütün kendini fesih etmesi bağlamında burada atılması gereken adımlar öncelikle sadece örgütün dağ kadrosundan gelenlere dönük bir düzenleme olarak değil, Türkiye'de örgüt üyeliğinden çok daha hafif suçlarla mahkum olmuş olanlar var. Bunların üzerinde de kamuoyunu yumuşatacak, kimseyi de rahatsız etmeyecek, genel, belli bir gruba veya kişiye dönük düzenlemeler yerine, herkesi tatmin edecek, düzenlemeler üzerinde gidilirse bence önemli olur. Ama birçok şey zaman alacakmış gibi görünüyor. Yasal düzenlemelerden tutun, belki anayasal düzenlemelere kadar gidecek, tartışmalı çok konu var. Onun için öncelikle silah bırakma işinin çok iyi yönetilmesi gerekir. Yasal düzenlemeler için ise, meclisin normal çalışma düzeni içinde bu olmaz. Bununla ilgili meclisin ya yaz tatili yapmadan ya da mecliste özel oturumlarla bu konu tartışılabilir. Yani meclisin normal programı içerisinde bundan çok fazla yol alınamaz diye düşünüyorum. Mecliste bu konularla ilgili komisyon kurulması gerekir. Özellikle her partinin bu konuda uzman insanlarından oluşan bu komisyonda bir hazırlıkla gelinmesi lazım. Bu işin yıllara yayılması, giderek meselenin etkisizleşmesi, silah bırakılmışta olsa beklenen toplumsal alanı beklediğimiz gibi bir bütünleşme ve rahatlama sağlamayacağını düşünüyorum. Biri iki ay içinde geri dönülmeyecek şekilde bir sonuç alınmasının yararlı olacağını düşünüyorum. Yasal düzenlemelerin hızla yapılması gerektiğini düşünüyorum."
Kaynak: Diyarbakır Söz